sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Temyize konu edilen karar 5219 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 21.07.2004 tarihinden sonra verilmiş olup yıllık nafaka (farkı) miktarı 1.430 TL'yi geçmediğinden 01.06.1990 gün ve 1989/3-E, 1990/4-K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İcra Dairesinin 2019/47371 (2018/23486) esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığı, takip talebinin birikmiş ve cari nafaka alacaklarına yönelik olduğu, icra emrinin usulüne uygun olarak borçluya ve ayrıca vekiline tebliğ edildiği, 2020 yılı Mayıs ve Haziran ayları nafaka borçlarının ödenmemesi sebebiyle 30/06/2020 tarihinde şikâyette bulunulması üzerine sanığın 3 aya kadar tazyik hapsine karar verildiği, ancak borçlu sanık tarafından nafakanın kaldırılması ve/veya tenkisi talebiyle ... 12. Aile Mahkemesinin 2020/446 esasına ve ... 13....
İcra Dairesinin 2019/47371 (2018/23486) esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığı, takip talebinin birikmiş ve cari nafaka alacaklarına yönelik olduğu, icra emrinin usulüne uygun olarak borçluya ve ayrıca vekiline tebliğ edildiği, 2020 yılı Mayıs ve Haziran ayları nafaka borçlarının ödenmemesi sebebiyle 30/06/2020 tarihinde şikâyette bulunulması üzerine sanığın 3 aya kadar tazyik hapsine karar verildiği, ancak borçlu sanık tarafından nafakanın kaldırılması ve/veya tenkisi talebiyle ... 12. Aile Mahkemesinin 2020/446 esasına ve ... 13....
Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi üzerine şikayet eden alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesi'nce İİK'nun 36/4 maddesi uyarınca nafaka alacaklarında icranın geri bırakılması için süre verilmeyeceği, takibe konu edilen nafaka alacağı her ne kadar ilamsız takibe konu edilen tedbir nafakası alacağı ile ilgili itirazın kaldırılması kararına ilişkin olmasına rağmen nafaka alacaklarının ilamlı veya ilamsız icra takibi ayrımı yapılmaksızın zorunlu yaşam ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak hükmedildiklerinden dolayı, diğer alacaklardan farklı olarak icranın geri bırakılması prosedüründen ayrı tutulduğu, bu nedenlerle nafaka kararının hiçbir şekilde tehiri icra talepli olarak temyiz edilemeyeceği gerekçesiyle, istinaf isteminin reddi yönündeki mahkeme kararı doğru olduğundan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm şikayet eden alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/09/2014 NUMARASI : 2014/244-2014/644 Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması birleşen davada yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın asıl davanın reddine ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacı ve birleşen davada davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, 150 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
İcra Dairelerinin yetkisine de itirazda bulunması üzerine takibin durdurulduğu alacaklı tarafından icra mahkemesine müracatla yetkiye itirazın kaldırılmasının talep edildiği mahkemece yetkiye yapılan itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. TMK'nun 177. maddesinde “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir” denilmekle; nafaka davaları için özel seçimlik yetki kuralı düzenlenmiş olup nafaka alacaklarında borçlunun ikametgahı dışında davacı alacaklının ikametgahında da takip yapılabilir. O halde mahkemece, yetkiye itirazın kaldırılması talebinin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir....
Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Somut olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı (1400 TL.'yi) aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. Bu itibarla, temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Velayetin kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması, diğer bir ifadeyle kendi kusurundan kaynaklanmamak koşuluyla yoksul olmaması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlaki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir....
TMK'nun 176.maddesine göre yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın kaldırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Somut olayda, davalının 01.02.2010 tarihinden itibaren bir şirkette 1.257,15 TL maaşla çalışmaya başladığı ... ise de yaptığı işin düzenli ve ... bir ... olup olmadığı araştırılmamıştır. Davalının çalışması sonucunda mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak ve Medeni Kanundaki düzenleme itibariyle kaldırıldığı takdirde yeniden nafaka bağlanması olanağının bulunmadığı hususu değerlendirilerek nafakanın TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bir oranda indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde nafakanın tümden kaldırılması doğru görülmemiştir....