"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tedbir nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; önceki nafaka takdirinden itibaren geçen sürede, masrafların arttığını ileri sürerek; davacı için ödenen aylık 300.00 TL nafakanın 500.00 TL'ye, ortak çocuklar için ödenen 200.00'er TL nafakanın 325.00' er TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vasisi, cevap dilekçesi ile; davacının 150.00 TL, ortak çocukların 125.00'er TL olmak üzere her ay nafaka aldığını, davacının eve dönmediğini belirterek davanın reddini istemiştir....
Mehmet Erşan Esen tarafından mahsup edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve tüm ödemelerin nafaka borcundan mahsubu gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından davalının ilamdaki vekili hesabına gönderilen 30.605,00 TL'nin borçlu tarafça takibe konu ilam dosyası vekiline ödendiği, vekili tarafından davalı adına gönderilen paranın alınmaması nedeniyle tevdi mahalli tayini kararı ile davalı alacaklıya mahkemece açılan banka hesabına ödendiği, bu ödemenin 26.525,00 TL'sinin davalının hesabına geçtiği, 4.080,00 TL'nin vekalet ücreti olarak vekil tarafından alındığı, böylelikle birikmiş nafaka alacağı ve vekalet ücretinin 30.605,00 TL'sinin takip tarihinden ve vekilin azlinden önce 19/11/2021 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır....
Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının Aile Mahkemesince boşanma davasının davamı sırasında hükmedilen tedbir nafakası ara kararına dayalı olarak başlattığı genel haciz yolu ile icra takibinde; borçlu vekilinin, müvekkilinin aylık 1600 TL maaş aldığı ve kirada oturduğunu, eline geçecek paranın aylık 400-500 TL olduğunu, bu para ile yaşamını sürdüremeyeceğini ileri sürerek İİK'nun 83. maddesi uygulanarak birikmiş nafaka borçlarının ödenmesi tamamlandıktan sonra aylık nafaka ödemelerinin yapılması yönünde uygulama yapılması ve 27.01.2015 tarihli memur işleminin iptaline karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine...
Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu yeni uygulamalarla yine objektif kriterlerle yumuşatılmış ise de; somut olayda Mahkeme'ce celp edilen İş Bankası hesap ekstrelerindeki ödemeler nafaka borcuna mahsuben yapıldığı açıklaması taşımadığı gibi nafakaya uygun ve düzenli ödemeler değildir. Davalı vekili 27.09.2013 tarihli dilekçesinde sadece nafaka açıklaması ile gönderilen ödemelere muvafakati olduğunu, açıklama taşımayan ödemelerin nafaka için gönderildiğinin ispatı gerektiğini bildirerek ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığını kabul etmemiştir. Bu halde, aylık nafaka miktarına uygun olmayan ve düzenli olarak yapılmayan ödemelerin nafaka borcundan mahsubu mümkün değildir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Her ne kadar Yargıtay'ın son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda borçlu tarafından sunulan ve alacaklı adına gönderilen ödeme belgelerinin bir kısmında birbirini takip eden, düzenli ödemeler olmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklının ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğu yönünde kabul beyanı da yoktur....
İcra Müdürlüğünün 2017/3910 sayılı takip dosyası ile birikmiş nafaka ve 2016 Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül aylarına ait nafaka borcunu ödenmediğinden dolayı şikayette bulunulduğu, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, bu haliyle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Nafaka borcunu ödememe suçunun oluşabilmesi için, icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş ve ödenmemiş en az bir nafaka borcunun bulunması gerektiği cihetle, şikayete konu icra dosyasında icra emrinin borçluya 18.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği, icra emrinde, birikmiş nafaka alacağı ile birlikte, cari nafaka alacaklarının da talep edildiği, 14.09.2017...
Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı", 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği", 329/1. maddesinde "küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği", 330/1. maddesinde "nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderlerinin de göz önünde bulundurulacağı" ve 331. maddesinde "durumun değişmesi halinde hakimin istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği" hükme bağlanmıştır. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin nafaka talebenin reddedilen kısmı yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gerekli HMK nun 341.maddesi uyarınca miktar veya değeri 8.000 TL sını geçmeyen mal varlığı davala rına ilişkin kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Somut olayda, davacı ve müşterek çocuk aleyhine kabul edilmeyip reddolunan nafakanın yıllık artırım miktarının toplamı (600x12=7.200 TL) 8.000 TL sının altında olduğundan hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle davacının istinaf kanun yoluna başvurma talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Lehlerine nafaka takdir edilen davacı ve çocuklar arasında HMK'nın 59. maddesi gereğince ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davalar birbirinden bağımsız olup, çocuklardan Ayşe Köse için reddedilen nafaka miktarı yıllık 3000,00.-TL ve Muhammet Köse için reddedilen nafaka miktarı ise yıllık 3.000,00.-TL'dir. Yine davacı için reddedilen edilen nafaka miktarı yıllık 3.000,00.-TL'dir. Somut olayda; davacı taraf reddedilen her bir nafaka miktarı, hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen kabul edilen nafakalar yönünden davacı taraf istinaf kanun yolu başvurusunda bulunamaz....