Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir ve borçlu adresinde yapılan 11.08.2011 tarihli haciz İİK'nun 105.maddesi kapsamında aciz belgesi niteliğindedir .Bu nedenlerle mahkemenin davayı BK'nun 19 .maddesindeki muvazaalı işlemin iptali olarak nitelemesi hatalı olduğu gibi, bu şekildeki kabule göre de İİK'nun 278.maddesinin uygulanması çelişki yaratması açısından usul ve yasaya aykırı olmuştur. 2-Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : 2018/535 ESAS, 2020/317 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Dörtyol 1....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24.02.2022 NUMARASI : 2021/97 ESAS - 2022/52 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK m.19 Hükmüne Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı T5 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dairemizin 4.6.2012 tarihli ilamı ile mahkemece uyuşmazlığın Türk Borçlar Kanununun 18. maddesinde yer alan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali ve tescil istemi olarak vasıflandırıldığı gerekçesiyle, dosyayı inceleme görevinin Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olduğuna karar verilmiş, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 4.7.2012 tarihinde dosyayı görevsizlikle Yargıtay 8. Hukuk dairesine göndermiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Daireler arasındaki görev uyuşmazlığı giderilmek üzere dosyayı Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna göndereceği yerde yine görevsizlikle 7.3.2013 tarihinde Yargıtay l. Hukuk Dairesine, Yargıtay l. Hukuk Dairesi 22.4.2013 tarihinde Yargıtay 14. Hukuk Dairesine Yargıtay 14....

      Davacı ...vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 16/03/2006 gününde verilen dilekçe ile muvazaaya dayalı tasarrufun iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair karara karşı davacı vekilinin temyizinin süre yönünden reddine dair verilen 30/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

        bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          mal kaçırmak amacı ile devir edildiği gerekçesi ile tasarrufun iptali davası açtıklarını ve davanın kabul olunduğunu, esasen davalılar arasındaki borçlandırıcı tasarruf işleminin muvazaalı olup iptaline karar verilmesini istemiştir....

            Muvazaaya dayalı iptal davasında icra takibine geçilmesi ve aciz belgesi alınmasına gerek yoktur.Davacı vekili tarafından borçlu tarafından davalı 3.kişiye yapılan araç satışının muvazaaya dayalı olması nedeniyle davalılar arasındaki alacaklılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapılan satışın BK'nun 18. maddesi gereğince iptali ile borçlu adına tescilini talep ettiğinden davaya Adana 6.Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Adana 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              TTK'nun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir. Dava; İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK'nın 19. Md. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Muvazaaya dayanan davalar ile tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK'da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davalarında amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

                Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK.'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK.'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....

                UYAP Entegrasyonu