C.. için dava tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar tedbir, kararının kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devam olunmak üzere 150,00 TL nafakaya hükmedilmesine karar verilmiş , hüküm, davalı eş tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı Selcan ile davalı Yaşar evli olup, ayrı yaşamda haklılık nedeniyle davacı ile ergin olmayan müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafakalar tedbir nafakası niteliğindedir(TMK. md. 197). Mahkemece, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davacı ile müşterek çocuk için hüküm altına alınan nafakaların karar kesinleşinceye kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra “yoksulluk” ve “iştirak” nafakası olarak ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Ayrıca tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, davalının ödeme gücü ve davacının miras kalan mallarda yasal payını isteme hakkının bulunması nazara alındığında taktir edilen tedbir nafakası miktar çok olup, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. fıkrasından “ kararın kesinleşme tarihine kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak davacı eş için aylık 300 TL nafakanın ” söz ve rakamlarının çıkartılarak yerine “aylık 150 TL tedbir nafakasının ” ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 29.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlaki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir. Dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacını taşıyan yoksulluk nafakası, hiçbir surette nafaka yükümlüsüne yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmamalıdır. 16. Uyuşmazlığa konu iştirak nafakası kavramını açıklamadan önce belirtmek gerekir ki; TMK'nın 185. maddesinin 2. fıkrası uyarınca eşler; birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, boşanmadan sonra açılan boşanma sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat ile nafaka işleğine ilişkindir. Davacı kadın, 02.03.2010 tarihinde açtığı... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2010/41 Esas sayılı boşanma dosyasının dava dilekçesinde "ayrı yaşamakta haklı olduğu halde davalı eşinden nafaka talebinin bulunmadığını ve bulunmayacağını" beyan etmiş, tazminat haklarını ise saklı tuttuğunu belirtmiştir. Eldeki dava dosyasında ise 500 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 20.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminat istemiştir. Davacının boşanma dava dosyasında davalıdan nafaka istemediğini açıklaması, nafaka isteğinden feragat niteliğindedir. Bu beyan davacıyı yoksulluk nafakası konusunda bağlar....
Somut olayda, davalı-davacı kadının 8.400,00 TL yıllık tutarındaki tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davası yönünden verilen karar kesindir. Bu nedenle davavalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasındaki reddedilen nafaka miktarlarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-davalı erkeğin açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesi tarafından, davalı-davacı kadının kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi, davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle, erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Hüküm, yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz edilmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı, davacı-karşı davalı erkek tarafından süresi içerisinde "kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, ortak çocuk yararına hükmolunan nafakalar ile velayet" yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla "erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri, ortak çocuk yararına hükmolunan nafaka miktarları." yönünden istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davası ile nafaka davasının aynı tarihte açılmasına, nafaka davasında davalı-davacı (kadın) için 300 TL, çocuk için 200 TL, boşanma davasında ise davalı-davacı (kadın) ve müşterek çocuk yararına 200'er TL tedbir nafakasına hükmedildiğinin, boşanma davasında kadına verilen tedbir nafakasının tekerrüre esas teşkil etmeyeceğinin açıkça belirtildiğinin ve çocuk için tedbir nafakası ve boşanma davasında verilen tedbir nafakasının tahsilde tekerrür etmemek üzere hüküm kurulduğunun tabii bulunmasına, evlilik tarihinin hükmün gerekçesinde yanlış...
O halde, küçük ... ’in bakımı ve eğitimi için TMK. nun 329. ve 330.maddeleri gereğince, hayat koşulları ve tarafların ödeme güçleri de dikkate alınarak uygun miktarda nafaka takdiri gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile isteğin tümden reddi doğru görülmemiştir.Bundan ayrı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve özellikle küçük ... ’un yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında; takdir edilen nafaka azdır. Mahkemece, TMK. nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak küçük ... için daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir.Öte yandan, müşterek çocukların velayeti davacı anneye ait olup (TMK. md.337/1), küçüğe fiilen bakılması nedeniyle nafaka talebinde bulunulduğuna göre (TMK. md. 329/1); mahiyeti itibariyle istenilen nafaka, iştirak nafakası niteliğindedir....
B.. için aylık 300,00-TL iştirak nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," ifadelerinin çıkarılarak yerine; "Davanın kısmen kabulü ile; dava tarihinden itibaren tarafların müşterek çocuğu Ç.. Ç.. B.. için aylık 300,00-TL tedbir nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin, kadının birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı davalı erkeğin açtığı boşanma davası ile davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonucu, erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının tedbir nafakası davasının...