Davacı vekili, katılma yolu ile başvurduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından hükmedilen nafaka miktarının müvekkilinin sadece üniversite hazırlık aşamasındaki eğitim masraflarını karşılayacağını, diğer ihtiyaçlarını karşılamadığını, davalının emekli maaşının dışında kardeşi ile birlikte Antalya'da La Cactus Butik Oteli'i işletmekte olduğunu, ekonomik durumunun talep edilen nafaka miktarını ödeyecek durumda olup mağdur durumda olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının müvekkili lehine reddedilen kısım yönünden kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, takibe konu nafaka borcunun vekil edeni tarafından fazlasıyla ödendiğini belirterek, icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin ilâmın nafaka borçlusu, ilâma bağlı nafaka borcunu ödediğini İİK’nın 33 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında sayılan belgelerden biri ile ispat etmek suretiyle icra mahkemesinden icranın geri bırakılması kararı alabilir. Bunun dışında, nafaka borcunun itfa edildiğinin ispatı bazı özellikler gösterir. Nafaka alacaklısı belli bir süre nafaka borçlusu ile oturup onun tarafından infak ve iaşe edilmişse, nafaka borçlusu bu süre için nafaka ödemekle yükümlü değildir. Meselâ, nafaka alacaklısı kadın, kocasıyla barışarak evine dönmüş ve kocası tarafından infak ve iaşe edilmiştir; veya nafaka alacaklısı çocuk annesinin yanından ayrılarak nafaka borçlusu olan babasının evine gelmiş ve babası tarafından infak ve iaşe edilmiştir. Buradaki nafaka borçlusu koca veya babanın, karısını veya çocuğunu infak ve iaşe ettiği süre için ayrıca nafaka ödeme yükümlülüğü yoktur....
Nafaka davalarında verilen hükümlere karşı temyiz ve karar düzeltme sınırının; hüküm altına alınan veya reddedilen nafaka miktarının yıllık tutarına göre belirleneceği Yargıtay H.G.K.'nun 30.3.2005 tarihli 196-239 sayılı kararında benimsenmiş, Genel Kurulun 16.3.2005 tarihli 23005/131-140 sayılı kararında da, temyiz ve karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte olan kanun hükümleri esas alınaraK kesinlik sınırının belirleneceği kabul edilmiştir. Mahkemece hüküm altına alınan ve itirazın iptali davasına konu olan nafaka miktarının yıllık tutarı karar tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5236 sayılı Kanula değişiklikten önceki 440/III-1. maddesinde gösterilen 11.530.00 TL.'yi aşmadığından aşmadığından karara karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Bu sebeple karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir....
Alacaklı vekili, dava dilekçesinde belirtilen ödemelerin nafaka borcu ödemesi olmadığını, belirtilen ödemelerden yalnızca 1.000,00 TL'nin nafaka borcu için ödendiğini, borçlunun araç kredisi ödemelerinin veya alacaklı olduğu dosyadaki tahsilatların davalı tarafından alınmasının boşanma protokolüne yansıtılmamış olmakla birlikte anlaşmalı boşanma sürecinde üstlendiği edimler olduğunu, borçlunun nafaka ödenmesi için açılan banka hesabına ödeme yapmadığını, bu nedenle takip başlatmak zorunda kaldıklarını beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takipte talep edilen nafaka alacağının ödenmesi nedeniyle nafaka borcunun bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu kapsamında; takipte talep edilen nafaka alacağının takipten önce itfa edildiği gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....
Somut uyuşmazlıkta boşanma davası sırasında kadın lehine 4320 sayılı Kanım kapsamında verilen 4 aylık tedbir nafakasının nafaka borçlusu erkek tarafından istirdata konu edilemeyeceği hususu yapılan yargılama sonucunda kesinleştiğine göre, ancak 4 aylık nafaka bedelinin nafaka alacaklısından istirdat edilebileceği yönünde bir kesin hükmün ortaya çıkması halinde 6100 sayılı Kanun’un 375/1-ğ maddesinin işlerlik kazanabilecektir. Oysa yargılamanın yenilenmesi talep eden tarafından, talebine dayanak olarak, münhasıran taraflar arasında görülen boşanma davasında tedbir nafakasının nihai hüküm fıkrası ile kaldırılması gösterilmiştir. Bu husus tek başına nafaka borçlusunun cebri icra yolu ile ödemiş olduğu tedbir nafakasını geri alabileceği sonucu doğurmadığı gibi nafaka borçlusu tarafından açılmış ve ret ile sonuçlanmış kesin hüküm niteliğindeki istirdat davasındaki hükmü ortadan kaldıracak nitelikte yeni bir kesin hüküm ihdas edildiğinden de söz edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra Emrine İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu vekili, alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde talep edilen birikmiş nafaka miktarının fazla olduğunu, vekiledeni tarafından Kasım 2013 tarihine kadar nafaka alacaklısı ...’ın ......
Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir....