"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması isteğine ilişkin olup, 12.04.2016 tarihinde ...’da açılmış, davalı kendisinin ...’da oturduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, mahkemece “TMK'nın 177. maddesi gereğince boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, söz konusu yetkinin kesin yetki kuralı niteliğinde olduğu, nafaka alacaklısı olan davalının adresinin ... olduğu” gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile; davalı lehine verilen aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması, aksi takdirde azaltılmasının talep edildiği, davanın reddedildiği, reddedilen bir yıllık nafaka miktarının 5.400,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 5.880,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmış olup, kesinlik sınırında kalan davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda; iştirak nafakasının kaldırılması davası kapsamında red kararına konu yıllık nafaka miktarı toplamı (200,00 TLx12) olan 2.400,00 TL ve yoksulluk nafakasının kaldırılması davası kapsamında red kararına konu yıllık nafaka miktarı toplamı (300,00 TLx12) olan 3.600,00 TL, 5.880,00 TL'nin altında olduğundan, hüküm davacı yönünden kesin niteliktedir. Öte yandan, iştirak nafakasının kaldırılması davası kapsamında kabul kararına konu yıllık nafaka miktarı (200,00 TLx12) olan 2.400,00 TL de 5.880,00 TL'nin altında olduğundan, hüküm davalı yönünden de kesin niteliktedir. Açıklanan gerekçe ile, hükmün her iki taraf yönünden kesin nitelikli olması nedeniyle, tarafların istinaf kanun yoluna başvurma talebinin usulden reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Mahkemece, davacı ... ......... tarafından açılan nafakanın artırılması davasının reddine, davalı karşı davacı ... tarafından açılan nafakanın kaldırılması davasının reddine, davalı-karşı davacının nafaka miktarının azaltılması talebinin kabulü ile davacı ... .........'a ödenen aylık 175,00 TL yoksulluk nafakasının karşı dava tarihi olan 09.01.2013 gününden itibaren 50,00 TL indirimle aylık 125,00 TL olarak ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nın 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren ....820,00 TL'ye çıkarılmıştır. ... ... Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/...-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Boşanma davası sonucunda davalı lehine hükmedilen nafaka kararı henüz kesinleşmediğinden tedbir nafakası niteliğindedir. Zira, yoksulluk nafakası; boşanma kararının kesinleşmesi ile hukuki sonuçlarını doğurur. Davacının, yoksulluk nafakasının kaldırılması isteğinin; ortada kaldırılması talep edilebilecek yoksulluk nafakası bulunmadığından, reddine karar verilmesi gerekir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, davacı kadın yönünden reddedilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Karar tarihi itibariyle, HMK.'nin ''İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar'' başlıklı 6763 sayılı yasayla değişik 341. maddesinin 2. fıkrasındaki kesinlik sınırı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu değerin davacı kadın için hükmedilen nafaka yönünden 5.390- TL'yi geçmediği anlaşıldığından, istinaf dilekçesinin, reddedilen nafaka miktarı yönünden esastan incelemeye geçilmeksizin, HMK 346. ve 352. maddeleri gereğince usulden reddi gerektiğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davacı erkeğin istinaf talebinin, reddedilen nafaka miktarı yönünden esastan incelemeye geçilmeksizin HMK.'...
GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, mümkün olmadığı takdirde aylık ödenmekte olan yoksulluk nafakası ile aylık olarak davacının maaşından kesilen birikmiş nafaka olmak üzere toplam (365,93+504,92) 870,85 TL nafaka kesintisinin aylık 400,00 TL'ye indirilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Bundan ayrı karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davacının öncelikli talebi, aylık 365,93 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olup, asıl talep yönünden reddedilen aylık 365,93 TL miktar üzerinden yıllık nafaka tutarı 8.000,00TL'yi geçmemektedir....
Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz. Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına karar verir. İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın kaldırılması talebi reddolunur" hükmünü içermektedir. Öte yandan İİK.nın 68/son maddesinin ilk cümlesinde; "İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine tazminata mahkum edilir" hükmü düzenlenmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; takip öncesine ait yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemelerin görünmesi halinde, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığına dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin hakkaniyet kuralları gereğince nafaka borcundan mahsubu gerekmektedir....
Sayılı ilamına dayanılarak işlemiş ve işleyecek nafaka alacağının tahsili için ilamlı icra takibine başlandığı, Manisa 3. İcra Müdürlüğü'nün 2015/6342 Esas sayılı takip dosyası borçlusu T1'ın bu dosyada nafaka alacaklısı olduğu görülmüştür. Niteliği itibari ile nafaka kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikli ve zaruri olarak hükmedilen bir para olup, nafaka alacaklısının her ay hükmedilen nafakayı talep etmeyip birikmiş nafakayı tahsil etmesi bu paranın "alelade alacak niteliğine" dönüşmesi anlamım kazandırmaz. Çünkü, nafaka alacaklısı istediği an, hükmedilen nafakayı alma olanağına sahip olmalıdır. O halde, birikmiş nafaka alacaklarının da haczi mümkün değildir ( Yargıtay 12. HD'nin 15.01.2019 tarihli, 2018/4928 E, 2019/242 K. sayılı içtihadı). Her ne kadar davalı alacaklı vekili şikayetten sonra, icra dosyasında haczin kaldırılması talebinde bulunmuş ise de haczin kalktığına ilişkin icra dosyasına herhangi bir cevabi yazı yazılmadığından şikayet konusuz kalmamıştır....
İcra Dairelerinin yetkisine de itirazda bulunması üzerine alacaklı tarafından icra mahkemesine müracaatla borçlunun itirazlarının kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece; takip dayanağı olan tedbir nafakası ara kararının ilam olmadığı gibi İİK'nun 38. maddesi gereğince ilam niteliğinde belgelerden de sayılamayacağından bahisle borçlunun yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. TMK'nun 177. maddesinde “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir” denilmekle; nafaka davaları için özel seçimlik yetki kuralı düzenlenmiş olup nafaka alacaklarında borçlunun ikametgahı dışında davacı alacaklının ikametgahında da takip yapılabilir....