Nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, Yargıtay kararları ile, objektif kriterlerle yumuşatılmış olup, nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan indirilmesinin hakkaniyet kuralına uygun düşeceği kabul edilmiştir. Borçlu tarafça açıkça sebebi belirtilerek yapılan ödemelerin, nafaka borcundan indirilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı lehine hükmolunan nafakalara ilişkin olarak davacının, davalının banka hesabına yaptığı ödemeler ile diğer ödemelerin nafaka borcunun ödemesi olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasındadır....
Sulh Hukuk Mahkemesi 2019/316 Esas - 2019/1028 Karar Sayılı Dosyanın nafaka ödemelerin yapılması için açıldığını, tüm nafaka borcu ödendiğini, davalının banka hesabını bildiğini ve nafaka bedellerinin ödendiğinden haberdar olduğunu, kötü niyetli ve hukuka aykırı olarak vasilik görevini suistimal edildiğini, davaya konu İstanbul 2....
Nafaka talep edecek olan, bir ön sırada nafaka borçlusu bulunduğu sürece, bir sonraki sırada yer alan nafaka yükümlüsüne başvuramaz. Aynı sırada birden fazla nafaka yükümlüsü varsa, ödenecek olan nafaka miktarı, ödeme güçleri oranında paylaştırılır. Zira nafaka yükümlülüğü müteselsil bir borç doğurmaz. Nafaka alacaklısı, çocuklarının ve anne babasının ödeme gücü olmadığını ispat etmedikçe, refah içerisinde olan kardeşinden yardım nafakası talep edemez. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/16640 Esas sayılı takip dosyasında, borçlunun almakta olduğu ücretten her ay öncelikli olarak işleyen nafakanın kesilmesi, kalan ücretin 1/4'ünün birikmiş nafaka alacağı bitene kadar kesilmesinin talep edilmesi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından SGK emekli maaşından, işleyecek aylık nafaka miktarı ve kalan ücretten birikmiş nafaka alacağının l/4'ünün kesilmesi için haciz müzekkeresi yazılmıştır. İşleyen nafaka kesildikten sonra birikmiş nafaka alacağı diğer alacaklarla birlikte sıraya girer. Birikmiş nafaka alacağı için kalan maaştan ancak 1/4 oranında kesinti yapılabilir. Borçlunun iddia ettiği SGK haciz kesintisi tarihi daha önce ise, bu kesinti bittikten sonra birikmiş nafaka için kesintiye başlanır. Açıklanan kurallar doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, yazılı gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmiş olması isabetli değildir....
alacağının ödenmesi istenmekte olup, aylık nafaka alacağının tahsili yönünde bir talep bulunmaması karşısında, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde olduğundan, bu nitelikte nafaka alacağını ödememek nafaka borcunu ödememe eylemini oluşturmayacağından itirazın reddi yerine kabulü ile borçlunun cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
HD'nin yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup Dairenin son içtihatlarında nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yukarıda izah edilen şekilde yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Bunun dışında, ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, bu ödemeler ahlaki vazifenin yerine getirilmesi kapsamında olup nafakaya mahsup edilemez....
Mahkeme kararına dayanak alınan bu raporlarda hem Yapı Kredi Bankasına gönderilen ödemelerin nafaka borcuna yönelik olduğunun kabul edildiği, hem de davacının 40 ve 59 aylık nafaka dönemleri için ödemesine karar verilmiş olan asıl alacakların hesaplandığı, bu asıl alacaklara ayrı ayrı iştirak nafakası davasının açıldığı tarihten icra takip tarihine kadar faiz işletildiği, ulaşılan rakamlardan Yapı Kredi Bankasına gönderilen miktarların düşülerek hesap yapıldığı, yapılan ödemenin nafaka borcunun karşılığı olduğunun kabul edildiği takdirde kapsadığı miktar ve tarih açısından nafaka alacağının ve faiz alacağının sona ereceğinin hesaplanmadığı, yapılan bu hesaplamaların hukuk mantığına uygun ve anlaşılır olmadığı, çelişkiler içerdiği, neye göre böyle bir hesap yapıldığının açıklanıp gerekçelendirilmediği, bu şekilde varılan sonucun davacının ödediği nafaka borçlarının yeniden ödemesine yol açacağı anlaşıldığından belirtilen borç miktarı isabetli bulunmamıştır.Mahkemece yapılacak iş; davacının...
Dairemizce, nafakaya hükmedilmesinden sonra, ancak icra emri tebliğinden önce yapılan ödemelerin nafaka borcundan mahsubu gerektiği benimsenmiş olup, yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin de nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceğinin kabulü gerekmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin, bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır....
Mirasçılıkta ilk sırada yer alan kişi veya kişiler, yoksulluğa düşen kişinin yardım nafakası talebini yerine getiremediği durumlarda, daha sonra mirasçı olacak kişilerden nafaka talebinde bulunulabilir. Türk Medeni Kanunun'da kan hısımlığı mirasçılığında zümre sistemi kabul edilmiş olup, nafaka yükümlüleri arasında ilk sırada, yardım nafakası talebinde bulunanın altsoyu, ikinci sırada üstsoyu olarak ana ve babası, üçüncü sırada ise refah halinde olması koşuluyla kardeşleri yer alır. Buna göre yardım nafakası talebinde bulunan kişi öncelikle altsoyuna başvurmalıdır. Nafaka talep edecek olan, bir ön sırada nafaka borçlusu bulunduğu sürece, bir sonraki sırada yer alan nafaka yükümlüsüne başvuramaz. Aynı sırada birden fazla nafaka yükümlüsü varsa, ödenecek olan nafaka miktarı, ödeme güçleri oranında paylaştırılır. Zira nafaka yükümlülüğü müteselsil bir borç doğurmaz....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/714 Esas sayılı dosyasında icra takibinin nafaka borcunun ödenmesi nedeniyle iptaline karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davalının nafaka alacağı bulunmamasına rağmen tekrar ... 12.İcra Müdürlüğünün 2013/74 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ileri sürerek, davalıya nafaka borcu olmadığının tespiti ile davalıya yapılan fazla ödemelerin tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davaya konu ... 12. İcra Müdürlüğünün 2013/74 Esas sayılı takip dosyasında talep edilen alacağın birikmiş nafaka alacağı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir....