WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler, yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre; iradın azaltılması veya kaldırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/10/2020 NUMARASI : 2019/34 ESAS, 2020/396 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN ARTIRIMI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Gebze 2....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2021 NUMARASI : 2019/259 ESAS, 2021/28 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN KALDIRILMASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı lehine hükmedilen aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise yoksulluk nafakasında hakkaniyet indirimi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Davalının, mahkeme kararının gerekçeli olmadığına ilişkin istinaf talebinin, mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilmek suretiyle nafaka miktarının belirlenmiş olması nedeniyle, kararın gerekçesiz olduğuna ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince şirket kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış olması, davanın niteliği, çocuğun ihtiyaçları ve yaşı gözetilerek nafaka miktarının belirlenebilecek olması nedenleri ile davalının yeniden bilirkişi raporu alınmaksızın eksik inceleme ile karar verildiği yönündeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 328/1. maddesi gereğince; ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.182/2) TMK'nun 331. maddesi uyarınca; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”...

Hal böyle iken davacının gerek nafaka miktarının artışlarla ulaştığı miktar gerekse davalı ve müşterek çocuğa devrettiği gayrimenkul ile ilgili sağlanan geliri gerekçe göstererek nafaka konusunda itirazda bulunması yerinde görülmemiştir. Aynı şekilde iştirak nafakasının velayet kendisine verilmeyen tarafın çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılması niteliğinde olması gözetilerek davalı tarafın davacı ile ortak oldukları şirketle ve kendisine ait gelirle ilgili itirazları yerinde değildir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2021 NUMARASI : 2020/458 ESAS, 2021/872 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK NAFAKASININ AZALTILMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK' 353.maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Kocaeli 2....

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesine özetle; Davalının Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/15 Esas sayılı davası uyarınca hükmedilen aylık 800 TL nafakasının kaldırılması talebinde bulunduğunu, kendisinin halen eğitiminin devam ettiğini, kendisinin şuan da çalışmadığını ancak staj mahiyetinde işkur bünyesinde Yaman Yapı Mühendislik isimli iş yerinde çalıştığını, bu çalışmasının 3 aylık olup 15/02/2021 tarihinde sonlanacağını, nafaka miktarının azalması ve nafakanın kaldırılması koşullarının oluşmadığından talep ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Somut olayda; davalı lehine Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi 'nin 2019/15 E. 2019/100 K. Sayılı dosyası ile görülüp Samsun BAM 4. Hukuk Dairesi 05/03/2020 tarih 2019/3103 E. ,2020/780 K....

Yargıtay‘ın yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Bunun dışında, ödemenin konut kredisi vs. gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, ödeme, nafakaya mahsup edilemez....

İcra Müdürlüğünün 2017/3910 sayılı takip dosyası ile birikmiş nafaka ve 2016 Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül aylarına ait nafaka borcunu ödenmediğinden dolayı şikayette bulunulduğu, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, bu haliyle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Nafaka borcunu ödememe suçunun oluşabilmesi için, icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş ve ödenmemiş en az bir nafaka borcunun bulunması gerektiği cihetle, şikayete konu icra dosyasında icra emrinin borçluya 18.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği, icra emrinde, birikmiş nafaka alacağı ile birlikte, cari nafaka alacaklarının da talep edildiği, 14.09.2017...

    Oysa davalı (kadın) tarafından, davacı aleyhine bu davadan önce 22.02.2012 tarihinde nafaka davası açıldığı ve 'ayrı yaşamakta ve nafaka talep etmekte haklı olduğu' kabul edilerek lehine Türk Medeni Kanununun 197'nci maddesi gereğince nafakaya hükmolunduğu, bu kararın da kesinleştiği görülmektedir. Davacı, duruşmada nafaka kararının varlığına değinmiştir. O halde nafaka davasında davalı yararına nafaka bağlanmasını gerektirici sebep ve delillerin eldeki boşanma davasında toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

      UYAP Entegrasyonu