Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, davalı ile müvekkilinin boşandıklarını ve müşterek 3 çocuk için ayrı ayrı 750 TL toplamda 2.250,00 TL nafaka ödenmesine hükmedildiğini ve kararın 16/12/2015 tarihinde kesinleştiğini, 27/07/2016 tarihine nafaka alacağına ilişkin takibe geçildiğini ve takibin borçlu vekiline 29/07/2016 tarihinde tebliği üzerine takibin kesinleştiğini, borçlu davalının düzensiz de olsa nafaka ödemesi yaptığını, nafaka ödememeden dolayı icra ceza mahkemelerine yapılacak olan şikayetlerde borçlunun cezai sorumluğunun doğması bakımından Yargıtay'ın borçluya tebligatı zorunlu görmesi nedeniyle borçluya icra emri gönderildiğini ve borçlunun yeni bir icra takibi yapılıyor gibi icra mahkemesine borca itiraz davası açtığını, mahkemece daha önce yapılan tebligat dikkate alınmadan yeni bir takip yapılmış gibi dosyayı değerlendirerek ret kararı verdiğini, davanın süre yönünden reddi gerektiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda nafaka hesaplamasının tamamen...
Somut olayda alacaklı tarafından takip talebinde nafaka artışı, nafaka alacağı işlemiş faizi ile birlikte toplam alacağın talep edildiği, işleyecek olan nafaka alacağı talep edilmediği gözetildiğinde birikmiş nafaka alacağı yönünden 1/4'ün haczin geçerli olduğu, emekli maaşının tamamının haczedilemeyeceği anlaşıldığından müdürlük kararı ve şikayetin reddi kararı bu nedenle hukuken yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-3 maddesi gereğince kabulüne mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, 13/11/2018 tarihli müdürlük kararının kısmen iptaline dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, ; 1- Davacının istinaf talebinin HMK 353/1/b/3 maddesi gereğince kabulü ile İstanbul 13....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/25326 esas sayılı dosyasında istenilen nafaka alacakları ile İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü'nün 2021/8159 esas sayılı dosyasında istenen nafaka alacaklarının aynı aylara ilişkin olmadığı, ayrıca İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü'nün 2020/25326 esas sayılı dosyasında takip talebinde devam eden aylara ilişkin nafaka alacağının istenmediği, mevcut durum itibariyle davalı nafaka alacaklısının alacağını tahsil edebileceği derdest bir nafaka takibinin bulunmadığı, İstanbul Anadolu 8.İcra Müdürlüğü'nün 2021/8159 esas sayılı dosyasında takibe konulan nafakaların 4 aylık döneme ilişkin olduğu, hangi dönemlere ait olduğunun açıkça belirtildiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....
Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez." hükmünü içermektedir. Diğer taraftan; nafaka davalarında miktarı takdir hakime aittir. Bu nedenle iki tarafında kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin HMK'nun 326/2 maddesi hükmü nafaka davalarında uygulanmaz. Yapılan bu açıklamalar ışığında yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir....
Celp edilen Kulu İcra Müdürlüğünün 2012/231 Esas sayılı dosyasından; 03.04.2012 tarihinde davacı tarafından davalıya karşı 18.300 TL nafaka alacağının faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı; borçlu (davalı) nun nihai kararda mahkemenin davacı tarafın nafaka talebini reddettiği bu nedenle nafakaya ilişkin ara kararın hükümsüz hale geldiğini beyan ederek 12.04.2012 tarihinde takibe itiraz ettiği; Borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır ....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; Mahkemenin tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak belirlenen nafaka miktarı isabetlidir. Davacı da her zaman mahkeme ilamını icraya koyarak birikmiş nafakasını tahsil edebilir....
Sanığın üzerine atılı bulunan nafaka borcunun ödememe suçunun oluşabilmesi için icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık nafaka borcunun bulunması gerekmekte olup, icra emrinin 27/05/2010 tarihinde borçlunun vekiline tebliğ edildiği ve yedi günlük süre beklenmeden 01/06/2010 tarihinde şikayette bulunulduğu dikkate alındığında, şikayetin takip kesinleşmeden yapıldığının, eş anlatımla atılı suçun oluşmadığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir. İcra emrinde birikmiş nafaka borcu ile birlikte cari nafaka borcunun da bulunduğu, kanun yararına bozma isteminde yalnızca birikmiş nafaka borcunun adi alacak olması nedeniyle atılı suçun oluşmadığı belirtilerek kararın bozulması isteminde bulunulmuştur. Her ne kadar kanun yararına bozma istemlerinde tebliğnameye bağlılık kuralı var ise de, esasen istemin suçun oluşmadığına yönelik olması nedeniyle tebliğnamenin kabulü gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/520 E, 2020/49 K sayılı kararında" devam eden aylık nafaka alacağı için 13/01/2015 tarihinde haciz konulduğu, davacının maaşından iki ayrı kesinti yapıldığı, müşterek çocuk 24/08/2000 doğumlu Aleyna Öztürk'ün 24/08/2018 tarihinde 18 yaşını ikmal ettiğinden bahisle 24/08/2018 tarihinden itibaren olmak üzere devam eden nafaka alacağı için borçlunun maaşına konulan haczin kaldırılmasına" karar verildiği, icra müdürlüğünün 04/08/2020 tarihli kararında bakiye borç miktarı bulunduğundan bahisle haczin kaldırılmasının reddine karar verildiği, keza 03/09/2020 tarihli nafaka hesabında 22.192,54 TL birikmiş nafaka alacağının hesaplandığı, birikmiş nafaka yönünden haczin devam ettiği, mükerrer bir kesintinin bulunmadığı, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/520 esas 2020 /49 Karar sayılı ilamına uygun olan icra müdürlüğü kararının yerinde olduğu anlaşıldığından şikayetin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçelerle şikayetin...
TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü, 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü, 331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Buna göre, nafaka takdirinde; çocuğun yaşça büyümesi nedeniyle artan ihtiyaçları ile ana ve babanın mali durumlarındaki değişiklik araştırılıp, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar verilmelidir....
Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.04.2005 tarihli ve 2005/17-7 Esas, 2005/37 Sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikâyete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, Somut olayda müştekinin...