Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Ölü olduğunun tespiti istenilen Ahmet Doğaşan' ın doğum yerinin Drama olduğu, doğum tarihinin 01/07/1881 olduğu, tescil tarihinin kayıtlarda yer almadığı, kayıtlarda anne baba bilgisinin (isim hariç) yer almadığı, nüfus kayıtlarında eşi Hürmüz'ün ölüm tarihi bilgisinin yer almadığı, kızı Emine Doğaşan'ın ve oğlu Ahmet Doğaşan'ın ölüm kaydının kapalı olduğu, kızı Fatma'nın ölüm tarihinin 28/09/1926, oğlu Emin'in ölüm tarihinin 08/10/1926 olarak yer aldığı, ilk derece mahkemesince yapılan sorgulamalarda ve müzekkere cevaplarında, ölü olduğunun tespiti istenilenin, tapu kaydının, SGK kaydının, Mernis kaydının, ikametgah kaydının, banka kayıtlarında her hangi bir kaydının bulunmadığı, dul, yetim ve emeklilik maaşı kaydının bulunmadığı, vergi kayıtlarının bulunmadığı, hastane kayıtlarının bulunmadığı, kadastro kayıtlarının bulunmadığı, adreste yapılan kolluk araştırmalarında kendisini tanıyan ve bilen kimsenin olmadığının anlaşıldığı, nüfus kayıtlarında ölüm kaydının "bilinmeyen" olarak geçtiği...
ın ölü olduğu ve nüfus kayıtlarında ölüm araştırması yapıldığı halde bir sonuca varılamadığını ileri sürerek ...'ın ölü olduğunun tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, "...nüfus kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarının çekişmesiz yargı işlerinden olduğu, HMK'nın 382 ve 383. maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, "...davanın, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu, Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dava dilekçesinde, davacıların nüfus kayıtlarında kendi kızları olarak kayıtlı ...'in gerçekte diğer davalı ...'ün kızı olduğu ileri sürülerek nüfus kayıtlarının buna uygun olarak düzeltilmesi istenilmiş; mahkemece, davanın kabulü ile ...'in nüfus kaydının iptaline karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ölüm kaydının iptali ve ..... ile ...'ın aynı kişi olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfus müdürlüğü ile diğer davalılar ...., .... ve ..... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde davacı ...'ın babası .... hanesinde .... ad ve soyadı ile kayıtlı olduğunu, sağ olmasına rağmen bu kaydına ölüm şerhi düşüldüğünü, eşi hanesine ise ... ad ve soyadı ile kayıtlı olup iki kayıt arasında bağ bulunmadığını bildirerek davacının .... Köyü 51 hanede kayıtlı .... ile aynı kişi olduğunun tespiti, ....'ın ölüm kaydının iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile ... nüfus kaydının iptaline .... olduğunun tespitine ve ....'...
(Yargıtay 8.Hukuk Dairesi'nin 2019/6243 Esas, 2019/11487 Karar sayılı ve 18/12/2019 tarihli kararı) Somut olayda, davacılar nüfus kayıtlarında çocukları olarak görünen davalı T7'nin gerçekte davalılar Ahmet ve T6 çocukları olduğunu belirterek, davalı T7'nin davacılar üzerindeki nüfus kaydının iptali ile diğer davalıların çocuğu olarak nüfusa tescilini talep etmişlerdir. Mahkemece davanın kabulü ile davalı T7nin gerçek anne-babasının diğer davalılar olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmiştir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Somut olayda; Küçük Ozan'ın 26.06.1999 doğumlu, Mustafa ve Elif çocuğu olarak 26.07.1999 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, çocuğun gerçek baba ve annesi olduğu iddia edilen Nermin ve Arif 29.06.1994 tarihinde evlenmişlerdir. Davacının iddiasının kabulü halinde çocuk anne ve babasının evlilik birliği içerisinde doğmuş olacak dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağı TMK'nun 282. maddesi gereği kurulacaktır. Davacılar, küçük Ozan 'ın ana ve baba yönünden kaydının düzeltilmesini istemiştir. Davacıların iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; Küçük Ozan'ın kayden baba ve annesi görünen Mustafa ve Elif yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir....
ın biyolojik babasının annesi ... ile resmi evlilik ilişkisi olmayan ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında dava, davacıların murisi...'ın, annesi ....e'nin nüfus kaydından babası olduğunu iddia ettikleri ...'nın nüfus kaydına taşınması isteği biyolojik anne ....ın evlilik ilişkisi olmadığından Türk Medeni Kanunu'nun 301. Maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti niteliğindedir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır....
Talebe konu T1 nüfus kütüklerinin yanması sebebiyle nüfus kaydının bulunmadığı, 1976 yılında yapılan yersel yazımda ilgilinin kaydının oluşturulmadığı, kaldı ki davacı tarafından sunulan mezar kayıtlarına göre talebe konu dedenin 1953 yılında vefat ettiği, mezarının İstanbul ilinde bulunduğu, yersel yazımda yazım tarihinde ölü olanların kaydının oluşturulmadığı, mevcut bilgi ve talebe göre davacının nüfus kütüklerinde kaydına rastlanmayan dedesinin, babasının babası olarak kaydının oluşturularak tescilini istediğinin kabul edilmesi gerektiği, ilgili talebin nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun olarak oluşturulmasına ve tutulmasına yönelik olduğu, bu yönü ile eldeki davanın 5490 sayılı yasanın 36. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiğine" dair karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Zonguldak 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Zonguldak 2....
Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Somut olayda dava, davacı Tuna Erdinç'in, Mehmet Erdinç-Nimet Erdinç'in çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin Fatma Bulut, gerçek babasının da İbrahim Akbulut olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacıların istemi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....