Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buraya kadar yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, tapuda isim düzeltilmesi davalarındaki amacın tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hâle getirilmesine yönelik olması karşısında, kaydı düzeltilmesi talep edilen kişinin nüfusta kayıtlı olması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Davada tapu kayıt malikinin Salih oğlu Davut şeklinde kayıtlı olduğu ve malik Salih oğlu Davut'un Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğünden önce vefat ettiği ve nüfus kaydı oluşturulmadan, soy isim almadan vefat ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda tapu kaydında düzeltim yapılması mümkün değildir....

in nüfus kaydı getirtilerek aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığı” sorulmalı, b)Aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının gönderilmesi halinde bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Ayrıca, “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Davacı, 1 parsel sayılı taşınmazda paydaş olan ... kızı ... olarak tapuda görünen kaydın ... ... olarak düzeltilmesini istediği halde mahkemece, ... olarak düzeltilmiştir....

    Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün değildir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “ çoğun içerisinde az da vardır ” kuralı gereğince bu yönde bir “ tespit kararı ” verilmelidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfusta kayıt düzeltimine ilişkin davada Terme Asliye Hukuk ve Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfusta kayıt düzeltimi istemine ilişkindir. Terme Asliye Hukuk Mahkemesince kaydının düzeltilmesi istenen davalı ...'nun yerleşim yerinin Çarşamba İlçesinde olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davacının Terme C.Başsavcılığı olduğunun anlaşılması nedeni ve hükmün gerekçesinde de davalılardan bir kısmının Terme İlçesinde ikamet edip orada kendilerine tebligat yapıldığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davaname ile ... isimli davalının ... isimli kişinin resmi nikahı olmadan doğan kızı olduğu ve ...'...

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda tapuda malik olarak yazılı olan kişinin mevcut olduğu, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Davacının adının düzeltilmesini istediği murisi dedesi, nüfus sicilinde “... ve ... oğlu 1885 doğumlu ... ...” şeklindeki kimlik bilgileriyle kayıtlıdır. Dava konusu taşınmazlar ise tapu kaydına dayalı olarak 1998 tarihinde yapılan kadastro tesbiti sonucunda “... oğlu ... ..., ... ..., ... oğlu ... ..., ... kızı ... ..., ... oğlu ... ... ve ... ...” adına müştereken tescil edilmiştir. Mahkemece de tespit edildiği gibi nüfusta ... oğlu ... ... ile tapuda malik görünen ... oğlu ... ...’ın kaydı örtüşmektedir. Yine tanık beyanlarında adı geçen ve İstanbul’da bulunduğu bildirilen ...’nun ise nüfusta ... oğlu ... ... olarak kayıtlı olduğu ve ..., ... ve ... adlı çocukları olduğu anlaşılmaktadır....

          Yargıtay kararları ile uygulamada yerleştiği şekilde, düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmeli; nüfus müdürlüğünden, tapu kaydında adı geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulup bulunmadığı araştırılmalı, istem konusunda tanık dinlenmeli, tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Bu bağlamda tapu sicilinde murisin adı, soyadı veya baba adının düzeltilmesi isteniyor ise murisin mirasçılarını gösterir veraset belgesinin dosyaya ibrazı sağlanıp, diğer kayıt ve belgelerle birlikte incelenerek, nüfus kaydı ile karşılaştırılmalıdır....

          Bilindiği üzere, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Öte yandan, asıl olan nüfus kayıtları olup, tapu kayıtlarındaki kimlik bilgileri nüfus kayıtları esas alınarak düzeltilebilir. Kimlik bilgileri yalnızca nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle soyadı almış olması gerekir....

            Yerel mahkemenin kararı, her ne kadar Dairemizce tapu maliki olduğu belirtilen şahsın nüfusta kaydı bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yazısında belirtilen nedenlerle idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak açılan bu tür davalarda düzeltme kararı verilemeyen hallerde tespit kararı verilmesi gerekli ve zorunludur. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir....

              Yargıtay kararları ile uygulamada yerleştiği şekilde, düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmeli; nüfus müdürlüğünden, tapu kaydında adı geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulup bulunmadığı araştırılmalı, istem konusunda tanık dinlenmeli, tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Bu bağlamda tapu sicilinde murisin adı, soyadı veya baba adının düzeltilmesi isteniyor ise murisin mirasçılarını gösterir veraset belgesinin dosyaya ibrazı sağlanıp, diğer kayıt ve belgelerle birlikte incelenerek, nüfus kaydı ile karşılaştırılmalıdır....

              Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; ilk derece mahkemesince her ne kadar keşif yapılsa da dava konusu taşınmazların kadastro tutanak fotokopileri ve varsa kadastro tespitine esas vergi kaydı vs. gibi dayanak kayıtlar celp edilmeden karar verildiği, aynı mahallede davacı murisi Mehmet oğlu Mustafa'ya ilişkin tapu kaydı olup olmadığı hususunun tapu müdürlüğünden sorulmadığı, yine nüfus kayıtları itibari ile eksik inceleme yapıldığı görülmektedir....

              UYAP Entegrasyonu