Yönetiminin davasının kabulü ile 751 ada 51 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... vasfiyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; 79 nolu ... Kadastro Komisyonu tarafından düzenlenen 07/09/1994 tarihli işe başlama tutanağında taşınmazın bulunduğu yerde evvelce 5 nolu ... Kadastro Komisyonuna bağlı 1 nolu ... Kadastro Ekibi tarafından ... kadastro ve 2. maddesi uygulamaları yapılarak 31/01/1980 tarihinde askı suretiyle ilân edildiği ve ekip kararlarına karşı itirazlar olduğu, itirazlarında 79 nolu ......
Köyü 119 ada 5 parsel sayılı 5.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tespiti 08.06.2007 yılında, bu taşınmaza komşu Hazineye ait, Yenimahalle Mahallesi 112 ada 134 parsel sayılı 5.000,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tespiti ise 1991 yılında kesinleşmiştir. .... Kadastro Müdürlüğünün 16.05.2011 tarihli yazısında davacı Hazine adına kayıtlı 119 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1.368,76 metrekare yüzölçümündeki bölümünün mükerrer kadastro nedeniyle 112 ada 134 parsel sayılı taşınmaz, 38,84 metrekarelik bölümünün de yol içinde kaldığı belirtilmiş, ... Tapu Müdürlüğünce ...’nün yazısı doğrultusunda işlem yapılacağının davacı Hazineye bildirilmesi üzerine, davacı Hazine tarafından ilgili işlemin iptali için dava açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
, taşınmazların yüzölçümünün kadastro sırasında, toprak tevzi çalışmalarında tevzi edilenden eksik tespit edildiği ve bu eksikliğin 622 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının hukuken dinlenme imkanı bulunmadığına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Yasanın 41. maddesi kapsamında meydana gelen teknik hataların düzeltilmesi prosedürü ise, idarenin re'sen ya da ilgililerin talebi üzerine düzeltme yapması ve 30 gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmaması halinde, tapu kaydına düzeltmenin işlenmesi şeklindedir. Mükerrer kadastro, zemindeki aynı taşınmaz bölümünün, her iki kadastro çalışmasında da sınırlandırmaya tabi tutulması durumudur. Teknik hata halinde ise zemindeki taşınmaz gerçekte iki kez sınırlandırılmamakta, ancak yapılan teknik hatalar nedeniyle pafta üzerinde sınırlar çakışmaktadır. O halde, mükerrer kadastrodan bahsedebilmenin ilk koşulu; taşınmazlardaki iç içe geçme durumunun teknik bir hatadan kaynaklanmıyor olmasıdır. Taşınmazlarda, ölçü, hesaplama, sınırlandırma ve tersimat hatalarından kaynaklanan iç içe geçme durumu var ise, hu husus mükerrerlik olarak değerlendirilemez ve hatanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine uygun şekilde düzeltilmesi gerekir....
Davacı ...; Tapu Müdürlüğü tarafından mükerrer kadastro nedeniyle 1389, 1976 ve 3562 parsel sayılı taşınmazlarda miktar tenzilleri yapıldığını, ancak ... İlçesindeki tapulama çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen 55, 58, 155 ve 243 parsel sayılı taşınmazların Hazine mülkiyetinde olmaları nedeniyle 1389, 1976 ve 3562 parsellerle çakışan alanlarının 2981 sayılı Yasa kapsamında belediyelerine devri gerektiğinin kesinleşmiş mahkeme kararları ile tespit edildiğinden, bu kısımların mükerrer tapulama nedeniyle tapu iptali yoluna gidilemeyeceğini ileri sürerek, 55, 58 ve 243 sayılı parsellerin tamamı ile 155 sayılı parselin .... İlçe sınırları içinde kalan kısmının tapu kayıtlarının iptali ve belediye adına tescili isteğiyle eldeki davayı açmıştır....
Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1. maddesi kapsamında düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, taşınmazların sınırında herhangi kayma ve sınır değişikliği olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan çakıştırmada mükerrer olan kısımların tespit edildiği belirtilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/1. maddesinde; evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı, bu gibi yerlerin ikinci defa kadastroya tâbi tutulması halinde ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı ve Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesine göre işlem yapılacağı, süresinde dava açılmadığı takdirde ikinci defa yapılan kadastronun tapu sicil müdürlüğünce re'sen iptal edileceği belirtilmiştir....
çakıştığını, çakışan kısım üzerinde mükerrer kayıt ihdas edildiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu belirterek taşınmazın 328402,87 m²'lik kısmının tapu kaydının iptali ile, mera olarak Hazine adına özel siciline kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu kaydında düzeltimi K A R A R Davacılar dava dilekçelerinde paydaşı oldukları Kıbrıs köyü 171 sayılı parselin tapulamasının 30.09.1953 tarihinde, Bayındır köyü 845 ve 846 sayılı parsellerin tapulamasının ise 19.03.1952 tarihinde yapıldığını, 171 sayılı parselin tapulamasının daha sonra yapılması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22.maddesi uyarınca çifte kadastronun söz konusu olduğunu kısmen bindirme yapıldığını, terkin işleminin yapılması gerektiğini, bu nedenle 171 sayılı parselin mükerrer tescilinin terkin edilmesine izin verebileceklerini, açıklamışlar ve Kıbrıs köyü 171 sayılı taşınmazın paylarına düşen kısmı üzerinde ayrı ayrı adlarına tapuya kayıt ve tesciline, mükerrer kayıt mevcut ise iptaline karar verilmesini istemişlerdir....
DAVA: Asıl dava, tapu kaydına dayalı men' i müdahale istemine, birleşen dava ise mükerrer kadastro nedeniyle tapu iptali ve tescil ya da temliken tescil istemine ilişkindir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı olarak yapılan inceleme sonucunda dairemizin kaldırma kararından sonra dosya kendisine iade edilen ilk derece mahkemesince dava konusu 1310 ve 776 parsel nolu taşınmazların tesis kadastrosuna ait pafta orjinal ölçü krokisi, ölçü çizelgesi ve hesap cetvelinin onaylı örnekleri ile 3402 sayılı kanunun 41....
Davanın 3402 sayılı Kanun'un 22/1 madde kapsamında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1026. maddesinde düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan mükerrer kadastronun iptali davasında kesinleşmiş her iki kadastroya karşı dava açılması nedeniyle HMK.nun 2.maddesi gereğince davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan kadastro mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde ise bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece verilen görevsizlik kararında görevli mahkemenin hangisi olduğu belirtilmeden hüküm kurulması doğru değildir....