Nafaka, anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlense bile, sonraki zamanlarda nafaka borçlusunun sosyal ve ekonomik durumunda elinde olmayan nedenlerle ve iradesi dışında öncekine nispeten önemli ölçüde değişiklik olması ve bu değişiklik neticesinde nafaka borçlusu yönünden mevcut nafaka ve nafaka ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmesinin çekilemez bir hal alması durumunda nafaka, şartlara göre uyarlanabilir, miktarında indirim yapılabilir. Dolayısıyla, sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge, sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle tarafların biri aleyhine katlanamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar artık o akitle bağlı tutulmazlar. Taraflar, TMK'nın 2. maddesinden yararlanarak değişen koşullar karşısında sözleşmenin yeniden düzenlenmesini isteyebilirler. Nafakada yapılacak indirim miktarı, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir....
Nafaka takdir edilmek istenen müşterek çocuklar,davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, müşterek çocuk Dicle yönünden kabul edilen aylık nafaka 450,00 TL , müşterek çocuk Ali yönünden kabul edilen aylık nafaka ise 400,00 TL olup, her iki nafakanın ayrı ayrı yıllık toplamı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen her bir yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Davalı vekili 01.12.2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle;kararın kaldırılarak davanın reddine aksi halde ilk derece mahkemesince hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olarak düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 5.880,00- TLdır. Buna göre; kabul edilen nafaka arrtırım miktarı aylık 450,00- TL'dan yıllık 5.400,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen -TL'nı geçmemektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; lehine olan deliller dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, hükmedilen nafaka ve vekalet ücretini ödeyecek durumunun bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava; tedbir nafakası isteğine ilişkindir. Nafaka istenen müşterek çocuklar, davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2)....
TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Ancak, mahkemece nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanısıra, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Davalı vekili; davacının nafaka ödeme borcunun, boşanma davasında verilen 29.07.2010 tarihli ara karar ile doğduğunu, borcun doğum tarihinden önce yapılan ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; bilirkişi raporuda belirtildiği üzere, davacı ile davalının aylık nafakanın 3.000,00-TL olması konusunda şifahi anlaştıkları, buna bağlı olarak davacının 30.000,00-TL ödeme yapmadığı, banka kayıtlarına göre davacının davalıya 18.274,00-TL ödediği anlaşıldığından davacının sabit olmayan davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava hukuksal nitelikte; nafaka alacağının tahsili için girişilen icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. .... Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davalı alacaklı tarafından,........
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK.nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) Somut olayda; davalı, yargılamanın 26.09.2013 tarihli celsesinde, "davayı kabul etmediğini, çocuğa 300 TL dışında da harcamaları olduğunu, nafaka dahil toplam 1500 TL harcama yaptığını; bu nedenle, artırım yapılmasının söz konusu olmadığını" belirterek davanın reddini istemiş; yine, duruşmadan sonraki beyanında; çocuğu için yaptığı 1500 TL ödemenin birlikteyken yaptığı harcama olduğunu, bu bedeli nafaka olarak ödeyemeyeceğini savunmuştur....
in ...ayına kadar müvekkili yanında kaldığını, bu nedenle nafaka borcunun bu tarihten itibaren geçerli olması gerektiğini, müvekkilinin 7.İcra Dairesinin 2014/8031 esas sayılı dosyasında nafaka borcu için 400 TL yatırdığını, Ekim ayı nafakalarını posta ile gönderdiğini, yine müvekkilinin davalı ...'a verdiği Tüketim Kooperatifine ait kartla davalının 2.415 TL harcama yaptığını, yaptığı bu ödemeler mahsup edildiğinde müvekkilinin birikmiş nafaka borcu olmadığı halde davalının 8.İcra Müdürlüğünün 2014/11083 dosyasında 3.403 TL birikmiş nafaka için takip başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya birikmiş nafaka borcunun bulunmadığını tespitini talep ve dava etmiştir....
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 1997 doğumlu olan müşterek çocuğun dava tarihi itibari ile lise öğrencisi olduğu, davacı annenin hemşire olduğu ve aylık 2.600 TL maaş aldığı, davalı babanın da polis memuru olduğu ve aylık 2.800 TL maaş aldığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle, önceki iştirak nafakasının çocuğun ergin olması ile yasa gereği sona erdiğini, davacının ergin olup nafaka talep hakkının bulunmadığını, talep edilen nafaka miktarının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının annesinin 40'lı yaşlarda olduğunu ve çalışmasının mümkün olduğunu, ancak yıllardır müvekkilden aldığı nafaka ile geçindiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Mahkekemece yapılan yargılama sonucunda, " davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı yararına aylık 550,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir. Davalı vekili nafaka takdiri ve miktarı, nafakanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücreti verilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....