Davacı eşin belirli bir gelirinin olması hatta gelirinin davalı eşin gelirinden fazla olması, davalı eşi nafaka yükümlülüğünden kurtarmaz. Davacı eşin gelirinin bulunması sadece hükmedilecek nafakanın miktarının tayininde gözönünde bulundurulur. Nafaka takdirinde, davacının isteminin önlem nafakası olması ve eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği düşünüldüğünde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tespit edilen mevcut gelir durumu, TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak davacının davasının kısmen kabulü ile, dava tarihi olan 18/07/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, iş bu nafakanın her yıl TUİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine..." karar verilmiştir....
Maddesi kapsamında önlem nafakası isteminden ibarettir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyalarından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. (TMK 197/2) Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davacı kadın lehine Konya 4. Aile Mahkemesine açtığı 2016/376 esas 2016/1458 karar sayılı ilamı ile ayrı yaşamada haklı bulunarak 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, kadın lehine hükmedilen nafaka miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumuna nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre makul olduğu, önlem nafakası takdirine ÜFE artışı uygulamasının kanuni olarak düzenlenmediği dikkate alınarak; davalının davanın kabulüne yönelik istinafının reddine, ÜFE artışına yönelik istinafının kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, TMK'nun 365.maddesine göre "Nafaka davası mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır." hükmü gereğince çocukların babası hakkında açılmış bir nafaka davasının bulunmadığını, davada husumetin doğrudan davalıya yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, davanın esastan incelenmesi halinde ise davalının maddi durumunun iyi olmadığından ve takdir edilecek nafakanın davalıyı zor durumda bırakacağından dolayı davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili; nafaka miktarının az olması, belirlenen nafakaya dava tarihinden itibaren faiz verilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili, istinafa cevap vermemiştir. Dava yardım nafakası davasıdır. Yardım nafakasını düzenleyen TMK'nın 328.maddesinde, çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ediyorsa ana ve babanın bakım görevinin çocuğun eğitimi sona erinceye kadar devam edeceği hükme bağlanmıştır. Mahkemece yardım nafakası miktarı belirlenirken, davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır.TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek belirlenecek nafakanın, davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2021 NUMARASI : 2019/512 ESAS, 2021/372 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2017 yılında boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verildiğini, velayet hakkı kendisine verilen ve dava sırasında talepte bulunmadığından müşterek çocuk 2014 doğumlu Zehra Kıldır için nafaka takdir edilmediğini, küçüğün okul çağına geldiğini, ihtiyaçlarının arttığını, kendisinin yeniden evlendiğini ve bir çocuğunun daha olduğunu, yeni eşinden olan çocuğunun bakımı için çalışamadığını, geçimini sağlamakta güçlük çektiğini belirterek küçük yararına aylık 600 TL nafakaya...
TEDBİR NAFAKASI 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 417 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 440 ] "İçtihat Metni" Davacı N… ….. A… ….. ile davalı B… ….. A… ….. aralarındaki nafaka davasına dair Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.04.2009 günlü ve 2008/183 E. 2009/95 K. sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 06.10.2009 günlü ve 2009/12999 E. 2009/14999 K.sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu öğrenen davacının müşterek evi terk etmek zorunda kaldığını ileri sürerek davacı eş için aylık 5.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....
Bu haliyle davalının nafaka verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, davacının nafaka miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, yıllık artışa yönelik istinaf talebinin kabulü ile, ödenmesine karar verilen nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yıldan itibaren her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamı, yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaçları, eğitim durumu, hakkaniyet ilkesi göz önüne alındığında hükmedilen nafaka miktarının yeterli olmadığını bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; çocukların masraflarını imkanları dahilinde karşıladığını, üzerine şirket bulunmadığını, mahkemece hükmedilen nafaka ve vekalet ücretini ödeyecek gücünün olmadığını bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak lehine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu katılım nafakası davası olduğu anlaşılmıştır....
Bu haliyle davalı erkeğin Muhammed Emin'e nafaka verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, davalı erkeğin tedbir nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebinin reddine, davalı erkeğin vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik istinaf talebinin reddine, davacı kadının Muhammed Emin'in nafaka miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, nafaka yıllık artış oranına yönelik istinaf talebinin kabulüne, müşterek çocuk Muhammed Emin için belirlenen nafakanın kararın kesinleştiği yılı takip eden yıldan itibaren her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında artırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Kadının birleşen önlem nafakası davasında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar ve gerekçe hatalıdır. Kadın lehine boşanma istemli davalarda TMK ' nun 169. Maddesi uyarınca tedbir nafakasına hükmedilmesi bağımsız açılan önlem nafakası davasında nafakaya hükmedilmesini engellemediği gibi, talebi konusuz da kılmaz. Zira her iki davanın hukuki sebepleri ayrıdır. Kadın, erkeğin şahsi eşyalarını ablasının evine götürdüğünü ispatlamış konu kusura vakıa olarak dayanmıştır. Kadın ayrı yaşamda haklılığını ispat ettiğinden kadının birleşen önlem nafakasının reddine yönelen istinafının kabulü ile tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının yaşına ve ihtiyaçlarına göre aylık 900 TL önlem nafakasının davacı davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....