"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : Nüfus Müdürlüğü vd. DAVA TÜRÜ : Aynı Kişi Olduğunun Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R AR Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin babaannesi ...'ın, eşi ...'ın vefatı üzerine ...ile evlendiğini, ...'ın kayıtlarda karışıklık sonucu ayrı kişilermiş gibi nüfusa kayıtlarının yapıldığını, müvekkilinin bu nedenle mağdur olduğunu ileri sürerek, "..." ile "..."in aynı kişi olduğunun tespitini istemiş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava; nüfusta iki farklı kayıttaki kişilerin aynı kişi olduğunun tespitine ilişkin olup, sonuç itibari ile nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Numaralı Halil Sayalı olduğunu, bahsi geçen Halil Sayalı, Mersin İli, Tarsus İlçesi, İncirlikuyu Köyü, 0122 Cilt, 00089 Aile Sıra No’da nüfusa kayıtlı olup 1896 yılında doğduğunu, 1973 yılında vefat ettiğini, dosya ekinde bulunan Fatma Gök'e ait mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtları incelendiğinde: Kendisinin ve eşi Halil'in çocuklarının isminin Mehmet Ali Gök, Mustafa Gök (Bekar ölü), Elife Gök, Zekiye Gök, Cemile Gök, Atiye Gök (Eryılmaz), Ayşe Sayalı, Halil İbrahim Gök (Bekar ölü), Teslime Gök (Bekar ölü), Hasan Gök (Bekar ölü), Zeynep olduğu, nüfus kaydıyla tanık beyanlarının çelişmediği görülecektir. Tanık beyanlarında ismi geçen bazı kişilerin anne baba isimleri yanlış söylenmiş olabilir. Çok uzun süre önce yaşamış olan bu kişilerin kendi ya da anne baba isimlerinin yanlış hatırlanması doğaldır. Fatma Gök'ün babasının ismi Mehmet Ali'dir. Çocuklarından birisine de yine babasının ismi olan Mehmet Ali ismini koymuştur....
Beyanlar hanesinde ise adı geçen bu malikin ölü olduğu yazılıdır. Getirtilen tapulama tutanağının mülkiyet edinimini açıklayan ikinci sayfasında malik olarak belirlenen "... oğlu ..."nun 1941 yılında öldüğü vurgulanarak mirasçıların da belirlenmediği açıklanmak suretiyle kaydın ölü kişi adına yazıldığı anlaşılmaktadır. Davacı eldeki dava ile kayıt maliki olarak yazılan kişinin kendisi olduğunu ve sağ olmasından ötürü ölümle ilgili beyanın doğru olmadığını belirterek, bu beyanın silinmesini istemiştir. Getirtilen nüfus kaydına göre, davacı, taşınmazın kütüğe kayıtlı olduğu ... İlçesi ... Köyünde nüfusa kayıtlıdır. Baba adı ... olup, 01.02.1941 doğumludur. Tapulama tutanağı 1992 yılında düzenlenmiş olup, aynı köyde oturduğu anlaşılan davacının ölü bulunmadığı, tutanağı düzenleyen muhtar ve yerel bilirkişiler tarafından bilinmesi gereken bir olgudur. Tutanağı düzenlemeye katılan ..., duruşmadaki anlatımında bunun aksi yönünde beyanda bulunmuş ise de; bilirkişiler ..., ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, ölüm tarihinin tespiti ile T4 isimli kişinin annesi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı, T4 isimli Türk Vatandaşı anneden doğduğunu, bu kişinin 2019 yılında Halep'te vefat ettiğini, Türkiye kayıtlarında sağ gözüktüğünü, ölü olduğunun tespiti ile annesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı davacı vekili istinafa taşımıştır....
nın kaydının istem gibi iptal edilmesi durumunda, kayden anneleri olarak görünen ölü ...'nin mirasçılarının da hukukunu etkileyeceği gözetilerek ... mirasçılarının tespiti ile yöntemince davaya katılmalarının sağlanması gerektiği dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in halen yaşamakta olduğunun saptanması ve istem gibi kaydının iptal edilmesi durumunda bunun, adı geçenin hukukunu etkileyeceği gözetilerek, mahkemece, bu kişinin hayatta olup olmadığının, yaşıyorsa tebliğe elverişli adresinin ayrıntılı bir biçimde araştırılması ve bundan sonra yöntemince davaya dahil edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, bundan ayrı Hatice'nin doğum tutanağı tanıkları ...''ın sağ olup olmadıklarının (sağ iseler) adreslerinin tespiti ile bilgilerine başvurulması gerekirken; mahkemece yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu, salt...'in hastanede doğduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın nüfus kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.03.2001 gün 2001/1 sayılı davanamesi ile, ...'nın ölmediği halde sahte beyan ile nüfusa 15.02.1993 tarihinde ölüm kaydının işlendiği, bundan sonra Aşkın'ın ... adı ile ... ve ... oğlu olarak nüfusa kaydedildiği bildirilerek, ...'nın kaydının iptali, ...'nın sağ olduğunun tespiti ile ölüm kaydının iptali istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Dava dilekçesi içeriğine göre dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ...'nın kaydının iptali durumunda annesi ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Tapu maliki ...'ün dosyada mevcut veraset ilamı ve nüfus kayıtlarına göre mirasçısı olarak görünen....'ın ölü olup olmadığının tespiti yapılarak ölü ise mirasçılık belgesinin temini ile dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
Köyü 249 ada 29 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından salt veraset ilamlarına göre tespit edilen mirasçılar ile kararda isimleri geçen davalıların farklı olması nedeniyle temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; tapu kayıtlarından ... oğlu ...'ın nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı, ölü ise mirasçılarının tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Kim olduğu, nerede bulunduğu tespit edilemeyen sağ ya da ölü olup olmadığı saptanamayan kişinin mal varlığının 3561 sayılı Kanun gereğince kayyım tarafından yönetimi gerekmektedir. Anılan Kanun gereğince ... oğlu ...'...