Somut olayda,yerel mahkeme; Ankara 8.Aile Mahkemesinin 2007/761 Esas ve 768 Karar sayılı dosyası kapsamında yer alan 10.07.2007 tarihli protokolün 4.maddesi gereğince, davalı babanın müşterek çocuğun eğitim ve öğretim masrafları için davacıya bıraktığı 156.000 TL tutarında parayı iştirak nafakasının toplu olarak ödenmesi şeklinde değerlendirmiş olsa da, TMK.'nun 182/2.maddesi gereği velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu yine anlaşmalı boşanma davasında davacının müşterek çocuk için nafaka istememiş olmasının daha sonra iştirak nafakası talep etmeye engel teşkil etmeyeceği , diğer taraftan müşterek çocuk için protokolle tazminat ödenmesinin davalı babayı iştirak nafakası ödemesi yükümlülüğünden kurtarmayacağı ancak bu husus nafaka miktarının tayininde göz önüne alınmalıdır. Mahkemece; yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Kural olarak, nafaka davalarında; mahkemece hükmedilen nafakanın geçerlilik tarihi daima dava tarihidir. Bu husus, 28.11.1956 gün 15 E., 15 K. sayılı Y.İ.B.K.'da "nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder" şeklinde belirtilmiştir. Yine, belirlenen nafakanın aylık ödeneceği hususu da kanun hükmüdür. Mahkemece, hüküm altına alınması istenilen iştirak nafakasının "karar tarihinden itibaren aylık 200 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına " şeklindeki hükmü anılan İBK'na ve Yerleşik Yargıtay Kararlarına aykırıdır....
sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
da mali müşavir olduğunubu nedenle aylık 300- TL iştirak nafasını, aylık 1.500-TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacının çalıştığı kurumun annesinin adına kayıtlı olduğu, davacının 5510 sayılı yasanın 4/a maddesinden yararlanmak için iş yerini kendi adına açmadığını, annesinin adına açtığını davalının haricen müşterek çocuğun bütün masraflarını karşıladığını bu nedenle ayrıca nafaka ödemediğini, istenen nafaka miktarının da fahiş olduğunu, bildirerek davanın reddine karar verilmesini, ancak mahkemenin karar vereceği 650-700-TL iştirak nafakasını ödemeye hazır olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, Müşterek çocuk için iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 300- TL.den 1200- TL ye yükseltilmesine, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
(TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca nafakanın takdirinde, evlilik birliği devam ederken çocuğun alıştığı yaşam şeklide dikkate alınır. Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Her ne kadar nafakanın takdirinde; davalının (baba) hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunlu ise de; bu durum, yani davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz. Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya ödemekte olduğu yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davacının müşterek çocuklar için ödemekte olduğu iştirak nafakasının aylık 450,00'şer TL' ye indirilmesine, her bir çocuk için aylık 450,00'şer TL iştirak nafakalarının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/3. maddesi gereğince; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılabilir....
Nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, Yargıtay kararlarında, objektif kriterlerle yumuşatılmış olup, nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan indirilmesinin hakkaniyet kuralına uygun düşeceği kabul edilmiştir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunun düşünülmesi hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından, kabulü mümkün değildir. Borçlu tarafça açıkça sebebi belirtilerek yapılan ödemelerin ise, nafaka borcundan indirilmesi mümkün değildir....
Sınıfa gittiğini, her geçen gün masraflarının arttığını, müşterek çocuğun daha iyi eğitim alması için dershaneye yazdırmak istediğini, okuduğu okula aylık yemek parası verdiğini, çok fazla güçlük çektiğini bu nedenle davanın kabulü ile müşterek çocuk Hanife için daha önceden takdir olunan aylık 200,00 TL iştirak nafakasının fazlaya ilişkin nafaka artırım talepleri ve hakları saklı tutulmak koşulu ile aylık 3.000,00 TL daha artırılması suretiyle aylık iştirak nafakasının toplamda 3.200,00 TL'ye çıkartılmasın, her yıl nafaka artırma davası açmak istemediğini ve takdir olunacak nafakanın yılda bir defaya mahsus olmak üzere ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Nafaka takdir edilmek istenen müşterek çocuklar, davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri on yedi bin sekiz yüz otuz(17.830,00) Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, müşterek çocuklar yönünden kabul edilen aylık nafaka artış miktarı ayrı ayrı 1.000,00 TL olup, her iki nafakanın ayrı ayrı artırılan yıllık toplamı 17.830,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, artırılan her bir yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....