Hukuk Dairesinin uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Ancak, ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, mahkemece; nafaka alacaklısı davacı tarafından, nafaka borçlusu davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle, reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....
Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında; nafaka borcuna ilişkin temel ilkeler açıklandıktan sonra, davalıya ait hesaptaki paraların kimler tarafından yatırıldığı araştırılarak, nafaka borçlusu (koca) tarafından yatırılan paraların nafaka olmadığının ispatı için davalıya süre verilerek, ardından davacının yapmış ödemelerin takip konusu nafaka borcundan düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Diğer bir ifade ile Dairemizin bozma ilamında ifade edilen husus davacı koca tarafından davalı hesabına yapılan ödemelerin nafaka alacağından mahsup edilmesi gerektiğine ilişkin olup, dava dışı kişiler tarafından (davacının annesi ve kız kardeşi) nafaka açıklaması olmaksızın yapılan ödemelerin de nafaka borcundan düşülmesi (mahsubu) imkanı bulunmamaktadır....
İcra (Hukuk) Mahkemesinin 12.06.2014 tarihli ve 2013/726 E., 2014/373 K. sayılı kararı ile; Yargıtay içtihatları gereğince borçlunun birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi birtakım ödemeler yapması hâlinde bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağının kabulünün gerektiği, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmenin hak kaybına neden olduğu, kaldı ki zorunlu olsa dahi, nafaka borcunun da nitelik itibarıyla temelde ahlaki bir ödeme olduğu, borçlu tarafından 01.02.2013 tarihinde 1130TL ve 05.03.2013 tarihinde 850TL nafaka açıklaması ile banka kanalıyla ödeme yapıldığı geri kalan diğer ödemelerin nafaka açıklaması olmaksızın alacaklının kredi kartı borcu ödemesi olarak yapıldığı, her ne kadar nafaka açıklaması olmadan ödeme yapılmış ise de yapılan ödemelerin birbirini takip eden tarihlerde yapıldığı...
. - K A R A R - Şikayetçi vekili müvekkilinin ilama bağlı nafaka alacaklısı olduğunu, borçlunun OYAK Genel Müdürlüğü’ndeki alacağının dağıtımı için düzenlenen sıra cetvelinde müvekkiline sadece 466,20 TL ayrıldığını ve artanın şikâyet olunana bırakıldığını, Nafaka alacağının ilk sırada ödenmesi gerektiğini, eldeki takipten önce biriken nafakanın ayrı bir takip konusu yapıldığını ve bu taleplerinin takipten sonra işlemekte olan nafaka alacağına ilişkin olduğunu, işleyen nafakanın öncelikle ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Şikâyet olunan vekili birikmiş nafaka alacağının öncelikli olmadığını bildirerek şikâyetin reddi gerektiğini savunmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2019/5323 sayılı takip dosyası ile 05/09/2018-05/05/2019 tarihleri arasında birikmiş tedbir nafakası borcunu ödenmediğinden dolayı şikayette bulunulduğu, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, işleyecek aylık nafaka talebinin bulunmadığı, müşteki vekilinin ... 3. İcra Müdürlüğünün 2019/5323 sayılı takip dosyasına konu nafaka alacaklarının hiç ödenmediği gerekçesiyle şikâyette bulunması neticesinde ... 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine boşanma ve nafakanın arttırılmasına ilişkin ilama dayalı olarak nafaka alacağının tahsili için ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda nafakanın arttırılması talepli dava tarihinden takip tarihine kadar 3.600 TL nafaka ve faizi talep edilmesi gerekirken icra emrinde nasıl hesap edildiği anlaşılamayan 120 aylık nafaka talep edildiğini, bu hesabın yanlış olduğunu, işlemiş faizin fazla olduğunu ve yaptığı 1.550 TL ödemenin nafaka miktarından düşülerek takip başlatılması gerektiğini belirterek icra emrinin iptalini talep...
Buna göre tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsünün (davalı annenin) gelir durumu, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları nazara alındığında, takdir edilen nafaka miktarının az olduğu açıktır. O halde, mahkemece; nafaka yükümlüsü annenin ekonomik durumu da dikkate alınarak, çocukların ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli ve TMK'nun ....maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun miktarda nafaka artışına hükmedilmesi gerekirken; müşterek çocuk lehine az miktarda nafakaya hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, bu husu bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bunun yanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 177. maddesinde ise nafaka davalarında yetkili olan mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre; "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir" Bu düzenleme ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bulunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır. Nafaka alacaklısı (davacılar) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilecekler, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9. Madde - HMK 6.madde gereğince) dava açabileceklerdir. Mahkemece, 6100 Sayılı HMK'da veya Türk Medeni Kanunu’nda yetkili mahkemeye ilişkin özel hüküm bulunmadığı belirtilmiş ise de; yukarıda da açıklandığı gibi olayımızla ilgili yetki kuralı TMK.nun 177....
İcra Dairesinin 2015/12404 sayılı takip dosyasına konu edilen nafaka alacağının ise, kesinleşme tarihinden evvel bakiye tedbir nafakası ve 2015 yılı Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ait nafaka borcunu içerdiği, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının da tahsilinin talep edildiği ve anılan dosyaya dair icra emrinin sanığa 20/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, bu haliyle sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Takip talebinde, 27/09/2015 tarihinden itibaren ... için işleyecek aylık 2500 TL yoksulluk nafakasının, 27/09/2015 tarihinden itibaren ... için işleyecek aylık 500 TL iştirak nafakasının tahsilinin de istenildiği...
İcra Müdürlüğü'nün 2020/2035 ve 2020/2036 Esas sayılı takip dosyalarında, borçlunun almakta olduğu ücretten her ay öncelikli olarak işleyen nafakanın kesilmesi, kalan ücretin 1/4'ünün birikmiş nafaka alacağı bitene kadar kesilmesinin talep edilmesi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından uyap sistemi üzerinden birikmiş nafaka bakımından yapılan kesintinin maaşın tamamı üzerinden 1/4 oranında hesaplanarak yapıldığı, yukarıda açıklanan şekilde, işleyen nafaka kesildikten sonra kalan maaştan birikmiş nafaka için 1/4 oranında kesinti yapılması kuralına uyulmadığı anlaşılmaktadır. İşleyen nafaka kesildikten sonra birikmiş nafaka alacağı diğer alacaklarla birlikte sıraya girer. Birikmiş nafaka alacağı için kalan maaştan ancak 1/4 oranında kesinti yapılabilir....