Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını, Mahkemenin nüfus kayıtlarının incelenmesinde muris İsmail Hakkı Bulum'un kardeşlerinin bekar olarak ölü ve annesi Ümran Güç'ün dul öldüğünün tespit edildiğini, murisin babası Hüseyin Bulum'un kayıtlarda ölümünün görülmediği, nüfus aile tablosunda olaylar ve tarihleri yazılan bölümde ölüm tarihinin yazacağı yerde ölümün tespiti yazdığını, nüfus kayıtlarına göre Hüseyin Bulum'un doğum tarihinin 01.07.1873 olduğunu, kayıtlara göre yaşının 148 olduğunu, yaşamasının mümkün olmadığını,...vs beyanla, Hüseyin Bulum'un ölü olduğunun tespiti ile nüfus kaydının ölüm kaydının düşülmek suretiyle düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davalı T3 Temsilcisi, araştırma yapılarak karar verilmesini talep etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/04/2021 tarih 2021/45 Esas 2021/172 Karar sayılı kararıyla, 5490 Sayılı Yasanın 31. ve 32....

nın 28.01.2005 gün 2005/1 sayılı davanamesi ile nüfusta davalılar ..... ve...... kızı olarak görünen ......ın kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Cumhuriyet Savcısı tarafından nüfus müdürlüğü, ...... ve ... aleyhine açılan davada, nüfusta davalılar ...... ve ... kızı olarak görünen .....'ın kaydının iptali istenmiş, mahkemece.....'ın kaydının iptali ile babası .... nüfusuna annesi.......olarak kaydedilmesine karar verilmiştir. Dava sonuç itibariyle soybağını ilgilendiren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup, nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilen .....'ın annesi ve babası olarak belirlenen ...... ile ...'...

    “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, T5nce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Buna karşılık, nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur (TKM m.38, Nüfus Kanunu m.11). İşte bu noktalarda, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan “Kayıt Düzeltme Davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası” olarak adlandırılmaktadır (HGK 13.04.2016 gün 2014/18- 717 sayılı kararından). (Yargıtay 8....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının iptaline ilişkin davada İzmir 1. Asliye Hukuk ve Pülümür Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacının gerçekte olmadığı halde nüfusta üzerine kayıtlı olan ... adında sağ çocuğunun bulunmadığının tespiti ile nüfus kaydının buna göre düzeltilmesi istemine ilişkindir. İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının vekaletnamesindeki adresinin Senek Köyü, Pülümür, Tunceli olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

      ve apostil şerhini aldığını; apostil şerhinin, bir belgenin gerçekliğinin tasdiki ile başka bir ülkede yasal olarak kullanılmasını sağlayan bir belge olduğunu, taraflarınca T3 alınan nüfus kayıt örneği (kimlik belgesi) ve apostil şerhinin yeminli tercümana noter onaylı olarak tercüme ettirildiğini belirterek, davanın kabulü ile nüfus kayıtlarında sağ gözüken Emil Alpaslan Akoğlu'nun ölümü ve ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kayıtlarının da vefat etmiş olarak düzeltilmesini talep etmiştir....

      Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, kayıt düzeltilmesi istenen “... ... Hayırlı’nın” doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacılara önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra hasıl olacak sunuca göre karar verilmesi gerekir. Karar açıklanan bu nedenle bozulmalıdır....

        Dosya arasına alınan Manisa 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/212-586 sayılı mirasçılık belgesi verilmesi istemli davasından, “... kızı ...”nin nüfus yazımından önce ölü olduğu, nüfus kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kaydı düzeltilmesi istenen “... kızı ...”nin doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi için davacıya süre verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, nüfus kaydı bulunmayan tapu kayıt malikine baba adı eklenmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davalarda yasal hasım, kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlükleridir. Bu nedenle dava doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.3.1999 tarihli ve 1999/14-165-149 sayılı kararı da bu yöndedir. Somut olayda, Hazine de hasım gösterilerek dava açılmıştır....

          Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, soyadının yazılması istenen şahsın nüfusa kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Bir kimsenin tapu kaydında soyadının yazılabilmesi için nüfusta kaydının bulunması gereklidir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : 1-Nüfus Müdürlüğü 2-... vd. Dava dilekçesinde, nüfusta davacının kardeşi olarak görünen...'nın davacının dedesi...kızı olarak kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde, nüfus kayıtlarına göre davacı ...'nın baba bir kız kardeşi olarak görünen ....nın aslında davacının dedesi .... olduğunu, nüfus kayıtları yenilenirken davacının babası ve dedesinin isimlerinin Mehmet olması nedeniyle yanlışlıkla abisinin kızı olarak tescil edildiğini ileri sürerek, ....n şu anda nüfusta babası olarak görünen ...'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde, nüfus kaydında davacının eşi ölü ...l'in ilk eşi ölü Sabahat çocuğu olarak görünen davalının ölü ...'nün çocuğu olmadığının tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ...'nün ölmüş kocası ...'nün ilk eşi Sabahat'tan çocuğu olarak nüfus kütüğüne kaydedilen davalı ...'nün, gerçekte Kamil ve Sabahat'in çocukları olmadığı halde, nüfus kütüğüne onların evlilik birliği içinde doğan çocukları olarak kaydedildiğini ileri sürerek, davalı ...'nün ölü...'nün çocuğu olmadığının tespiti ile nüfus kaydının buna göre düzeltilmesini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu