Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muvazaaya dayalı davalarda İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayalı tasarrufun iptali davalarından farklı olarak, davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkân verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir ve muvazaaya dayalı iptal davalarında herhangi bir zaman aşımı süresi veya hak düşürümü süre mevcut değildir. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, yani muvazaaya dayanarak dava açmasına da engel değildir....

Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; tarafların tacir olup davanın ticari nitelikte olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise;davalının iş bölümü itirazında bulunmadığı ayrıca,uyuşmazlığın kesinleşen icra takibine dayalı olarak davalıların mal kaçırma kastıyla hareket etmeleri nedeniyle muvazaa hukuksal nedenine dayanan tasarrufun iptali isteminden kaynaklanmakta olup, tarafların tamamının doğrudan ticari işletmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde görüleceğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

    Dava, TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/01/2021 tarih ve 2021/7 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1.Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....

    Mahkemece, davacı vekilinin dava taşınmazlar hakkında açtıkları şufa davası sırasında, iptalini istedikleri satışların gerçekleştiğinden bahisle muvazaaya dayalı olarak tapunun iptalini istedikleri, ancak dava konusu parsellerden sadece birisi için şufa davası açtıkları ve bu davanın da red edilerek kesinleştiği, bu nedenle bedelde muvazaa iddiasının dinlenmesi için gerekli ön alım davasının olmadığı, ayrıca müşterek mülkiyette her pay satışı için yeni bir şufa hakkı doğup bu hakkın yeniden kullanma hakkı verdiğinden, davacının ileri sürdüğü sebebin yasal dayanağının olmadığı ve miras hukukundan kaynaklanan bağışta olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Dava, mahkemenin nitelendirmesi de dikkate alındığında muris muvazaasına dayanan tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı temyizinde davanın muris muvazaasına değil muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil olduğunu ileri sürmüş olup, hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Aliye Hukuk Mahkemesinin 2013/163 Esas 2015/95 Karar sayılı dosyasında davanın tasarrufun iptali olarak değerlendirildiği ve Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/12025 Esas 2018/1166 Karar sayılı ilamı ile de bu kararın onandığı anlaşılmakla TBK 19.maddesi uyarınca muvazayaa dayalı dava olmadığı davanın ve iddianın ileri sürülüş biçimi olarak davanın İİK 277 ve devam eden maddelerince belirilen tasarrufun iptali olduğu bu davalar batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer hükmü gereği davacının sözkonusu davayı beş yıl geçtikten sonra açtığı anlaşılmakla hak düşürücü sürenin dolması sebebiyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur....

        Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın başta tasarrufun iptali talepli olarak açıldığını, sonrasında ıslah edilerek terditli biçimde, “tapu iptali, olmadığı takdirde tasarrufun iptali davasına” dönüştürüldüğünü, tapu iptale hükmedilirse katılma alacağı davasında bu taşınmazın değeri 2018 yılı ve hatta 2019 değerine göre hesaplanacağını, tapu kaydı tekrar eş adına tescil edilmeyeceği sadece tasarrufun iptali ile yetinilirse bu durumda baz alınacak değer 2015’deki yani devir tarihindeki değer olacağını, bir taşınmazın 2018 veya 2019’daki değeri ile 2015’teki değeri arasında devasa bir farkın olacağı muhakkak olacağını, bu durumda muvazaalı işlem müvekkillerinin hali hazırda mağdur ettiği gibi muvazaanın tamirinde de haksızlık yapıldığını, dolayısıyla, asıl ve gerçek adil çözüme yarayacak tek hukuki çare tapu iptal ve tescil olduğunu, bu nedenle tapu kaydının iptal edilmesinin elzem olduğunu, işlem muvazaalı bulunduğu takdirde tapu iptal kararı verilmesi gerektiğini,...

        Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK'nın 19. maddesine göre tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali talebine ilişkindir. 15. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 16. Yargıtay'ın yerleşik içdihatlarında belirtildiği gibi iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öteye gitmemektedir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2022 NUMARASI : 2020/86 ESAS 2022/140 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir....

        Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Hazine vekili, davalı borçlu ...... aleyhine ... takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı eşi .......’ya satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili ile davalı ... yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın tapu iptali ve tescil olarak açıldığı ve bu nedenle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı ....’nin ... vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu