Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu olgu gözetildiğinde miras bırakanın nüfusta kayıtlı olmaması başlı başına irs ilişkisinin kurulamadığı sonucunu doğurmayacağından, davanın reddini gerektirmeyeceği kuşkusuzdur. Somut olayda davacı; miras bırakan ... kızı ...'un halası olduğunu ve bu kişinin nüfusta kaydının bulunmadığını, babası tarafından mirasçılık belgesinin alındığını, miras bırakana ait taşınmaz hissesi olduğunu belirtmiştir. Dava dosyasının incelemesinde miras bırakan ...'un mirasçılarını gösteren Edirne Sulh Mahkemesinin 1986/831 E., 1986/1186 K. sayılı mirasçılık belgesinin verildiği, eski dilden tercümesi yapılan 11.T.evvel 1340 tarihli iskan esas kayıt defterinde davacının dedesi ...,'nin kızı...'nın yazılı olduğu, yine Edirne 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/541 E., 1992/229 K. tapuda isim tashihi davasında miras bırakanın maliki olduğu taşınmaz yönünden soyadı olarak “Çükut” kelimesinin eklendiği görülmektedir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacı ve kardeşlerinin nüfusta "..." olarak görünen anne adlarının ..." olarak düzeltilmesi ile "...'nin" anneleri olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacının nüfusta annesi olarak görünen "...' nin" aslında "..." olduğu yani ... ile ...' nin aynı kişi olduğu, davacı ve davacının kardeşleri olan ..., ...' in gerçekte annelerinin "..." olduğunun tespiti ile bu kişilerin nüfus kayıtlarında "..." olan anne adlarının "..." olarak düzeltilmesi istenilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden "dava konusu 380 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında maliki olarak görünen ... oğlu ... ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığı” sorularak yazı cevabı ve var ise nüfus kayıtları eklenerek, Dava konusu 380 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak 10.04.1971 tarihli 22 sıra nolu tapu kaydının tesciline esas Kahta Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.09.1970 tarihli 1970/134 esas, 1970/289 Karar sayılı ilamı getirtilerek Dairemize gönderilmek üzere dosyanın MAHALLİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; 1-a)Dava konusu 3389 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağı iktisap sütununda yazılı 3388 parselin ilk tesis tarihinden itibaren bütün tedavülleri ile özellikle tescile dayanak (tapulama tutanağı, mirasçılık belgesi,vergi kaydı, vekaletname, tescil istem belgesi,hükmen tescil ilamı,tapu kütük suretleri vb) tüm belgelerin, b) Dava konusu 3389 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağında yazılı 302 tahrir sıra nolu vergi kaydı (eski türkçe olması halinde bugünkü türkçeye çevrilmiş) suretinin ilgili Tapu Müdürlüğünden temini, 2- Taşınmazın bulunduğu Beylerbeyi mahallesinde "" isminde kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı bulunup bulunmadığının tespiti ile mevcut ise nüfus kayıtlarının ilgili Nüfus Müdürlüğünden temini, 3-Taşınmazın bulunduğu mahallesinde kayıt maliki "" ile aynı ismi taşıyan kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının zabıta aracılığı ile sorulması,istenilen hususların eksiksiz dosya arasına alınıp alınmadığı...

          -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; 1-a)Dava konusu toplulaştırma sonucu oluşan 106 ada 4 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 665 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağı iktisap sütununda yazılı 660 parselin ilk tesis tarihinden itibaren bütün tedavülleri ile özellikle tescile dayanak (tapulama tutanağı, mirasçılık belgesi,vergi kaydı, vekaletname, tescil istem belgesi,hükmen tescil ilamı,tapu kütük suretleri vb) tüm belgelerin, b) Dava konusu toplulaştırma sonucu oluşan 106 ada 4 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 665 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağında yazılı geldi kaydı olan Haziran 1322 tarih 71 sıra nolu tapu kaydı ile 407 tahrir sıra 7/31 kapı ve 408 tahrir sıra 5/32 kapı nolu vergi kayıtlarının (eski türkçe olması halinde bugünkü türkçeye çevrilmiş) suretlerinin ilgili ... temini, 2- Taşınmazın bulunduğu .... isminde kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı bulunup bulunmadığının tespiti ile mevcut ise nüfus kayıtlarının ilgili...

            Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

              Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

                Bu nedenlerle, bir kimsenin ölmesi nedeniyle kaydı kapalı hale geleceğinden ve kapalı kayıtlarda işlem yapılamayacağından ölmüş kişinin nüfus kaydının düzeltilmesi mümkün değil ise de, hukuki yarar bulunduğundan bu tip kapalı kayıtlarla ilgili tespit kararı verilmesi olanaklıdır. Yargıtayın yerleşik uygulaması da bu yönde olup, "çoğun içinde az da vardır " ilkesi çerçevesinde kayıt düzeltim isteminin tespit talebini de içerdiği açıktır....

                Görülüyor ki, davacı ile tapu maliki görünen kişinin vatandaşlık numarası farklıdır. Tapuda malik olarak geçen şahsın nüfusta kayıtlı olup olmadığı, böyle bir şahsın bulunup bulunmadığı kayden araştırılmamıştır. Eğer tapu maliki var ise uyuşmazlığın tapu kaydında düzeltme yolu ile değil, bu şahsa karşı açılacak tapu iptali ve tescili davası ile çözüleceği düşünülmeden eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan doğum tarihinin düzeltilmesi Tapu Sicil Tüzüğünün 87.maddesi gereğince ilgilinin başvurusu üzerine o maddedeki koşullar araştırılarak idarece düzeltilmesi gerektiğinden, dava yoluyla düzeltme istenemeyeceği düşünülmeden kabul kararı verilmesi de doğru değildir. SONUÇ: Yukarıra yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 06.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu