Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Geri çevirme üzerine, davalı adına davayı takip eden avukatın vekaletnamesi dosyaya konmuş ise de, vekaletnamenin tapu maliki ... oğlu ...'a ait olmayıp, Mükremin oğlu ...'a ait olduğu görülmüştür. Nüfus Müdürlüğünden yapılan araştırma sonucu, taşınmazın bulunduğu ... ... oğlu ...'ın nüfus kaydı gönderilmiş ve sağ olduğu bildirilmiş ise de, ilamın adı geçene (davalıya) tebliği sağlanamamıştır....

    veya sağ evlat adayı ile ölü veya sağ anne adayından DNA incelemesine esas örnek alınıp inceleme yapılmaksızın annelik bağının kurulamayacağını, anne olarak tespiti istenilen Zilfinaz Öztürk'ün 1890 doğumlu olduğunu, bu durumun müvekkili T5'yı 1937 yılında 48 yaşında doğurduğu anlamına geleceğini, Çat ilçesinin 1937 yılı şartları düşünüldüğünde doğal yolla bu doğumun tıbben mümkün olmadığını, davacının teyzesi Müzeyyen Yıldız'ın ana adı Zülfinaz olduğu halde kayıt tashihi ile Zilfinaz olarak düzeltildiğini, Zilfinaz Öztürk'ün baba nüfus kaydının araştırılması gerektiğini, müvekkilinin annesi Zilfinaz'ın Yavi'li olmadığını, bu köye dışarıdan geldiğini, bunun maruf bir vaka olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....

    nin iddia edildiği gibi ... olduğunun kabulü halinde ise murisin mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi tanzim edildiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Hükmü,asli müdahil vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK'nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır....

      Mahkemece her ne kadar ilçe nüfus müdürlüğü ve ilgili kolluk marifetiyle adres araştırması yapılmışsa da öncelikle kişinin sağ olup olmadığının tespiti ile sağ ise adres araştırmasının ayrıca Kamulaştırma Kanunu'nun 7. maddesinde belirtilen tapu ve vergi kayıtları üzerinden ve Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki kayıtlardan belirlenip kendisine; şayet ölü olduğu tespit edilirse, sunulacak veraset belgesi veya Nüfus Müdürlüğü'nden getirtilecek aile nüfus kayıt tabloları esas alınarak mirasçıları Kamulaştırma Kanunu'nun 14/5 maddesi uyarınca davaya dahil edildikten ve aynı şekilde adresleri tespit edildikten sonra mirasçılarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilerek, nüfus kaydı ile mirasçılarının tespit edilememesi halinde ise 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun gereği adı geçen davalıya mahallin en büyük Mal Memurunun kayyım tayini ile yargılamaya devam...

        Şöyle ki; 1- Dava, sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; verilecek karardan hukukları etkilenecek olan 1955 doğumlu Firdevs Ceylan’ın mirasçısı olabilecek kişilerin davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir. 2- Kabule göre de; mahkemece 1955 doğumlu Firdevs’in ölü olduğunun kabul edilmesine rağmen ölüm tarihinin tespit edilememesi nedeni ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de kişinin öldüğünün tespit edilmesi durumunda ölüm tarihinin gün, ay ve yıl olacak şekilde belirlenmesinin zorunlu olduğu da dikkate alınarak bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi mahkemece adı geçenin ölü olduğunun tespiti için yeterli araştırmanın da yapılabildiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay 8....

        ın tüm mirasçılarını da gösterir aile nüfus kayıt tablolarının ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilerek, adı geçen şahısların sağ olup olmadıkları tesbit edilmeli, sağ iseler kendilerine tebligat yapılarak, şayet ölü iseler mirasçılarının tamamının davada taraf olarak gösterilip gösterilmediği belirlenmeli, taraf olarak gösterilmemiş iseler kendilerine dava dilekçesi ekli usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmalıdır, Aynı zamanda dava, kesinleşen orman kadastrosu kapsamında tapu iptali ve tescil davası olduğundan, davalılar tarafından orman kadastrosuna itiraz davası açılıp açılmadığı araştırılmalı, çekişmeli taşınmazın tapu kayıtlarının oluşumuna esas teşkil eden kadastro tutanak kayıtları ve belgeler ilgili yerlerden getirtildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeksizin mahkemece ... şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

          ın tüm mirasçılarını da gösterir aile nüfus kayıt tablolarının ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilerek, adı geçen şahısların sağ olup olmadıkları tesbit edilmeli, sağ iseler kendilerine tebligat yapılarak, şayet ölü iseler, mirasçılarının tamamının davada taraf olarak gösterilip gösterilmediği belirlenmeli, taraf olarak gösterilmemiş iseler kendilerine dava dilekçesi ekli usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmalı, Aynı zamanda dava, kesinleşen orman kadastrosu kapsamında tapu iptali tescil davası olduğundan, davalılar tarafından orman kadastrosuna itiraz davası açılıp açılmadığı araştırılmalı, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının oluşumuna esas teşkil eden kadastro tutanak kayıtları ve belgeler ilgili yerlerden getirtildikten ve taraf teşkili de sağlandıktan sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeksizin mahkemece ... şekilde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırıdır....

            bu tür davalarda sadece nüfus kayıtları ile soy bağı kurulmasının mümkün olmadığı gibi tek geçerli ve usuli ispat vasıtası olmadığını, ikinci nüfus kayıtlarının ise Hicri 1320 Miladi 1904 yılında yapılan genel nüfus yazımı ile tesis edildiğini,bu kayıtların ise Osmanlıca olup kimlik bilgilerinin daha kapsamlı ve eksiksiz olduğunu,1880- 1884 yılları arasında tesis edilen kayıtlardaki kişilerden ölü olanların 1320 Hicri-1904 Miladi tarihinden önce ölmüş ise 1320 Hicri-Miladi 1904 tarihinde tesis edilen kayıtlara yazılmadığını, böylece 1880- 1884 Osmanlıca Atik Kayıtları ile 1320 Hicri-1904 Miladi kayıtları arasında aile bağlarının koptuğunu,Gavremoğlu Mahallesinin 1320 yazımı ile ilgili nüfus kayıtlarında nüfus kütüğünün sayfaları parçalanmış olduğundan yeni kayıtlara, sadece bulunabilen kayıtların alınmış olduğun ldeğinı,bu davada vakıf evlatlığı soy bağının sadece nüfus kayıtları ile değil ayrıca durumu benzer nitelikteki olan vakıf evlatlarının açtığı davalar, vakıf senetlerinde yer alan...

            Davacı, dedesi ölü....'a ait mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, murisin açık kimliğinin tespit edilemediği ve davacı ile muris arasında ırsi bağ bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesinde, bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde de doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Dosya içeriğinden, davacının babası.... ve... oğlu 01.07.1877 doğumlu...'in nüfusa kaydedildiği, ölü... ve...'nin ise nüfus kaydının bulunmadığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün cevabi yazılarından davacının babası...'...

              Davacı, babaannesi ölü.....'a ait mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, murisin açık kimliğinin tespit edilemediği ve davacı ile muris arasında ırsi bağ bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesinde, bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde de doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Dosya içeriğinden, davacının babası... ve... oğlu 01.07.1877 doğumlu ....l'in nüfusa kaydedildiği, ölü ... ile ...'...

                UYAP Entegrasyonu