WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yabancı unsur ihtiva eden davalarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları tayin eder. (5718 s. MÖHUK. md.40) İç hukuk, bir davada yer itibarıyla hangi mahkemeyi (veya mahkemeleri) yetkili göstermiş ise, bu mahkeme, o davada milletlerarası yetkiye de sahiptir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli mahkemede açılacağı hükme bağlanmıştır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 41....

    KARŞI OY: 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-b madde ve bendinin birinci cümlesinde aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği, aynı bendin son cümlesinde ise nüfus müdürlüğünün soyadı değişikliğinde eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzelteceği öngörülmüştür. Dosya içindeki nüfus kaydında davacıların soyadının ... iken ... olarak değiştirildiği açıklaması yer almaktadır. Nüfus Müdürlüğünün temyiz dilekçesinde sözü edilen değişikliğin Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.10.1993 gün ve 1993/716-663 sayılı kararı ile yapıldığı belirtilmiştir. Davacının babası tarafından açılmış dava sonunda soyadının değiştirilmiş olması halinde davacı tarafından açılmış bir davadan sözedilemez....

      ----tarihli cevabi yazı ile örneği ekte gönderilen--- atıfta bulunularak; ------arasında mahkeme kararlarının tenfizini mümkün kılan bir anlaşma olmadığı, mahkeme kararının verildiği ülke ile --- arasında ikili anlaşma mevcut değilse, bu konuda yetkili ----mahkemesinin,----verilen mahkeme kararının şeriat hukukuna uygun olup olmadığını tespit ettiği; uygun olduğuna dair karar verirse, ilgili mahkemenin söz konusu kararı tenfiz edebildiği; ---- uygulanmasının varsa ikili veya çok taraflı adlî yardımlaşma anlaşması esaslarına göre, herhangi bir anlaşma olmaması durumunda ise, karşılıklılık ilkesine göre yapılmakta olduğu ... Sonuç olarak, konunun değindiği hukukî durum yukarıda açıklanmış olup, bu çerçevede, yabancı mahkeme ilâmlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilip verilmeyeceği hususunun yargılama yetkisi ve takdir hakkı dahilinde mahkemesine ait olduğu ...'' şeklinde özetlenebilecek mahiyette açıklamalar yapılmıştır. ------cevabi yazı da aynı mahiyettedir....

        Aynı maddenin 3.fıkrasında "alacağın Türk parasıyla tutarı veya alacak yabancı para ise hangi tarihdeki kur üzerinden talep edildiğinin gösterilmesi gerektiği," düzenlenmiştir. Takip talebi ve ödeme emri UYAP siteminden incelendiğinde; sistemde 01.08.2023 tarihli 1.620,64 USD yabancı para alacağının tahsili istemli düzenlenen 02.08.2023 tarihli ödeme emri ve alacaklı vekilinin 11.08.2023 tarihli takip talebine konu alacağın TL kur karşılığı da yer alacak şekilde yeniden bir ödeme emri düzenlenmesini talep ettiği dilekçesi üzerine 16.08.2023 tarihli 1.620,64 USD yabancı para alacağının tahsil tarihindeki karşılığının tahsili istemli düzenlenen ödeme emri mevcut ise de, 22.08.2023 tarihli 1.620,24 USD karşılığı olan 43.789,69 TL'nin harca esas değer olarak gösterildiği takip talebi ve ödeme emrinin sistemde kayıtlı olduğu tesbit edilmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus (Suriye Uyruklu Şahıs İle T.C. Vatandaşı Olan Şahsın Aynı Kişi Olduklarının Tespiti İstemli) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, Suriye uyruklu davacı ...'in, aynı ülke vatandaşı ... ... ile Türk vatandaşı ... ve ... kızı 01.07.1922 doğumlu ...'ün aynı kişi olduğu ile ...'ün davacının annesi olduğunun tespiti istenmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... ... ile ...'ün aynı kişi olduğunun tespitine, ...'ün davacının annesi olduğuna yönelik isteminin ise reddine dair karar, reddedilen kısım yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yabancı uyruklu olan davacı ...'in annesi ... ... ile Türk Vatandaşı ...'ün aynı kişi olduğu ile ...'...

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu uyarınca yabancı ülke mahkeme kararının tenfizi talebinden ibarettir. Tenfiz; yabancı mahkeme kararının Türkiye'de icra olunabilmesini sağlayan mahkeme kararıdır. Tenfiz usul ve esasları 2675 sayılı MÖHUK'un 34 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup Türk Mahkemeleri'nin yabancı ülke mahkeme kararlarının tenfizi davasında yerindelik denetimi söz konusu değildir. Tenfizden amaç yabancı ülke mahkeme kararının aynen Türkiye'de herhangi bir mahkemenin verdiği bir kararmış gibi kabul görmesidir. Bu amaçla Türk Mahkemeleri'nin yabancı ülke mahkeme kararında tenfize konu hükmü değiştirme hak ve yetkisi dahi bulunmamaktadır. Yargılamada sadece tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmesi yapılır. Türk hukuk sisteminde yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilebilmesi için gerekli koşullar sıralanmıştır....

              GEREKÇE: Dava; yabancı mahkeme boşanma ilamının tanınması istemine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (MÖHUK m. 50/1). Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır....

              “Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin (2.10.1973 tarihli) Lahey Sözleşmesi” (R.G. 16.2.1983 sayı:17961); münhasıran nafaka yükümlülüğüne ait olmayan, nafaka yükümlülüğü yanında başka bazı hükümleri de ihtiva eden yabancı mahkeme kararlarının, yalnızca nafaka yükümlülüğü ile ilgili bölümüyle sınırlı olarak uygulanabilir. (Söz. m.3) Türkiye ve kararı veren Fransa bu Sözleşmenin tarafıdır. Yabancı boşanma kararında yer alan nafaka yükümlülüğü ile ilgili hükmün, bu sözleşme hükümlerine göre tenfizi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu yöndeki isteğin karşılanmaması usul ve yasaya aykırı olup, davacının temyiz itirazları bu itibarla yerindedir. Hükmün, açıklanan sebeple bozulması gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğun onama yönünde oluşan düşüncesine katılmıyorum....

                Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 12 0 537/08 sayılı 18.11.2013 tarihinde kesinleşen kararın ve aynı mahkemenin mahkeme masraflarıyla ilgili kararlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yabancı mahkeme kararı diplomatik yolla tebliğ edilmişse de, önceden adi posta yoluyla yapılan tebligat üzerinden yabancı mahkeme ilamı kesinleştirildiği, savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/899 ESAS, 2022/81 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 353. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı dava dilekçesinde özetle; Tanıdıklarının kendisini Özdemir Gökalp diye çağırdıklarını, soyadını ise Çelikbaş olarak bildiklerini, nüfusa yanlışlıkla "Musa Altan" olarak kaydedilen isminin "Özdemir Gökalp", "Gökalp" olarak kaydedilen soy isminin ise "Çelikbaş" olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu