Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir....
Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu yeni uygulamalarla yine objektif kriterlerle yumuşatılmış ise de; somut olayda Mahkeme'ce celp edilen İş Bankası hesap ekstrelerindeki ödemeler nafaka borcuna mahsuben yapıldığı açıklaması taşımadığı gibi nafakaya uygun ve düzenli ödemeler değildir. Davalı vekili 27.09.2013 tarihli dilekçesinde sadece nafaka açıklaması ile gönderilen ödemelere muvafakati olduğunu, açıklama taşımayan ödemelerin nafaka için gönderildiğinin ispatı gerektiğini bildirerek ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığını kabul etmemiştir. Bu halde, aylık nafaka miktarına uygun olmayan ve düzenli olarak yapılmayan ödemelerin nafaka borcundan mahsubu mümkün değildir....
(TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Her ne kadar, nafakanın takdirinde; davalı (baba) nın hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunluluğu var ise de; bu durum, yani davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz.Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şeklide dikkate alınır. Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır....
İcra Müdürlüğünün 2012/5986 sayılı takip dosyası ile birikmiş nafaka ve 2016 Mart-Nisan-Mayıs- Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım ve Aralık aylarına ait nafaka borcunu ödemediğinden dolayı şikayette bulunulduğu, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, bu haliyle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Nafaka borcunu ödememe eyleminde suç tarihi, şikayetin gerçekleştiği tarihten geriye doğru bir aylık nafaka alacağının muaccel olduğu tarih olup, şikayetçi vekilinin 03.01.2017 tarihli şikayet dilekçesinde, birikmiş nafaka borcu yanında “2016 yılı Aralık ayına” ait cari nafaka alacağının ödenmemesi nedeniyle de şikayette bulunulduğu...
Nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, Yargıtay kararlarında, objektif kriterlerle yumuşatılmış olup, nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan indirilmesinin hakkaniyet kuralına uygun düşeceği kabul edilmiştir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunun düşünülmesi hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından, kabulü mümkün değildir. Borçlu tarafça açıkça sebebi belirtilerek yapılan ödemelerin ise, nafaka borcundan indirilmesi mümkün değildir....
İcra Müdürlüğü' nün 2021/11786 E. sayılı dosyasından ilamlı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin, boşanma kararı sonrasında düzenli olarak, nafaka miktarını karşılayacak şekilde, nafaka yerine geçmek üzere, yaptığı bu ödemeler karşısında davalının, müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, müvekkilinin nafaka yerine geçmek üzere yaptığı ödemelerin nafaka borcuna sayılacağının güncel Yargıtay içtihatları ile kabul gördüğünü, nafaka yükümlülüğü sonrasında nafaka yükümlüsünce nafaka miktarını karşılar ve düzenli şekilde yapılan ödemelerin nafaka borcundan mahsup edileceğinin kabul edildiğini, Yargıtay' ın güncel içtihatlarının bu doğrultuda şekillendiğini beyan ederek, İstanbul 22. İcra Müdürlüğü' nün 2021/11786 E. sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına, İstanbul 22....
Hukuk dairesinin yerleşik içtihatlarında da benimsendiği üzere, nafaka borcunun itfa edildiğinin ispatı bazı özellikler gösterir. Nafaka alacaklısı belli bir süre nafaka borçlusu ile oturup onun tarafından infak ve iaşe edilmişse, nafaka borçlusu bu süre için nafaka ödemekle yükümlü değildir (nafaka alacaklısı çocuğun annesinin yanından ayrılarak nafaka borçlusu olan babasının evine gelmesi, babası tarafından infak ve iaşe edilmesi gibi). Buradaki nafaka borçlusu koca veya babanın, karısını veya çocuğunu infak ve iaşe ettiği süre için ayrıca nafaka ödeme yükümlülüğü yoktur. Bu hâlde, nafaka borçlusu kendisinden bu süreye ait nafakanın da istenmesi üzerine icra mahkemesinden bu süreye ait nafaka için icranın geri bırakılmasını isteyebilir ve bu fiilî durumu (hukuki fiili) İİK'nın 33. maddesindeki belgelerle bağlı olmaksızın, her türlü delil ile bu arada tanık delili ile ispat edebilir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından haciz konulan hesabın nafaka hesabı olduğunun iddia edildiğini, hesabın borçlunun vadesiz mevduat hesabı olduğunu, hesaba yatan paraların nafaka ödemesi olduğunu gösterir herhangi bir belge ibraz edilmediğini, yapılan ödemelerin açıklamasında "nafaka" kelimesinin geçmesinin, bu ödemelerin nafaka ödemesi olduğunu kanıtlar nitelikte olmadığını, ödemelerin nafaka ödemesi olduğu düşünülse bile İİK m.83 uyarınca ilama müstenid olmayan nafakalar borçlu ve ailesinin geçimi için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczedileceğini, neticede hiç bir dayanağı olmayan borçlu şikayetinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir....
Devlet Hastanesinde çalışmaya başladığını, davacının ekonomik desteğine ihtiyacı olmadığını belirterek, hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında; davalının başlangıçta sabit geliri olmadığı için nafaka bağlandığını, daha sonra davalının çocuklarının velayetini alabilmek için çalışmaya başladığını, şu ana dek hiç nafaka ödemeyen davalının amacının açılacak ceza davalarından kurtulmak olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davalının nafaka bağlandığı tarihten sonra çalışmaya başladığı ve halen de çalışmaya devam ettiği, davalının maddi durumunun nafaka bağlandıktan sonra daha iyi hale geldiği, davacının ekonomik durumunun nafaka bağlandıktan sonra nafaka artırımını gerektirecek düzeyde bir değişmenin olmadığı gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.TMK.nun 197.maddesi gereğince ayrı yaşamada haklı olan eş, diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir....
Mahkemece Kaan hakkında nafaka istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, bu yöne ilişkin hükmün onanmasına; Ancak, MK'nın 364. maddeleri uyarınca "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri refah içinde bulunmalarına bağlıdır." MK'nın 366. maddesi uyarınca, korunmaya muhtaç kişilerin bakımı bununla yükümlü kurumlar tarafından sağlanır. Bu kurumlar yaptıkları masrafları nafaka yükümlüsü hısımlarından isteyebilir. Yasanın bu hükmü de gözetildiğinde, nafaka yükümlülüğünün yasanın emrettiği ve Özellikle refah içerisinde olan altsoy (oğul) için kaçınılmaz bir yükümlülük olduğu görülmektedir. Nafaka yükümlülüğünün ortadan kaldırılması, MK m. 365/3te düzenlenmiştir. Bu hükme göre, "nafakanın, yükümlülerin bir ya da birkaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa, hakim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir."...