Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gerektiğini, bilirkişinin 2019 yılı için 8 aylık nafaka bedeli hesaplamasının hatalı olduğunu ayrıca nafaka olarak belirtilmeyen ve davacının babası tarafından yatırılan bedellerin nafaka hesabından düşülmesinin yerinde olmadığını, her nafaka döneminin kendi dönemi içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, kısmen kabul kısmen red kararına karşı tarafları lehine vekalet ücreti hükmedilmemesinin yerinde olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Dava, iştirak nafakası davasıdır. Taraflar 27.04.2018 tarihinde kesinleşen ilam ile anlaşmalı boşanmışlardır. Boşanma tarihi itibariyle yaşı küçük olan iki çocuğun velayeti davacı anneye verilmiş, çocuklar lehine iştirak nafakası düzenlenmemiştir. İştirak nafakasının niteliği gereği kanunen istenmesine engel durum yoktur. Davalı tarafın boşanma protokolü kapsamında kadına devrini kabul ettiği gayri menkuller nedeniyle iştirak nafakası yükümlülüğünden kurtulması da mümkün değildir. Bu durum ancak iştirak nafakası belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınırken gözetilmesi gereken bir husustur. TMK 182/2.madde gereğince velayet verilmeyen babanın çocuğuna ekonomik destek yükümlülüğü ve bu kapsamda nafaka ödemesine hükmedilmesi doğrudur. Dosya kapsamında toplanan deliller, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında müşterek çocuk Muhammed Emin için takdir edilen nafaka miktarı çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve hakkaniyete uygundur....

Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup Yargıtay'ın son içtihatlarında nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yukarıda izah edilen şekilde yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Bunun dışında, ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, bu ödemeler ahlaki vazifenin yerine getirilmesi kapsamında olup nafakaya mahsup edilemez....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "...denetime ve hüküm kurmaya elverişli, bilirkişi Hasan Ali Sağlam'ın 11/10/2021 tarihli raporunda; Çerkezköy İcra Müdürlüğünün 2020/3971 Esas sayılı tedbir nafakası dosyası için 23.800,00.TL iştirak nafaka alacağı, 2.725,00TL ilam vekalet ücreti, 6.255,51TL toplam işlemiş faiz olmak üzere 32.780,51TL takip toplamı üzerinden ödeme emri gönderildiği, Çerkezköy 2....

Kabule göre de;14.12.2021 tarihli ön incele duruşmasında davacı vekili " ...tüm bu nedenlerle müşterek çocuk için katılım nafakasının 5.600,00- TL artırılarak 6.000,00- TL ye çıkarılmasına karar verilmesini " talep etmiş olup beyanının altını imzaladığı buna göre davacı vekiline bu talebinin ıslah olup olmadığı hususunun açıklattırılarak ıslah talebinde bulunması halinde dosyaya ıslah dilekçesinin ibrazı ile bu dilekçenin davalıya tebliğinin sağlanarak,davacıya ıslah ile arttırılmasını talep ettiği bir yıllık katılım nafakası miktarı üzerinden nispi harcın ikmali için süre verilmesi, harç noksanlığı giderildiği takdirde, bu talebin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi, harcın ikmal edilmemesi halinde ise Harçlar Kanunun 30. maddesi gereğince işlem yapılmadan karar verilmesi de doğru bulunmamıştır. İstinaf incelemesi yapılabilmesi için delillerin değerlendirildiğini gösterir biçimde usulüne uygun gerekçeli kararın bulunması zorunludur....

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararda çocukların üstün yararının korunmadığını, iştirak nafakası belirlenirken çocukların temel ihtiyaçları nazara alınarak uygun bir bedel taktir edilmesi gerektiğini, müşterek her iki çocuğun da ilköğretim öğrencisi olduğunu, gerek eğitimleri için gerek se sosyal aktivitelerle kişisel gelişimleri için herhangi bir kusra mevcut iştirak nafakası nedeniyle gidemediklerini, mahkemece tarafların müşterek çocukları için aylık 250,00.-TL iştirak nafakasına 2018 yılında hükmedildiğini, mahkemece tespiti yapılan nafaka miktarına her bir çocuk için yalnızca 50,00....

Mahkemece; iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası bağlanması talebinin ise boşanma dosyasında davacının yoksulluk nafakası talebinden vazgeçtiği gerekçe gösterilerek, reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak; taraflar, ...... ....Aile Mahkemesinin 2009/275 E.-2012/357 K.sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Yargılama esnasında davacı kadın “kendisiyle ilgili nafaka ve tazminat talebi olmadığını” beyan etmiş, mahkemece de; “Taraflar birbirinden nafaka ve tazminat talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine mahal olmadığına” hükmedilmiştir....

    Mahkemece, talep tedbir nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, yardım nafakasının istemine ilişkin dava mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın yardım nafakası davası olarak nitelendirilmesi gerekirken, tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. TMK'nın 328. maddesine göre de, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Somut olayda; ... 2.Aile Mahkemesinin 2006/686 E.- 2007/94 K. sayılı ilamına istinaden 16.12.2011 tarihinde, ... 1....

        GEREKÇE: Dava; davacı kadın yanında yaşayan müşterek çocuklar yönünden tedbir nafakasına, davacı kadın yönünden ayrı yaşamda haklılığa dayalı tedbir nafakası isteğine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Tedbir nafakası talep edilen müşterek çocuklar ve davacı, davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2)....

        UYAP Entegrasyonu