İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı ve TMK'nın 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda nafakaya hükmedilmelidir....
Her ne kadar her ebeveyn velayeti kendisine bırakılmayan çocuklar için diğer ebeveyne iştirak nafakası ödeme yükümlülüğü altında ise de tarafların dosya kapsamında tespit edilen ekonomik sosyal durumları, ihtiyaçları için iştirak nafakası talep edilen müşterek çocuklardan Gizem ve Gülfidan'ın anne yanında yaşıyor oluşları ve ihtiyaçlarının anne tarafından karşılanıyor oluşu, davacı babanın yalnızca müşterek çocuklardan Utku Melih'in bakımını yerine getirdiği, ayrıca davacı babanın sosyal hizmetlerden çocuk bakımı için aylık 2.000,00TL ücret alıyor oluşu bir arada değerlendirilerek haksız davanın reddine " karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili hükmün; tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış iştirak nafakası istemine ilişkindir....
-TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, söz konusu nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda ÜFE oranından az olmamak kaydıyla hakkaniyete uygun olarak artış uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı süresi içinde yazılı beyanda bulunmamıştır. Mahkemece; "Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir....
-TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, söz konusu nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda ÜFE oranından az olmamak kaydıyla hakkaniyete uygun olarak artış uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı süresi içinde yazılı beyanda bulunmamıştır. Mahkemece; "Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir....
nın cari nafaka talep edilen aylar itibarıyla 18 yaşını ikmâl etmesi nedeni ile anılan çocuğa dair bu tarihten sonra artık iştirak nafakası talep edilemeyeceği, ancak sanığın 18 yaşını ikmâl etmeyen diğer müşterek çocuk ...'...
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde 26.03.2012 tarihinde açılmış olan nafaka davası reddedilmiştir. Sözü edilen nafaka davası boşanma davasıyla birleştirilmediği halde, birleştirildiğinden bahisle, davalı yararına nafaka davasının açıldığı tarihten geçerli olmak üzere tedbir nafakası tayini usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki kanuna uymayan bu husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına da ihtiyaç yoktur. Bu sebeple bozma yapılmamış, tedbir nafakasının başlangıç tarihi düzeltilerek hükmün onanması uygun bulunmuştur (HUMK. md.438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple hüküm sonucunun ikinci maddesinin "davalı ....in" ifadesinden sonra gelen "bu dava ile birleşen .......
ait takip talebinde 01/01/2020- 01/06/2020 tarihleri arasında toplam 6 ay için tedbir nafakası olan 150 TL yerine 250 TL olan yoksulluk nafakasının talep edildiğini, ayrıca devam eden aylar için de aylık 250'şer TL nafaka talebinde bulunulduğunu, takibin sadece 600 TL'lik tutarının değil, Haziran 2020 tarihinden sonraki bütün nafaka alacaklarının da hatalı olduğunu, 6 aylık 600 TL fazla tutarın kısmen iptalinin ve düzeltilmesi mümkün olsa da devam eden aylara ilişkin hatalı istenen yoksulluk nafakası yerine tedbir nafakası ödenmesi gerektiği şeklinde kısmi iptal ve düzeltme yapılmasının mümkün olmadığını belirterek öncelikle takibin tamamının iptaline, mahkeme aksi kanaatte fazladan talep edilen nafaka miktarı ile her ay muaccel hale gelecek fazla nafakanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Birleşen dava, TMK'nun 197. m.sinde düzenlenen boşanma davasından müstakil tedbir nafakası talebine ilişkindir....
TMK'nun 364. maddesine göre; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür." Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
dan ayrı ayrı aylık 200'er TL yardım nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere davalılardan alınarak davacı kuruma ödenmesine; nafaka miktarının her yılın sonunda üfe oranında artırılmasına; davalı ... yönünden yardım nafakası talebinin reddine; karar verilmiş, hüküm davalılar Yusuf, Nazire ve Emine tarafından temyiz edilmiştir. Dava; davacı kurum bakımında olan Yüksel Pınar için davalı kardeşlerden yardım nafakası istemine ilişkindir. Kural olarak herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile anne ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.(TMK m.364) Türk Medeni Kanunu’nun 364-366. maddeleri arasında düzenlenen yardım nafakası, sınırlı şekilde sayılan akrabaların birbirlerine karşılıklı olarak yardım etme yükümlülüğüne dayanmakta olup, kanun, nafaka ile yükümlü olanları tek tek saymıştır....