Davacının talebi ve mahkeme hükmüne göre iki ayrı dava söz konusu olmayıp tek bir dava mevcut olduğuna ve iştirak nafakasına da velayetin değiştirilmesi kararına bağlı olarak hükmedildiğinin anlaşılmasını göre, davacı lehine tek bir vekalet ücreti tayini gerekirken, bu husus nazara alınmadan iki ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK. m. 438/7)....
(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, tarafların gelir durumları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının davasının reddine karar verilmesinde ve karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi ve HMK 326....
(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, tarafların gelir durumları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının davasının reddine karar verilmesinde ve karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi ve HMK 326....
Davalı, davacının velayetin değiştirilmesi davasında iştirak nafakası talep etmediğini, bu sebeple çocukların velayetinin anneye verilmesini kabul ettiğini bildirmiş ise de; velayetin değiştirilmesi davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Bundan ayrı davalı baba, bir taraftan ekonomik gücünün nafaka ödemek için yetersiz olduğunu iddia ederken diğer taraftan davacının çocuklara bakamaması halinde velayetlerinin tekrar kendisine verilmesi için dava açabileceğini söylemektedir. Çocukların velayetinin davalıda olması halinde de davalının çocukların bakım, eğitim, yeme-içme, sağlık gibi giderleri nedeni ile masraf yapacağı kuşkusuzdur....
Davacı vekilinin istinaf taleplerine gelince; iştirak nafakasını artırılmasına dair talebin değerlendirilmesinde; Taraflar arasında görülen boşanma davasında iştirak nafakası takdir edildiğinden ve karar kesinleştiğinden mahkemece yapılacak iş tarafların maddi durumlarının değerlendirilerek yeni bir nafaka tayin etmek olmayıp; sadece tarafların maddi durumları ve yeni değişikler doğrultusunda son mahkemece verilen iştirak nafakalarının attırılması talebini değerlendirmekten ibarettir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Menfi Tespit - Velayetin Değiştirilmesi - İştirak Nafakasın Kaldırılması Taraflar arasındaki "menfi tespit" davası ile aynı davacı tarafından aynı davalıya karşı bağımsız olarak açılan "velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, menfi tespit davasının reddedilen bölümü ve kötüniyet tazminatı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 17.12.2013 günü temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı ... ile vekili gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir( TMK 348 vd. md.). Davalının velayetin değiştirilmesi talebinin kabulüne yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Somut olayda, ilk derece mahkemesince delillerin yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, hukuki nitelendirmede hata yapılmadığı, aldırılan SİR raporları, yaşı küçük çocuğun yüksek yararı ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, velayetin değiştirilmesi için TMK 348. m.sinde aranılan yasal şartların oluştuğu, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalının bu yönden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun m. 353/1- b-1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki "velayetin değiştirilmesi" ve "iştirak nafakası" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin kaldırılması, eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi, kamu düzeniyle ilgili olup. hakimin re'sen harekete geçtiği ve re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu işlerdendir....
Aile Mahkemesi TARİHİ :16.05.2013 NUMARASI :Esas no:2012/1195 Karar no:2013/601 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava boşanmadan sonra açılan velayetin değiştirilmesi ve nafaka isteğine ilişkin olduğuna göre müşterek çocuklar için takdir edilen nafakanın tedbir değil iştirak nafakası olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde...
Yukarıdaki açıklamalar ve tüm dosya kapsamı uyarınca; tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik sosyal durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında, hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olduğu, ilk derece mahkemesince nafaka miktarına yönelik verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı kanaatine varılmış ve tarafların bu yönden istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir. Ancak; Davacı kadın, iştirak nafakası için yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir. Nafaka alacağına, nafakanın muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece davacının faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmemesi yerinde değildir....