Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacının iddiasına göre babasının Mustafa, annesinin ise Şazide (Mustafa ve Tutuş kızı) olduğu, nüfusta dedesinin (annesinin babası) ve köydeki Nazende isimli bir kadının anne babası olarak kaydedildiği, ilk derece mahkemesince mezar yerlerinin tespit edilememesi ve gerekli doku örneklerinin alınamaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece babalık için baba olduğu iddia edilen Mustafa’nın nüfus kaydının hangi yılda ve neden kapatıl dığının araştırılması, kardeşleri veya başka bir akrabası var ise tespiti, kardeşlerinden herhangi birinin mezarından örnek alınması, bu kişilerin mezar yerlerinin tespit edileme mesi durumunda, yaşayan çocukları var ise onlardan örnek alınması, somut iddia ile ilgili olarak genetik anne olduğu iddia edilen Şazide’nin kardeşlerinin mezar yerleri üzerinden araştıma yapılıp örnek alınması (dayısı T5 tanıkların dinlenmesi, mezar yerlerinin gösterilmesi hususunda ilgililerden bilgi alınması, davacı vekiline mezar yerinin gösterilmesi...

/Köyü, Cilt No:33, Hane No: 17, bs no:34'te nüfusa kayıtlı, T.C.Kimlik numaralı T1 nüfusta "04/03/1966" olan doğum tarihinin "04/03/1964" olarak tashihine, " karar verilmiştir....

Tespit davasının dinlenebilmesi için, tespit davası konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması gerekir. Davacı tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. 6100 Sayılı HMK'nin 114.maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davacı tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu ispat edemezse, tespit davası dava şartı yokluğundan usulden reddedilir. Mahkemenin, her tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığını kendiliğinden incelemesi gerekir. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden (eda ve inşai dava) biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Buna göre eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, tespit istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/83-180 sayılı kararı ile annesi ... ile babası ...'ın boşandığını, boşanma ilamında nüfusta kaydı olmayan ... adı ile geçen çocuğun kendisi olduğunu, boşanmadan sonra babasının kendisini ... adı ile nüfusa kaydettirdiğini, 1977 yılında ...'daki yangından dolayı nüfus kayıtlarında bu bilgiler yer almadığından annesi ile arasında bağ kurulamadığını, ayrıca annesi ve ailesi tarafından kendisine ... adı ile hitap edildiğini bildirerek ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .... sayılı boşanma ilamında velayeti babası ...'e verilmiş nüfusta kaydı olmayan ... ile davacı ...'...

      Davacı, nüfusta annesi olarak görünen ... ...’ın babasının resmi nikahlı eşi olduğunu, biyolojik annesinin ... olduğunu, ’nin de nüfus kayıtlarında ... ... olarak göründüğünü iddia ederek nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece “Davacının annesi olduğu iddia edilen kişinin kimliğinin tespit edilemediği, mezarının dahi nerede olduğu bilinmediği, bu sebeple DNA incelemesi yaptırılamadığı, davacının davasını ispatlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine temyiz incelemesi yapan Yargıtay 8....

        tam olarak yerine getirilmediği, nüfusta kaydı olmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de tapu malikinin davacının iddia ettiği kişi ile aynı olduğunun ispatlanması halinde çoğun içerisinde az da vardır kuralı gereği bu yönde bir tespit kararı verilmesi gerektiği, davacının iddia ettiği kişinin nüfusta kayıtlı olmadığı saptandığından tapuda paydaş ... ile davacının iddia ettiği ... oğlu ...’ün annesi ...’nın aynı kişi olduğunun tespitine şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken bozma ilamına aykırı biçimde tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle yeniden bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile dava konusu 591 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 1/8 oranında pay maliki görünen ...’nın davacının iddia ettiği ... oğlu ...’ün annesi ... ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmiştir....

          ölü olduklarını, nüfusta kardeşleri olarak görünen Ercan ve Engin ile kardeş olmadıklarının DNA incelemesinden sonra ortaya çıkacağını, gerçek babası Ali Karagözler ile gerçek annesinin nikahsız oldukları için, gerçek annesinin ricası üzerine nüfusta anne ve babası olarak görünen aslında teyzesi ve eniştesinin ortada kalmaması için nüfusta kendi çocukları gibi yazdırdığını, adli yardım taleplerinin kabulü ile, nüfusta anne ve babası olarak görülen T3 ve Hatice Kanavuzlar arasındaki soybağının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün değildir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde "çoğun içerisinde az da vardır" kuralı gereğince bu yönde bir "tespit kararı" verilmelidir. Somut olayda; davacının murisi "... karısı...'nin" nüfus kaydına ulaşılamadığına göre kimlik bilgilerinin de düzeltilmesi mümkün değildir....

            İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 12/01/2010 tarihli bir başvuru üzerine vermiş olduğu B050NÜV0070003.120-15688-10-101.01 sayılı cevabi yazısında; “Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün olmadığı” bildirilmiştir. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yazısında belirtilen nedenlerle idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak açılan bu tür davalarda düzeltme kararı verilemeyen hallerde tespit kararı verilmesi gerekli ve zorunludur....

              Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün değildir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “ çoğun içerisinde az da vardır ” kuralı gereğince bu yönde bir “ tespit kararı ” verilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu