DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından bağımsız tedbir nafakasının kaldırılması şeklinde hüküm kurulmaması yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle davacı-davalı erkeğin davasının Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesi uyarınca kabul edilmesine rağmen hükümde 166/3 yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğunun anlaşılmasına ve mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca kadının bağımsız tedbir nafakası davasının reddine karar verildiği, dolayısıyla bozmadan önce kadın lehine hükmedilen bağımsız tedbir nafakasına ilişkin hükmün ortadan kalktığının tabii bulunmasına bu itibarla, ayrıca kadın lehine hükmedilen bağımsız tedbir nafakasının kaldırılmasına...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/280 Esas, 09.03.2007 tarihli ara kararı ile “müşterek çocuğun anne yanında olması nazara alınarak dava tarihinden itibaren çocuk için 300 TL, davacı eş için 300 TL olmak üzere aylık 600 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verildiği, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 20.03.2007 tarihinde 01.11.2006-20.03.2007 tarihleri arası birikmiş aylık tedbir nafakası ve işlemiş faizi için ilamlı icra takibi başlatıldığı icra takibi devam ederken, .........
Somut olayda, davacı kadın lehine hükmedilmiş aylık 1000TL; yıllık 12.000TL tutarındaki tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakasının kaldırılması davası yönünden verilen karar kesindir. Bu nedenle, kadının tedbir nafakasının kaldırılması davasının kabulüne dair temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacı kadının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadının düzenli olarak çalıştığının ve geliri olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlaki düşünceler yer almaktadır. Nafaka talep edilen eşin kusursuz da olsa nafaka ödemekle yükümlü kılınması, yoksulluk nafakasının tazminat ya da cezadan farklı bir nitelik taşıdığını göstermektedir. Yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması, diğer bir ifadeyle kendi kusurundan kaynaklanmamak koşuluyla yoksul olmaması gerekmektedir....
Bu düzenleme karşısında boşanma veya ayrılık davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden ( re’sen) alınması gereklidir. Mahkemece bu kapsamda 19.03.2009 tarihli ara karar ile kadın ve ortak çocuklar için tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Geçici tedbir nafakası kural olarak boşanma ve ayrılık davasının açıldığı tarihten itibaren hükmedilir ve boşanma ya da ret hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam eder. Ancak geçici tedbir nafakası almakta olan eş ve çocuklar nafaka yükümlüsü eş ile birlikte yaşıyorlar ve geçimi nafaka yükümlüsü eş tarafından sağlanıyorsa, başka bir ifade ile nafaka ihtiyacının ortadan kalkması durumunda nafaka yükümlüsü eşi, geçici tedbir nafakası ile sorumlu tutmak hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi, nafaka alacaklısı eş yönünden de hakkın kötüye kullanılması (TMK m. 2) niteliğini taşır....
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı erkeğin karar düzeltme talebinin bağımsız tedbir nafakasının kaldırılması veya azaltılması davasına yönelik olarak kabulüne ve hükmün münhasıran bağımsız tedbir nafakasının kaldırılması veya azaltılması davası yönünden BOZULMASINA, davacı erkeğin diğer karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 30.11.2017...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın karar verilmesine yer olmadığına ve kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, davalı lehine daha önce hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk lehine hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının kaldırılması talep edilmiş,mahkemece, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 80.00 TL'ye indirilmesine,iştirak nafakasının ise müşterek çocuk ... olduğu tarih (07.08.2009) itibariyle resen kalkacağı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yargılama sonucunda mahkemece; Ortaca l.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/239 esas 2014/292 sayılı l8.07.2014 tarihinde kadın lehine hükmedilen 400,00.TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve tedbir nafakasının kesinleşme tarihi olan 06.05.2021 tarihine kadar 50,00.TL arttırılması, aylık 450.00 TL tedbir nafakasına davalıdan alınarak davacıya verilmesine davacı kadın lehine hükmedilen 250,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşme tarihi olan 06.05.2021 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL arttırılmasıyla aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava tarihinden itibaren l yıl sonrasından başlamak üzere her yıl TÜİK' in açıkladığı ÜFE ortalamasına göre arttırılmasına karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki boşanma,tedbir nafakası, tedbir nafakasının kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının kabulüne, erkeğin tedbir nafakasının kaldırılması davasının reddine, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlara karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz....
GEREKÇE : Davanın konusu, yoksulluk nafakasının kaldırılması davasıdır. Davacı erkek istinafında, davanın kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu savunmuştur. Tarafların Kocaeli 2. Aile Mahkemesi'nin 2015/289 E. - 2015/490 K.sayılı ilamı ile 13/04/2015 tarihinde açılan dava ile taraflar eşit kusurlu bulunarak tarafların boşanmalarına ,kadın lehine aylık 400 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildiği 02/12/2015 tarihinde verilen iş bu kararın 12/02/2016 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın 24/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....