Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, tamamı yönünden, davacı kadın tarafından ise, nafaka ve tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine davalı olarak boşanma davası açmış, davalı erkek süresinde cevap dilekçesi vermiş ve mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir [HMK m.176-(l)]. Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir [HMK m.177 -(1)]. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176 vd....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/04/2014 NUMARASI : 2013/763-2014/241 Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 1968 yılında evlendiklerini, davalının 2013 yılının Mart ayında ortada hiç bir sebep yokken kendisini evden kovup, kapının kilidini değiştirdiğini, o tarihten bu yana aynı binada 3 nolu dairede oturan oğluyla birlikte yaşamaya başladığını, her hangi bir gelirinin bulunmadığını belirterek; 2013 yılının Mart ayından itibaren aylık 500,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; emekli maaşı dışında başkaca bir gelirinin bulunmadığını, davacıya yalnızca 200,00 TL nafaka verebileceğini, geriye dönük nafaka talebinin reddi gerektiğini savunmuştur....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; birikmiş nafaka borçlarından dolayı maaşında haciz olduğunu, aylık 2.825 TL maaşının olduğunu, yeniden evlendiğini, iki çocuğunun bulunduğunu, istenilen nafakayı ödemesinin imkanı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına dava tarihinden itibaren aylık 400 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; davacı lehine takdir edilen nafaka yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gerekli HMK'nın 341.maddesi uyarınca miktar veya değeri 5.880 TL'sini geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
Davacı istinaf dilekçesinde; davanın reddi yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; nafakanın kaldırılması talebine ilişkindir. Yargıtay HGK'nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. HMK 352.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir. Hangi kararların kesin olduğu HMK'nın 341. maddesinde belirtilmiştir. 6763 sayılı yasanın 41'nci maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nun 341/2 maddesinde ön görülen kesinlik sınırı 2021 yılı için 5.880,00 TL'ye çıkarılmıştır....
O halde, takipte talep edilen cari nafaka ve birikmiş nafaka alacakları dışındaki alacaklar ve ferileri için borçlunun emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına, cari nafaka ve birikmiş nafaka alacakları ile fer'ilerinin tahsili için konulan hacizlerin devamına karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b-2. bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetinin kısmen kabulü ile takipte cari nafaka ve birikmiş nafaka alacakları dışındaki alacak ve ferilerinin tahsili için borçlunun emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına, cari nafaka ve birikmiş nafaka alacakları ile fer'ilerinin tahsili için konulan hacizlerin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının sair istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, nafaka istemi ve ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığında bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, nafakaya ilişkin hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmemiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı", 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği", 329/1. maddesinde "küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği", 330/1. maddesinde "nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderlerinin de göz önünde bulundurulacağı" ve 331. maddesinde "durumun değişmesi halinde hakimin istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği" hükme bağlanmıştır. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, nafaka davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların tedbir nafaka davasına yönelik temyiz dilekçelerinin incelenmesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 esas - 2005/235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Bilirkişi raporunun incelenmesinde, davacı ve davalı beyanı doğrultusunda ikili bir hesaplama yapılmış her iki hesaplamada da davacı tarafından fazla ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Davacının, banka hesaplarındaki ödeme miktarlarının tamamında nafaka ödemesi yazmıyorsa da, Aile Mahkemesince belirlenen aylık nafaka miktarı veya katları ile örtüştüğünden, hakkaniyet kuralı gereğince nafaka ödemesi olarak kabul edilmesi yerindedir. Buna göre, davacının davalıya ödemesi gereken nafaka borcu bulunmadığı kanaatine varılarak, davanın kabulü kararında isabetsizlik görülmemiştir....
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....