DAVA TARİHİ : 16.01.2023 KARAR : Davanın kabulüne Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen yardım nafakasının kaldırılması davasında davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının yardım nafakası aldığını ancak eğitim hayatının sona erdiğini ve çalışmaya başladığını belirterek icra dosyasında nafakanın kaldırılmasının istendiği 18.11.2022 tarihinden aksi halde dava tarihinden itibaren yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde dava tarihi itibariyle nafakanın kaldırılması yönünden davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. III....
Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın arttırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu bağlamda; nafakanın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Sözleşmede, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden bozulacak olursa sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır....
Bu durum, ancak; nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davalının aldığı nafaka miktarı ile çalıştığı işten elde ettiği gelir toplamının, onu, yoksulluktan kurtarmayacağı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, davacının; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin içinde (çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle) nafakanın indirilmesi isteğinin de bulunduğu gözetilerek, bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Mahkemece; davalının, işe girip gelir elde ettiği dikkate alınarak, nafakanın hakkaniyete uygun bir miktar indirilmesine karar verilmesi gerekirken, nafakanın tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Yukarıdaki açıklamalar ve tüm dosya kapsamı uyarınca; tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik sosyal durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşları, eğitim durumu, ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında, nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, davacı tarafça nafakanın azaltılması koşullarının oluştuğunun ispatlanamadığı, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı kanaatine varılmış ve davacının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı- karşı davacı; nafaka borcunu düzenli olarak ödediğini, davacı- karşı davalının nafakanın artırılmasına yönelik olarak talebini haklı gösterecek herhangi bir durum olmadığını; bununla birlikte, maddi durumunda gerileme yaşandığını, nafakanın kaldırılması şartlarının oluştuğunu, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise, nafakanın ancak TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılabileceğini istenen nafaka artışının fahiş olduğunu savunarak, asıl davanın reddi ile karşı dava yönünden, ... 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/332 Esas-2013/436 karar sayılı ilamı ile hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, ya da en azından azaltılmasına karar verilmesini istemiştir....
Nafaka alacaklısının gelirinde artış olsa dahi nafakanın kaldırılması şartları oluşmamış ise çoğun içerisinde azı da vardır kuralı gereğince kaldırma talebinin indirmeyide kapsadığı kabul edildiğinden nafaka kaldırılmayıp indirilebilir. Somut olayda; davacı babanın tapu kayıtlarına göre 50 dönüm civarı tarlasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu taşınmazlardan gelir elde edip etmediği ya da ne kadar gelir elde edilebileceği bilirkişi marifetiyle tesbit edilip bütün deliller toplanmalı sonucuna göre yukarıda belirtilen ilke ve esaslara göre hüküm verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
maddesine göre; Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür....
TMK'nın 331. maddesi gereğince; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. ./.....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakasının Kaldırılması -Tedbir Nafakalarının Artırılması Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davacı tarafından davalıya karşı bağımsız olarak açılan "nafakanın kaldırılması" ve davalı tarafından davacıya karşı bağımsız olarak açılan "nafakanın artırılması" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (koca) tarafından; kusur belirlemesi, maddi tazminat, nafakaların miktarı ile bağımsız açılarak boşanma davası ile birleşen her iki nafaka davası yönünden, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise; kocanın kabul edilen boşanma davası ile tazminatlar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 21.01.2014 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ......
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle davalı eş ve çocukların kirada oturdukları ve kira giderleri olduğu da gözetildiğinde; davacının (nafaka yükümlüsünün) ekonomik durumu nazara alınarak tedbir nafakasında yapılan indirim çok olup, TMK’nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ikinci bendindeki "...360 TL olan davacıya ait nafakanın 250 TL'ye, ... için olan 150 TL nafakanın 100 TL'ye" ifadesinin çıkarılarak yerine "360 TL olarak davacıya ödenen nafakanın 300 TL'ye, ...'a ödenen 150 TL nafakanın 125 TL'ye indirilmesine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 28.12.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....