Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, kendi davasının reddi ve kadının kabul edilen birleşen tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı erkeğin, kadının birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği hüküm altına alınmıştır. Temyize konu birleşen tedbir nafakasının yıllık miktarı 18.000,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 47.530,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kendi davasının reddi, kadının kabul edilen davası ve fer'ileri ile birleşen tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı erkeğin, kadının birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği hüküm altına alınmıştır. Temyize konu birleşen tedbir nafakasının yıllık miktarı 3.600,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 47.530,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumuda gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda; tarafların İstanbul 7.Aile Mahkemesi'nin 2016/546- 770 E-K sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verildiği ve çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 375,00'şer-TL katılım nafakasına hükmedildiği kararın 15.11.2016 tarihinde kesinleştiği ve eldeki bu davanın ise 12.06.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2022 NUMARASI : 2021/820 ESAS-2022/237 KARAR DAVA KONUSU : Katılım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya 8. Aile Mahkemesinin 2019/409 esas, 2019/464 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocuklar Güler Deren'in velayetinin anneye, Fatma Duru'nun velayetinin ise babaya verildiğini, müvekkilinin daha sonra Antalya 3....
Boşanma davası içinde tedbir nafakası verildiği gerekçesi ile kadının bağımsız olarak açtığı tedbir nafakası davası reddedilemez. O halde, mahkemece kadının birleşen nafaka davasının, yanılgılı değerlendirme ve yukarıda yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru bulunmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.09.2017 (Pzt.)...
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ : 17/12/2013 ESAS-KARAR NO : 2012/584-2013/861 Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise her iki dava ve tefrik kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davalı-davacı kadının karşı davasının 11.04.2013 tarihli ara kararla tefrik edildiğinin anlaşılmasına göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası (TMK.md.169), bağımsız açılan tedbir nafakası (TMK.md.197) davasında da nafakaya hükmedilmesine engel olmadığından, davalı-davacı kadının birleşen...
Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir....
Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir....
dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçerli olacağı, Görüldüğü üzere TMK'nın 197.maddesi çerçevesinde hükmedilen tedbir nafakası ile boşanma davası içinde geçici önlem olarak TMK’nun 169.maddesi kapsamında takdir edilen tedbir nafakasının mahiyetleri, devam süreleri, şartları, re'sen gözetilme durumları gibi nedenler itibariyle birbirinden farklı nafaka türleri oldukları, bir taraf lehine TMK 197 maddesi uyarınca tedbir nafakası takdir edilmesinin, o taraf için mevcut boşanma davasında tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde TMK 169 maddesi uyarınca tedbir nafakası takdirine engel olmadığı, Bu kapsamda somut olay incelendiğinde; ilk derece mahkemesince, eldeki boşanma davasında ilk boşanma dava tarihinden itibaren TMK’nın 169.maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, kadın tarafından açılmış nafaka artırım davası bulunmadığı halde bağımsız tedbir nafakası davasına (Ankara 16.Aile Mahkemesi 2018/386 esas-2019/72 karar) atıf yapılarak hüküm tesis edilmesi...
Buna göre, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve üniversite öğrencisi olan davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak; TMK.....maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun daha ... miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile davacı lehine az miktar nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de; dava ile talep edilen yardım nafakası olduğu ve mahkemecede, yardım nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; yanlış nitelendirme ile eğitim nafakası olarak hüküm kurulması doğru değildir....