Bu durumda da, nafakanın kaldırılması hakkaniyete, yoksulluk nafakasının temelinde yatan sosyal ve ahlaki fikre uygun düşecektir....
İlk hükümle tayin edilen tedbir nafakası davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmediğine göre, tedbir nafakasının gerekliliği ve miktarı bakımından davalı-karşı davacı kadın yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nafaka, "geçici" niteliği gereği tayinini gerekli kılan sebeplerin ortadan kalkması durumunda kuşkusuz kaldırılabilir ise de, davalı-karşı davacı kadın yararına oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilemez. Bu husus nazara alınmadan, davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının kaldırılması doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden ... 'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı eşinin uzun yıllardır bir başka kadın ile birlikte yaşadığını, kendisi için Aile Mahkemesi'nin 09.08.2006 tarih ve 2005/615 esas-2006/461karar sayılı ilamı ile 350 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini ancak günün ekonomik koşullarında bu nafakanın yetersiz olduğunu belirterek, tedbir nafakasının aylık 1.350 TL'ye yükseltilmesini istemiştir. Davalı, davacı ile yaklaşık otuz yıldır ayrı yaşadıklarını, talep edilen nafakanın fahiş olduğunun ileri sürerek davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının müvekkili lehine red edilen maddi ve manevi tazminat yönünden kaldırılması istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK'nın 355. maddesine göre, re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma ve fer'ileri ile tedbir nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından asıl dava olan tedbir nafakasının artırılması davasının kabulü ile karşı dava olan boşanma davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1....
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle davalının tespit edilen gelir durumu nazara alındığında; takdir edilen nafaka miktarı çok olup, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "...davacı yararına aylık 400.00 TL tedbir nafakasının, tarafların müşterek çocukları ... için aylık 300.00 TL, müşterek çocuk ... için aylık 250.00 TL, ... için 200.00 TL olmak üzere toplam 1.150.00 TL tedbir nafakasının" sözlerinin çıkartılarak yerine "davacı yararına aylık 350.00 TL tedbir nafasının, tarafların müşterek çocukları ... için aylık 250.00 TL, müşterek çocuk ... için 200.00 TL, ......
Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “yoksulluk nafakasının" ifadesinin çıkarılarak yerine "tedbir nafakasının" ifadesinin yazılması, yine hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan "iştirak nafakasının" ifadesinin çıkarılarak yerine "tedbir nafakasının" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıca, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, tedbir nafakasının niteliğine ve özellikle davalının tespit edilen gelir durumuna göre; mahkemece takdir edilen nafaka miktarı az olup Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun değildir. Bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. bendi çıkartılarak yerine “2- Dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 800 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 15,25 TL fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.12.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; tedbir nafakasının ödenmesine hangi tarihten itibaren başlanacağının belirsiz bırakılmış olması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacılar vekili, daha önce davacı eş için ve müşterek çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının yetersiz olduğu gerekçesiyle tedbir nafakasının artırılmasını talep etmiş, mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı eş için 2005 yılında 75 TL olarak hükmedilen nafaka 150 TL'ye müşterek çocuk için 50 TL olarak hükmedilen nafaka 150 TL'ye yükseltilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....