Nevarki, 147 parselde malik görünen ...’in ... isimli bir mirasçısı bulunduğu ve bu kişinin ölü veya sağ olup olmadığı belirlenemediğinden davacının, ... ile mirasçılık ilişkisinin bulunduğu anlaşılamamaktadır. Mahkemece ...’in aile nüfus kayıt tablosunun celbiyle davacının dava açmakta hukuki yararlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davacının davayı açmaktaki yararlarının ne olduğu açıklattırılmalı, dava açmakta korunmaya değer yararları olmadığı tespit edilirse dava ret edilmelidir. Eksik inceleme ile bu talebin kabulü doğru değildir. Yine, 147 ve 77 parsel maliklerinden ...’ın mirasçılarının bulunduğu ve sağ oldukları mevcut nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davacının ... yönünden isteminin davacı sıfatı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, kabulüne karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirir....
Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine 28/09/2006 gününde verilen dilekçe ile davacıların murusi ile tapu kaydında malik olarak görünen kişinin aynı kişi olduklarının tespitinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/11/2007 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davacıların murisi ile tapu kaydında malik olarak görünen kişinin aynı kişi olduklarının tespiti istE.. ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar 316 parsel sayılı taşınmazda (1/6) oranında hissedar olarak gözüken M.. Şengönül ile nüfus kayıtlarına E.. (Şengönül) Yağcıoğlu olarak görünen kişinin aslında aynı kişi olduklarını; kayıtlardaki M.. Şengönül'ün aslında 1334 tarihinde vefat ettiğini, sonradan doğan E.....
ın nüfusa kaydı yapılmayarak 15.02.1991 tarihinde doğan ve aynı tarihte vefat eden aynı ismi taşıyan ablasının nüfus kaydını kullandığı, esasen kızlarının doğum tarihinin 15.04.1992 olduğu, bu nedenle küçüğün yaşının düzeltilmesine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın kabulü ile doğum tarihinin günü ve ayı baki kalmak kaydıyla 15.02.1992 olarak düzeltilmesine ve nüfusa tesciline karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece, adı geçen küçüğün nüfusa kaydedilmeyip kendisinden önce doğup öldüğü halde, sağ görünen kardeşinin nüfus kaydını kullanıp kullanmadığına ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir....
KARAR Davacı dava dilekçesinde, nüfus kaydında kız kardeşi olarak görünen ..... aslında kardeşi olmadığını, Mustafa ve Menşure kızı olmasına rağmen hatalı olarak ....ı kızı olarak tescil edildiğini, davacının kimlik bilgilerini kullanarak ....cı ile evlenip doğan çocuklarını da tescil ettirdiğini ileri sürerek,..... sağ olup, ... ile evli olarak Hollanda'da yaşadığı ve ...çocukları olarak görünen .... ile ....ıcı çocukları olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesini ve ...... evlilik kaydının terkinini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, kamu düzeni de dikkate alınarak, ........
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
ün sağ veya ölü olup olmadığının tespiti istenilmiş; mahkemece vatandaşlıktan çıkan, kaydı kapatılıp işlem yapılamaz hale gelen bir kişinin nüfus kaydına ölü veya sağ olduğuna dair kaydın işlenmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Dava, ortaklığın giderilmesi davasında davaya konu taşınmaz paydaşlarından Hüsne'nin mirasçısı vatandaşlıktan çıkma nedeniyle nüfus kaydı kapalı hale gelen Emine'nin sağ veya ölü olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava şartları gerçekleşmeden bir davanın esası incelenemez; davanın incelenip karara bağlanabilmesi, dava şartlarının varlığı veya yokluğuna bağlıdır. Hakim, dava şartı eksikliğini kendiliğinden dikkate alır, tarafların bu konuda ayrıca talepte bulunmasına gerek yoktur....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ....vatandaşı olan ... ile .... kayıtlarındaki...) isimli kişinin aynı kişi olduklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, ... isimli şahıs tarafından açılmış olup, dosya içerisindeki nüfus müdürlüğü yazısından; bu kişinin kaydının uzun zamandır işlem görmediği, ölü veya sağ olup olmadığı teyit edilemediğinden hakkında ölüm araştırması yapılmadığı anlaşılmıştır. Davayı açan ... isimli şahsın üzerinde bu isimle taşıdığı kimlik mevcutsa adı geçenden istenilerek onaylı örneğinin dosyaya eklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Somut olayda, davacı maliki olduğu taşınmazlardaki kimlik bilgilerinin nüfus bilgileri ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Mahkemece, nüfus müdürlüğünden, tapu kayıtlarında malik olarak görünen “...” ile aynı kimlik Bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmıştır....
Davaya konu taşınmazların evveliyatı olarak gönderilen kayıtlardan yalnızca 5756 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağında,19.10.1970 tarihli ve 1394 sayılı tapu ile malik ... adına tespit yapıldığı belirtilerek ...’un ölü olduğu belirtilmiş, dosya arasındaki diğer tapulama tutanaklarını da ise vergi kaydı mükellefi ... oğlu ..., ..., ..., Süllü zilyet oldukları taşınmazı 4 parçaya ifraz ederek 5758 ve 5765parsel sayılı taşınmazların ... ’a isabet ettiği, ölümü ile eşi ... ve çocuklarını terk ettiği,5764parsel sayılı taşınmazın da ... ’a isabet ettiği bildirilmiştir.5756parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağı dışında diğer geldi kayıtlarında ...’un ölü olduğuna dair bir belirtme bulunmamaktadır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen mahallibilirkişi köyde ... eşi ... adında birinin var olup bu kişinin daha evvel öldüğünü söylemiş, duruşmada dinlenen tespit bilirkişileri ise ... kızı ... adında birinin mevcut iken bu kişinin daha evvel öldüğünü beyan etmişlerdir....