Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Somut olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı 1000 YTL’yi aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle miktarı itibariyle kesin hükme yöneltilen temyiz dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 26.06.2006 pzt....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma -Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kadının açtığı nafaka davası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; erkeğin açtığı boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı vekili Av. ... 13.12.2017 tarihli dilekçesiyle birleşen nafaka davasına yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin nafaka davasına ilişkin olarak reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı ... 30.11.2017 tarihli dilekçesiyle açtığı boşanma davasından feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün boşanma davası yönünden bozulması gerekmiştir....
taşıt kredisi borcu için yaptığı ödemeler nazara alınarak birikmiş nafaka borcunun itfa edildiği kabul edilmiş ve icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
icra Müdürlüğünün 2016/ 80340 sayılı takip dosyası ile 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ait nafaka borçlarını ödenmediğinden dolayı 20.10.2017 tarihinde şikayette bulunulduğu, sanığın şikâyete konu 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ilişkin nafaka borçlarını nafaka alacaklısının banka hesabına havale ederek ödediğine ilişkin 22/09/2017 ve 08/11/2017 tarihli dekont örnekleri sunması karşısında sanık hakkında mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, Alanya 1....
Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Somut olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı (1400 TL.'yi) aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. Bu itibarla, temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Velayetin kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Her ne kadar Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda borçlu tarafından sunulan ve alacaklı adına gönderilen ödeme belgelerinin birbirini takip eden, düzenli ödemeler olmadığı da anlaşılmaktadır. Alacaklının ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğu yönünde kabul beyanı da yoktur. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Gelir, aylık ve ödenekler; 88'inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.'' hükmüne göre, nafaka borçları için haczedilmezlik kuralı uygulanmaz. Yine birikmiş nafaka borçları için emekli maaş haczinde de uygulanması gerekli, İİK'nun 83. maddesinde; borçlunun ve ailesinin geçimi için icra müdürlüğünce zorunlu olarak taktir edilen miktar tenzil olunduktan sonra kalan bölümünün haczedilebileceği ve bu miktarın maaşın ¼'ünden az olamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda borçlu aleyhine birikmiş ve devam eden aylar nafakasının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatılmış, alacaklı vekilinin 14.11.2012 tarihli talebiyle; borçlunun birikmiş ve devam eden nafaka alacağı için emekli maaşı üzerine haciz konulması talebi üzerine, İcra Müdürlüğü'nce talep gibi işlem yapılmasına karar verilmiştir. Bu haliyle haciz birikmiş nafaka yönünden de emekli maaşının tamamı üzerine konulmuştur....
Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre şikayet olunan vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) 2004 sayılı İİK'nın 101. maddesi uyarınca hacze takipsiz iştirak koşullarını taşıyan şikayet edenin İİK'nın 206/4-C maddesi uyarınca, son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan nafaka alacağı rüçhanlı olacağından (İİK m. 140/3), şikayetçi alacağının nafaka kısmına münhasır olmak üzere imtiyazlı kısmının son bir yıllık süre içinde doğan bölüm olduğu, bir yıllık dönem dışında doğan nafaka alacağı bulunduğu takdirde ise rüçhansız olarak hacze iştirak edeceği hususu nazara alınarak, buna göre; alacağa esas diğer kalemler yönünden ise takipsiz iştirak hakkı bulunmadığı gözden kaçırılmadan hükme varılması yerine, nafaka alacağı diğer alacaklardan ayrılmadan ve son bir yıl içinde tahakkuk etmiş eden nafaka miktarının...
İcra Müdürülüğü dosyası (2018/4610) incelendiğinde, davacı borçlu T1 hiç bir zaman nafaka borçlarını zamanında ödemediğini, icra dosyasına sundukları 22.07.2018 tarihli beyanlarında da belirttikleri gibi nafaka borçlusundan 11.000,00 TL tahsil edildiğini, müvekkilinin, nafaka borçlusu ve aynı zamanda çocuğunun babası olan T1 bundan böyle nafaka borcunu muntazam ödeme vaadi nediyle ( borcun tamamını ödemediği halde ) borçlunun önceden hazırladığı belgeleri imzaladığını, müvekkili tarafından imzalanan belge nedeni ile nafaka borcunun 17.02.2012 tarihine kadar ödendiğini kabul ettiklerini, buna rağmen nafaka borçlusunun muntazam ödeme yapmadığının dosyaya sunduğu ödeme belgeleri ile de sabit olduğunu, bu durumu kendisi de kabul ettiğinden Ağustos 2018 aylık nafakasını dosyaya 1.500,00 TL olarak yatırdığını, bu nedenle toplam nafaka alacağının 17.02.2012 tarihinden başlayarak bu tarihiden sonra 11.032,00 TL düşülerek birikmiş nafaka alacağının belirlenmesi gerektiğini belirterek bilirkişi...
İcra Dairesinin 2020/2081 esas sayılı takip dosyasında borçlunun emekli maaşı üzerindeki birikmiş nafaka ve işleyen nafaka ile bunlara ilişkin faiz dışında kalan miktarlar yönünden haczin kaldırılmasına karar verilmiştir....