Davacı erkek vekilinin istinaf başvurusuna ilişkin olarak; davacı tarafça açılan davaların davalı Ayfer için bağlanan tedbir nafakası ile davalı T5 bağlanan yardım nafakasının kaldırılması davasına ilişkin olduğu, davalı Ayfer için boşanma kararı ile hükmedilen yoksulluk nafakasının bulunmadığından burada TMK'nun 177. maddesinin uygulanamayacağı, davalı Ayfer yönünden TMK'nun 201. maddesinde düzenlenen yetki kuralının geçerli olduğu, bu maddeye göre evlilik birliğini koruyucu tedbirlerden olan tedbir nafakasına ilişkin davaların eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinin düzenlendiği, davacının davalı Ayfer yönünden yerleşim yeri mahkemesinde dava açmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı Fatma Nur yönünden açılan yardım nafakasının kaldırılması davası yönünden ise; TMK'nun 365/6. maddesinde yetkili mahkemenin taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunun düzenlendiği, bu durumda davacının yardım nafakasının kaldırılması talebi yönünden yetkili mahkemede...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Uyuşmazlık tedbir nafakasının kaldırılması ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, bağımsız mahkemede açılan nafaka davası niteliğinde değildir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; borçlunun mahkemeye sunduğu ödemelerin ahlaki ödemelere ilişkin olduğu bildirilmiş olup, ödeme belgelerinin nafaka borcuna mahsuben yapılan ödemelere ilişkin olmadığı nazara alınmadığı gibi, yapılan bu ödemelerin nafaka borcuna mahsup edileceği yönünde bir belge de ibraz edilmediğinden, ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü mümkün değildir. O halde mahkemece; itirazın kaldırılması talebinin tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(HUMK.md.438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendindeki "hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına" sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına yerine "hükmedilen tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar devamına" sözcüklerinin yazılmasına hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.11.2013(Pzt.)...
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde, davacının nafaka bedellerini ödediğini, davalının boşanmadan sonra 4- B kapsamında çalışmaya başladığını, babasına ait otelde sigortalı aktif çalışan olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, yine iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olmadığını belirterek kaldırılmasına, aksi takdirde indirilmesine karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı kadın vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine, mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde iştirak nafakasının indirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, sadece davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
tekrar geri istenemeyeceğinden istirdat davasının reddine, dava tarihi itibariyle davalının da davacı gibi eşit düzeyde emekli maaşının bulunduğu gerekçesiyle dava tarihinden itibaren 300 TL tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak; TMK 186/3 maddesine göre eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği eşler birliğin giderlerine güçler oranında katılmak zorunda olduğundan, davalı kadının gelirinin bulunması tedbir nafakasına hükmolunmasına engel olmadığı gibi, nafakanın tamamen kaldırılmasına da gerekçe olamaz....
Aile Mahkemesinde tedbir nafakası istemli dava açıldığı ve mahkemenin 2008/402-2010/293 sayılı kararı ile 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2010/19187-21794 sayılı kararı ile tedbir nafakasının aylık 400,00 TL’ye yükseltilerek onanmasına karar verildiği ve bu hükmün 11.02.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2014/534 E.- 2015/192 K.sayılı ilamı ile davacılar Neşe T4 için yardım nafakasına , dava tarihinde henüz reşit olmayan müşterek çocuk T3 için annesi tarafından açılan tedbir nafakasında çocuk Cihan lehine 250 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren reşit olduğu tarihe kadar ödenmesine karar verildiği, iş bu kararın temyiz edilmemesi üzerine 21/05/2015 tarihinde kesinleştiği, davacı babanın Cihan'ın çalıştığından bahisle lehine hükmedilen nafakanın kaldırılmasını talep ettiği, T3 13/03/1997 doğumlu olduğu, TMK 196.maddesi uyarınca çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının reşit olduğu 13/03/2015 tarihinde kendiliğinden kalkacağı , zaten lehine tedbir nafakasının hükmedildiği mahkeme kararında da bu hususun açıkça yazıldığı bu nedenle davacı babanın davalı Cihan yönünden nafakanın kaldırılmasını talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı, mahkemece hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken Cihan lehine hükmedilen tedbir...
Mahkemece, dayanak ilamda davacı kadın ve müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının daha sonra yeni bir ilamla ortadan kaldırılmadığı, bozmadan sonra verilen kararın kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakasının işleyeceği, bu tarihten sonra tedbir nafakasının ortadan kaldırılması için kesinleşmiş ilamın İcra Müdürlüğü'ne ibrazının yeterli olduğu, takibin dayanağının boşanma ilamı olması nedeniyle ilamlı icra takibi yapılmasında yasaya aykırı bir yön olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda takip dayanağı ... Aile Mahkemesi'nin 26.02.2008 tarih 2007/828 E- 2008/144 K sayılı ilamında dava tarihinden itibaren davacı kadın için 250 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk lehine ise; 150 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş olup, Yargıtay 2....
Aile mahkemesinin 2017/763 esas sayılı dosyasından davacı alacaklı tarafın başvurusu ile müşterek çocuğun eğitim giderlerine ilişkin ara karar kurulması talep edildiği, mahkemece 02/07/2019 tarihli ara kararı ile "davacının katılım ve iştirak nafakasının arttırılması, ayrıca eğitim giderinin hükmedilmesi şeklindeki talebinin nafakanın hüküm altına alındığı tarihten bu yana geçen süre yasanın velayeti kendisi olmayan tarafa nafaka dışında herhangi bir hükümlülük yüklememesi, eğitim giderininde nafakanın içinde olması nedeniyle davacının bu konudaki taleplerinin reddine" şeklinde kurulduğu, takip konusu nafakanın tedbir nafakası olması hasebiyle tedbir nafakasının mahkeme ara kararında belirlenen şekilde nakdi olarak ödenmesi zorunlu olup davalı takip borçlusunun takipte talep edilen tedbir nafakalarından eğitim gideri adı altında yaptığı ödemelerin mahsubunu icra mahkemesinden itirazın kaldırılması davasında ileri süremeyeceği, kaldı ki eğitim giderlerine ilişkin beyanlarının tedbir nafakası...