Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). Zira aksinin kabulü, aynı davanın Türk mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak örneğin Türk hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletlerarası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır. O halde dava konusu uyuşmazlık yönünden de somut olayın özelliklerine göre bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır....
Zira “kural olarak” her mahkeme kendi usul hükümlerini uygular ve yabancı mahkemenin uyguladığı usulün Türk usul hukukundan farklı olması, Türk kamu düzeninin müdahalesi için tek başına yeterli sebep oluşturmaz. Aynı ilkeler yabancı mahkemece uygulanan ispat hukuku açısından da geçerlidir. Somut uyuşmazlıkta incelenmesi gereken diğer bir konu da, benzer olaylarda Türkiye’de açılan davaların, TTK.’nun 329/1. ve 405/2. maddelerinde düzenlenen, anonim şirketlerin kendi hisselerini temellük edemeyecekleri ve pay sahiplerinin sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemeyecekleri ilkeleri gereği reddedilmesine rağmen, aynı şartlardaki ortaklarca yabancı mahkemelerde açılan davaların kabul edilmesinin ve alınan farklı yöndeki bu yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tenfizinin, Türk kamu düzenine aykırılık oluşturup oluşturmayacağıdır. Nitekim mahkemece bu durum, T.C. Anayasası’nın kanun önünde eşitlik ilkesine ve kamu düzenine aykırı kabul edilmiştir....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı olarak nüfus müdürlüğü gösterilmiş ve yapılan yargılama sonucu da davanın esastan reddine karar verilmiştir. Somut olayda, tanınması talep edilen yabancı mahkeme kararında velayet altında bulunmayan yaş küçüklüğü sebebi ile vesayet altına alınan 04.03.2003 doğumlu ... ...'ın inceleme tarihi itibari ile ergin olduğu da gözetilerek nüfus müdürlüğünün açılan davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığından Mahkemece, nüfus müdürlüğü yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddi ile tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında vesayet altına alınan ... ...'ın davadan haberdar olması sağlanarak taraf teşkili sağlanıp işin esasının incelenmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulması, 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların oğullarının nüfus kaydında "..." olan adının "..." olarak düzeltilmesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Mahkemenin gerekçeli kararının ve temyiz dilekçesinin davalı Nüfus Müdürlüğüne tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgenin dosya içinde olmadığı görülmüştür. Davalı Nüfus Müdürlüğüne Tebligat Kanunu ve Tüzüğü hükümlerine göre yöntemince tebligat yapılarak, tebligat parçasının dosyaya konulmasından, 2-Mahkeme kararının hükme katılan Cumhuriyet Savcısınca görüldüğüne ilişkin dosyada herhangi bir kayda rastlanmamıştır....
tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). Zira aksinin kabulü, aynı davanın ... mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak örneğin ... hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletler arası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır. O halde dava konusu uyuşmazlık yönünden de somut olayın özelliklerine göre bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır....
ın da tutuklu olması nedeniyle, Weilburg Yerel Mahkemesi tarafından büyük anne ve büyük babaya tevdi edildiğini açıklayarak, Weilburg Yerel Mahkeme kararının Türkiye'de tanınması ve tenfiz edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, konunun Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi kapsamına girdiği, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine dahil bir konuda, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, ... tarafından temyiz edilmiştir. 2675 sayılı MÖHUK'nun yürürlükten kaldırılmasından sonra 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı MÖHUK'nun yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58.maddesi, ''Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 2017/8099 esas 2018/405 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5718 sayılı MÖHUK'nın yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58.maddesi, ''Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.'' hükmünü içermekte olup, 54/b maddesi ise, yabancı mahkeme ilamının tenfizinde Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmesi koşulunu getirmiştir....
Mahkemece, aynı yabancı mahkeme ilamının tenfizine ilişkin 2009/137 Esas-2011/388 Karar sayılı kesinleşmemiş dava ile eldeki davanın aynı olduğu gerekçesiyle derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 2009/137 Esas sayılı dosyadaki dava dilekçesinde sadece yabancı mahkeme ilamının tenfizi istenmiş, oysaki eldeki davanın dava dilekçesinde hem asıl karar hem de 2 adet masraf tespit kararının tenfizi istendiğine göre masraf tespit kararlarının tenfizi yönünden derdestlik sözkonusu olmadığından masraf tespit kararlarının tenfizi talebinin de derdestlik nedeniyle reddi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dava konusu 2, 4, 33, 76, 77,103, 747, 788, 883, 884, 885, 893, 894, 895, 896, 897, 1309,1462,1466,1467, 1307, 1803, 2195, 2248, 2252, 2253, 2453, 2413, 2414, 2452 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tüm tedavül kayıtlarının; imar ve ifraz sonucu oluşan 3035, 3065, 126 ada 3, 132 ada 2,3; 138 ada 6, 128 ada 10,151 ada 1,168 ada 2,177 ada 6 ve 182 ada 2 parsellere ilişkin imar dosyaları ve tüm dayanak kayıtların ilgili merciinden istenerek evrakına eklenmesi, hükmen davacının mirasbırakanı adına tescil edilen 883, 2413, 2414, 2248, 2453, 1307, 2, 4, 33, 747, 894, 896, 897, 1466, 2253, 2451 ve 77 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tescile dayanak mahkeme kararlarının dosya arasına alınması ve ... oğlu...'a ait aile nüfus kayıt örneğinin getirtilerek evrakına eklenmesi ve ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE,29.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda hüküm doğurması, yabancı mahkeme kararının niteliğine göre ya tanınması ya da tenfizi ile mümkün olur. MÖHUK'un 50. Maddesi gereğince; yabancı mahkeme kararlarının mahalli mahkeme kararları gibi hüküm doğurması için, mahalli mahkemelerce bir tanıma veya tenfiz karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davaya konu Rusya Mahkemesi kararında; taraflar arasında mahkeme dışı yapılan sulh sözleşmesinin taraflarca Rusya Mahkemesi'ni ibraz edildiği, Rusya Mahkemesi tarafından da bu sulh sözleşmesi esas alınarak hüküm kurulduğu, Rusya mahkemesi tarafından verilen kararda sulh sözleşmesi tahtında ve eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenici şirketin davalı şirketten olan alacağının belirlendiği, ilamın eda kararı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi bakımından temel düzenleme olan 5718 sayılı MÖHUK'ta, bir yabancı mahkeme kararının tenfiz kararına konu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler 50....