Davacı tarafın muris Havva'nın kendi lehlerine vasiyette bulunduğunu, ancak talep edilen veraset ilamlarında murisin anne ve babasının üst soy bilgilerine ulaşılamadığı gerekçesiyle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasını açmış ise de; Nüfus Kanunu, ilgili yönetmelik ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında mahkemenin görevinin düzenlenen nüfus kayıtlarına ilişkin olduğu, olmayan nüfus kayıtlarına ilişkin görevinin bulunmadığı, olmayan nüfus kayıtları ve nüfus kayıtlarını oluşturma sorumluluğunun nüfus idaresinde olduğu, mahkemenin olmayan bir kayda ilişkin değerlendirmede bulunmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Mahkemece usulüne uygun şekilde nüfus araştırması yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle; 1564 ve 2589 sayılı parsellerin tapu kaydında malik olarak görünen "... oğlu ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden sorulmalı, yapılan araştırma sonunda aynı isimli başka kişiler olduğu bildirildiği takdirde bu kişiler sağ ise kendileri, ölü ise mirasçıları duruşmaya çağrılarak kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen taşınmazlarda herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda beyanları alınmalıdır. Ayrıca tapu maliki olduğu iddia edilen şahsa ait anne, baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosu getirtilerek tespit tutanağındaki bilgilerle paralellik taşıyıp taşımadığı da denetlenmelidir....
ın nüfus kaydında baba ve annesi olarak görülen ... ve ...'ın gerçek çocukları olduğunun tespiti ile nüfus kayıtları arasında bağlantı kurularak ...'ın babası ...'ın nüfusu kütüğüne kaydedilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliği itibariyle 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'ndan kaynaklanan bir tespit davası olup anılan yasanın 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin tespit davalarının ilgili asliye hukuk mahkemesinde açılacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilen davacının nüfusa kayıtlı olduğu yerin “Midyat/”Mardin” olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddesi ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Midyat 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ölüm tarihinin düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı kurum tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı ... davanamesinde, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, cilt no:..., hane no:..., bsn:...'de kayıtlı ... TC kimlik numaralı ...'in nüfusa tescil tarihinin 07.09.1956 olduğu, ancak ölüm tarihinin nüfus kaydına 00.00.1954 olarak kaydedildiği, yapılan araştırmalar neticesinde ...'in 1956 yılında öldüğünün tespit edildiği, bu itibarla nüfus kütüklerine ölüm şerhinin sehven 1954 olarak düşüldüğü, müteveffa ...'in nüfus kaydının tashihine karar verilmesini kamu adına talep edilmiştir. Mahkemece ölüm tarihinin tam olarak tespit edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava ...'...
Ayrıca yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan davanın HMK 114/1- c ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile ve mahkemelerinin görevsizliğine dair karar vererek her iki mahkeme arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için merci tayini ile dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 4721 sayılı TMK'nın 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile baba ile çocuk arasındaki soybağı ise “anne ile evlenme”, “tanıma” ve “hakimin hükmü” ile kurulmaktadır. Diğer taraftan, evlat edinme de soybağı oluşturan hallerdendir....
Somut olayda; dava konusu taşınmaz senetsizden ... oğlu 1930 doğumlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı baba adının "..." olduğu halde kadastro tespiti sırasında "..." yazıldığını belirterek düzeltme istemiştir. Mahkemece tanık dinlenmiş, ayrıca nüfus müdürlüğünden ... oğlu ... kaydının bulunup bulunmadığı sorulmuştur. Nüfus müdürlüğüne yazılan yazıya yanıt verildiğine dair belgeye dosya içerisinde rastlanmamış, mahkemece tapu kaydı, tutanak ve tanık anlatımlarına göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda da açıklandığı gibi, tapu kaydında isim düzeltilmesi davalarında mülkiyet nakline sebebiyet vermemek için kayıt maliki ile düzeltilen ismin aynı kişiye ait olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması zorunludur. Dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağında malik olarak tespit edilen "... oğlu ..."in 1930 doğumlu olduğu yazılı olduğu halde nüfus kaydına göre 1955 doğumludur....
nin anne-babası ... ve Halil'in çocuğu olarak kaydedildiği, bu kaydın doğruyu yansıtmadığı ileri sürülerek gerçek annesinin ..., gerçek babasının da... olduğunun tespit edilerek nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiş; Mahkemece davanın soybağının düzeltilmesi davası olduğu, aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi- babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır....
Mahkemece; "Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, nüfustaki baba kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...