Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyası ile görülmekte olan boşanma davasında, 12.11.2018 tarihli ara karar ile; davacı için verilen aylık 2.000- TL tedbir nafakası ve müşterek çocuk Ela Kiani için verilen aylık 1.000- TL tedbir nafakası tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile, müvekkili için dava tarihinden başlamak üzere 5.000- TL'ye, müşterek çocuk Ela için dava tarihinden başlamak üzere 4.000- TL'ye yükseltilmesine karar verildiğini, birikmiş nafaka borçlarının tahsili için İstanbul 12. İcra Müdürlüğü 2018/40175 E. sayılı icra dosyasında takibe geçildiğini, davalı tarafından haksız olarak takibe itiraz edildiğini beyan ederek davalının itirazının kaldırılmasına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı; nafaka bedelinin ödendiği iddia edilse de, Haziran 2013 tarihine kadar 1.500,00 TL tedbir nafakası, Mart 2014 tarihine kadar 8.000,00 TL barınma gideri ödendiğini, yatırılan 8.000,00 TL'nin yoksulluk nafakası olarak değil barınma gideri olarak yatırıldığını belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20'sinden az olmayan tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile; davacının davalıya 50.086,01 TL borcu olmadığının tespitine, asıl alacak 50.086,01 TL'nin %20'si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek bağımsız tedbir nafakası dava tarihinden tarafların anlaşmaya vardığı 11.02.2020 tarihine kadar kadın lehine meydana gelen birikmiş nafaka alacağı bulunduğunu, bu alacağının tahsil edilememesi kazanılmış hakkın ihlalini oluşturacağını, murisin borçlarından mirasçılarının müteselsil olarak sorumlu olacağını, biriken tedbir nafakası alacağından mirasçıları sorumlu tutulması gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bağımsız tedbir nafakası davasında, evlilik birliğinin devam ettiği süre içinde sağ kalan eş olan davacının birikmiş tedbir nafakası alacağından vefat eden davalı eşin mirasçılarının sorumlu tutulup tutulmayacağına ilişkindir. 2....

      Davacının (kadının) gelirinin bulunması, ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir.Hâkim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmeli; "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka takdir etmelidir. Somut olay yönünden yapılan değerlendirme sonunda çoğunlukça; açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler ile yargısal uygulama gözetildiğinde, özellikle ayrı yaşam hakkını kazanan kadın için tedbir nafakası verilmesinin yıllardır kabul gördüğü; ayrı yaşayan eşin ekonomik durumu iyi olsa dahi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun yukarıda açıklanan hükümlerine göre az veya çok katkıda bulunacağı; kadının gelir durumunun ancak takdir edilecek nafaka miktarına etkili olabileceği görüşü benimsenerek, sonuçta davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği oy çokluğu ile kabul edilmiştir....

        DAVA KONUSU : Tedbir Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmekle dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, tedbir nafakası istemine ilişkindir ....

        sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

        HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A) 1- Davacı kadının, reddedilen tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî tazminat taleplerine yönelen istinaf isteminin istemlerinin, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, 2- İNEBOLU ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ'nin 08/07/2020 tarihli, 2019/537 Esas 2020/281 Karar sayılı kararının hüküm kısmının "4" no'lu maddesinin KALDIRILMASINA, hükmün diğer kısımlarının aynen MUHAFAZASINA, B) HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; 1- Davacı kadının maddî tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; TMK'nın 174/1. maddesi uyarınca 5.000,00 TL tutarında maddî tazminatın, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, 2- Davacı kadının tedbir-yoksulluk nafakası taleplerinin KISMEN KABULÜ ile; davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 100,00 TL tedbir nafakası...

        Davalı -davacı kadının birleşen nafaka davasında kendisi ve ortak çocuklar yararına hükmedilen yıllık toplam nafaka miktarı 6.000,00 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir. Açıklanan nedenle, davacı -davalı erkeğin "Kadının birleşen tedbir nafakası davasına" yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

          DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen her iki davası, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ve tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma ve kadının birleşen tedbir nafakası davasında ilk derece mahkemesince; her üç davanın da kabulü ile eşit kusurlu kabul edilen tarafların boşanmalarına, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına ve tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

            Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece verilen ilk hükümde kadın yararına aylık 300 TL tedbir/yoksulluk nafakası, çocuklar lehine de aylık 200’er TL tedbir/iştirak nafakası ödenmesine hükmedilmiş, hükmün nafakalara ilişkin kısmı kadın tarafından temyiz edilmemiştir. Bozma sonrası verilen ikinci kararda ise; kadın yararına aylık 500 TL tedbir/yoksulluk nafakası, çocuklar lehine de aylık 300’er TL tedbir/iştirak nafakası ödenmesine hükmedilmiştir. İlk hükümde hükmedilen nafakalar kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktar yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur....

              UYAP Entegrasyonu