Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, -----kaynaklanan denkleştirme tazminatına ilişkin maddi tazminat davasıdır. --- tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir uzmanı bilirkişisi ile nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve --- bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir....

    nezdinde zedelenmiş olmasına karşılık gelen 500.000,00-USD tutarında manevi zarar ve 4.000.000,00-USD tutarında denkleştirme tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 5.000.000,00-USD karşılığı 7.564.000,00-TL’nin feshin davalı tarafından fiilen gerçekleştirildiği tarih olan 01.01.2010 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak avans faiz oranına göre hesaplanacak faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....

      Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu'nun 2. maddesinin 6.fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler. Öte yandan asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı maddi ve manevi tazminat sorumluluğunun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması; bu sözleşmenin tarafı olmayan işçi veya mirasçıları da bağlamaz. Somut olayda, davalı ... Mad. San. Tic. Ltd. Şti. (yeni Ünvanı ... Mad. San. ve Tic. A.Ş.) ile davalılar ... İnş. ve Tic. A.Ş.ve ... End. Tes. İm. ve Mon. Taah....

        Davacı, hem işyeri hem de konutu olarak kullandığı binaya davalı tarafından silahla ateş edildiğini, davalının eylemi nedeniyle korkuya kapıldığını, işyerini değiştirdiğini, davalının olay nedeniyle ceza davasında mala zarar verme, tehdit ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından mahkum olduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalının silahla tehdit ve mala zarar verme kastıyla birkaç el ateş edip davacının dükkanına zarar vermesi nedeniyle manevi yönden üzüntü duyduğu gerekçesiyle davalının haksız fiil işleme yönündeki kastının yoğunluğu ve haksız fiilin işleniş şekli ile işlenmesinde kullanılan araç nazara alınarak davacının manevi tazminat talebinin tümü ile kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir....

          müvekkiline gönderdiği e-mail ile taraflar arasındaki tek satıcılık ilişkisini sona erdirdiğini, bu nedenle müvekkilinin maddi kayba uğradığını, ayrıca davalının kusurlu davranışları neticesinde kişilik hakları ihlal edilen müvekkilinin, tek satıcılık ilişkisinin yüksek güven ilişkisine dayanması ilkesi gereği davalıya duyduğu güvenin ve yaptığı fedakarlıkların olumsuz sonuçlandığını, müvekkilinin duyduğu elem ve kederin bir nebze olsun azalmasına yönelik manevi tazminat talep edilme zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek, 30.000,00 USD dolar portföy tazminatının 18.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ve 10.000,00 USD manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Somut olayda da hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda davacıya ait işletme hasılatı (aktifi) bulunmuş, ancak bulunan işletme hasılatından Borçlar Kanunununun 325.madde hükmü kıyasen uygulanarak davacının çalışmadığı dönemdeki yapması gerektiği halde yapmayarak tasarruf ettiği (işçilik, elektrik, su personel giderleri vs.) ve bo kaldığı süre içerisinde başka işten sağlayarak veya sağlamaktan kasten kaçındığı değerlerin ne olabileceği hesaplanıp düşülmemiştir. Mahkemenin hukuki olan bu konuda bilirkişi raporuna bağlı kalması doğru değildir. Çünkü davacı kiracının talepte haklı olduğu kar kaybı zararı kiralanan işletmenin net karı olmalıdır. Diğer yandan Borçlar Kanunununun 42.maddesi uyarınca zararı isbat etmek bunu iddia eden tarafa düşer Ortada bir zarar varsa ve fakat bunun gerçek miktarı isbat edilemiyorsa hakimin duruma müdahale etmesi halin mutad cereyanına ve zarar gören tarafın aldığı tedbirlere nazaran zararı adelete uygun tayin etmesi gerekir....

              Bu düzenlemelere göre manevi tazminat tayin ve taktir edilirken manevi tazminatın 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı İBK'da belirlenen acı ve üzüntüyü gidermek, bir huzur ve tatmin duygusu yaratma amacı ile gelişen hukukta benimsenen zararları tamamlama ve denkleştirme ve aynı zamanda caydırıcılık işlevlerinin göz önünde bulundurulması gerekir. Tazminatı doğuran olayın işleniş biçimi, sonuçları, meydana getirdiği etkiler, kusur ve sorumluluk oranları, tarafların sosyal konumları, aile ilişkileri, yaptıkları meslekler, gelir durumları, gibi olgular da manevi tazminatın takdirinde etkili olan etmenlerdir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır....

              Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nın 49. maddesi uygulanır. TMK’nın 24. ve BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır....

                Sigorta acentesi, hakkaniyet gerektirdiği takdirde ve oranda denkleştirme talep edebilir. Bu koşul, somut durumun tüm özellikleri dikkate alınarak denkleştirme ödemesinin adil bir sonuç olup olmayacağının belirlenmesini ifade eder. Denkleştirme isteminin sınırları; sözleşmeden kaynaklanan menfaatler, sözleşmenin tarafları arasındaki risk paylaşımı, acentelik sözleşmesinin süresi, acentenin gelir miktarı, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmek için harcanan emek ve zaman, sözleşme dışı kazanç ve kayıplar, tarafların mal varlığı ve gelir ilişkileri, kişisel durum (Yaşlılık, sağlık durumu, çalışma yeteneği), işin önemi, acentenin tek firma-çok firma acentesi olması, markanın etkisi (unvanın), rekabet yasağının ihlal edilmesi, sözleşmenin sona erme nedeni ve varsa kusur oranları gibi hususlar göz önüne alınıp çizilir. (Koç, Mehmet, Acentenin Denkleştirme İstemi, s. 90)....

                  şirketler tarafından davacı şirketin ticari itibarına veya ticaret hayatına verilen herhangi bir zarar söz konusu olmadığını, bu talebe ilişkin olarak da basiretli bir tacir olarak hareket etmesi gereken ve beklenen davacının, sözleşmesel ilişkinin süresinin hüküm ve sonuçlarını bildiği, öngördüğü ve külfetini göze aldığı gerçeği karşısında, müvekkil şirketlerin davacının çevresindeki saygınlığına halel getirecek bir haksız fiili de bulunmadığına göre, koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini, zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türü olduğunu, amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçek olduğunu, sözleşme’nin haksız feshedildiği iddiası ile manevi...

                    UYAP Entegrasyonu