Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; "Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, nüfustaki baba kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....

Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir." Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

ın nüfus bilgilerinde farklılıklar bulunduğunun ve her ikisinin de farklı Doğum Bildirimi ile tescil edilmiş olduğunun görüldüğü bildirilerek ilgililerin aynı kişi olup ... T.C. no'lu ...'ın kaydının mükerrer kayıt olup olmadığının tespit edilmesi kamu adına talep etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Dolayısıyla mahkemece itiraz olup olmadığına bakılmaksızın bu husus mahkemece resen gözetilir. Dosya kapsamından, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilenin yerleşim yeri adresinin "... olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın...4. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

    Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, ... ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının murisinin baba adının dosya içerisindeki nüfus müdürlüğünce düzenlenen 12.05.2011 tarihli nüfus kaydında ...", elektronik ortamda mernis sisteminden alınan 05.12.2011 tarihli nüfus kaydında ise ..." olarak farklı şekillerde yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu çelişki giderilmeden davanın sonuçlandırılması doğru değildir. Bu nedenle, her iki kayıt nüfus müdürlüğüne yazılacak yazı ekinde gönderilerek hangi kaydın doğru olduğu tespit edildikten sonra bu kayda göre düzeltme yapılmalıdır. Ayrıca; davacı, murisi olan ... malikinin sadece ... kaydındaki baba adı ve adının düzeltilmesini istemiş ve mahkemece de bu şekilde düzeltme yapıldığı görülmüştür. ......

      T7 tedavüllü kayıtlarında da anne ve baba adının Haydar ve Hacere olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple davacının müteveffanın adının Hasi olarak düzeltilmesi isteğinin reddine ve tespit kararı verilmesinde hukuka aykırı bir yön görülmemiş, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Kocaeli 8....

      özetle; Suriye vatandaşı olan davacının, 29/05/2017 tarihinde Türk vatandaşı olma hakkı da kazandığını, davacının, 06/01/2016 tarihinde Suriye'de Ala Mardini adında bir kadınla evlendiğini ve halen evli olduğunu, ancak bu evliliğin davacının nüfus kaydına işlenmediğini ve bekar olarak göründüğünü, bu yanlışlığın düzeltilmesi için Mezitli T3 başvurduğunu, ancak talebinin reddedildiğini belirterek davacının, eşi Ala Mardini ile evliliğinin tespit edilerek nüfus kaydına işlenmesini talep ve dava etmiştir....

      K A R A R Dava dilekçesinde, gerçek baba ve annesinin kayden kardeşi olan ... ve...oğlu 1918 doğumlu.. ile ...ve... kızı 1933 doğumlu...Uyan olduğu halde nüfusa, isim benzerliği sebebi ile dede ve büyükannesi olan ... ve Meryem oğlu 1884 doğumlu ... ile...ve ... kızı 1899 doğumlu Hatice'nin çocuğu olarak kaydedildiği, bu kaydın doğruyu yansıtmadığı ileri sürülerek gerçek annesinin...Uyan, gerçek babasının da 1918 doğumlu.. olduğunun tespit edilerek nüfus kayıtlarının buna göre düzeltilmesi istenilmiş; mahkemece dava, nüfus kayıt düzeltme davası olarak nitelendirilip davanın kabulüne karar verilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1158 esas sayılı dosyası ile veraset davası açıldığını, Hasan Dinçer mirasçılarından İsmail Dinçer ve Ayşe Dinçer'in küçük yaşta öldüklerinden veraset ilamı çıkartılamadığını, Maçka Nüfus Müdürlüğü'nün yanmış olması ve yersel yazım sırasında ölü olanların kayıtlarının tutulmaması nedeniyle Ayşe ve İsmail Dinçer'in ölmüş oldukları tespit edilip, kayıtlara geçirilemediğini belirterek, İsmail Dinçer'in 04/06/1937 tarihinde ve Ayşe Dinçer'in 01/10/1945 tarihinde ölmüş olduklarının tespitine talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada; "...Ölü olduğunun tespiti talep edilen Ayşe Dinçer ve İsmail Dinçer'in nüfus kayıtlarının nakline ilişkin tüm bilgi ve belgeler Nüfus Müdürlüğü'nden celp edilerek incelenmiştir....

        Kasabası 8460, 7658, 7534 ve 7548 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin "... oğlu ..." olarak yazıldığını ileri sürerek, yanlış yazılan malik baba adı ile malik soyadının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 14.Hukuk Dairesince; "Dava konusu taşınmazların tapulama tutanaklarında malikin doğum tarihi 1328 ve 1336 olarak belirtilmiş, davacının murisi ...'in ise dosyadaki nüfus kaydından 1899 (1315) doğumlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca tutanaklarında, kayıt maliki ile davacının murisi arasında nüfus kayıtlarıyla bağlantı kurulacak bilgiye de rastlanmamıştır. Bu haliyle; kayıt maliki ile kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen şahsın aynı kişi olduğu yönündeki tüm tereddütlerin giderildiği söylenemez....

          olduğu ve davacıların nüfus kayıtlarının yandığı iddiasının da asılsız olduğunu, sadece davacı taraf kayıtları yanmış ama davalı müvekkillerinin kaydının yanmamış olduğunu, bu hususun doğru olmadığını, böyle bir durum eşyanın tabiatına aykırı olduğunu, Silifke T44nün Mahkemeye gönderdiği 20.4.2022 tarihli Resmi Yazısında “ ilgi sayılı yazınızda baba adı Mustafa, ikinci eşinin adının Fatma ve mezar taşında yazıldığı gibi 13.6.1957 ölüm tarihli T21’un nüfus kayıt örnekleri istenildiği ilgili yazınızdan anlaşıldığı, Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi ve Aile kütüklerinin incelenmesi neticesinde Mustafa oğlu T.C kimlik numaralı T21’un ikince eşi olmadığı ve ölüm tarihinin 21.06.1957 olduğu tespit edildiğini, T21 1938 yılında yapılan yersel yazım ile ilçemiz Taşucu Mahallesi 81 Cilt,34 Hane 1.Sıraya kaydedildiği tespit edilmiş, bu nedenle anne baba ve kardeş kaydı tespit edilememiş olup eş ve çocukları ve mirasçılarını gösterir nüfus kayıt örnekleri yazımız ekinde gönderilmiştir.”...

          UYAP Entegrasyonu