Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin 2019/937 E., 2020/5567 K. sayılı kararı) Somut olayda; davacı tarafça davalı borçlu Feramuz'un davacının başlattığı icra takiplerinde alacağını sonuçsuz bırakmak amacıyla üzerine kayıtlı bir adet taşınmazı zarar vermek kastıyla diğer davalı eski eşi Meral'e devrettiği ve davalı Meral'in boşanma davası nedeni ile hükmedilen tazminat ve nafakalarla ilgili olarak davalı borçlu Feramuz'un maaşı üzerine muvazaalı olarak haciz işlemi yaptırdığı hususları ileri sürülerek tasarrufun iptaline yönelik karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece iddianın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine yönelik kararın verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Davacı tarafça açılan dava, taşınmazın devri yönünden İİK.'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali davası, maaş haczi yönünden ise muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası niteliğindedir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, davalı ...’tan aralarındaki kredi sözleşmesi gereğince alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine takip yapıldığını, davalı borçlunun adına kayıtlı gayrımenkulünü mal kaçırmak maksadı ile oğlu olan diğer davalı ...’a devredildiginin tespit edildiğini beyan ederek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuştur....

    Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvaazalı işlemin iptaline ilişkindir. İster İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında olsun isterse BK'nun 19.maddesine göre açılmış muvazaaalı işlemin iptali istemine ilişkin davalar olsun davanın görülebilmesi için iptali istenen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekir Somut olayda, davacı ... alacağı 02.12.2010 tarihinden başlayan fatura bedelllerine ilişkin olduğu, tasarrufun ise bu tarihten önce 04.10.2010 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın ön koşul yokluğundan reddine verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 15/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi....

      Hukuk Dairesi’nin 18.11.2019 tarih, 2017/2488 Esas ve 2019/10763 Karar sayılı bozma ilamında; "Davanın, terditli olarak açılan, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali, olmadığı takdirde BK'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulmuş İİK'nin 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliği taşıyan haciz tutanağı dosya içerisinde bulunmadığından tasarrufun iptali davası yönünden ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi, BK'nun 19.maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda ise işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işlemin de muvazaalı olduğunun ispatlanması gerektiği, davalı 4.kişi ...’nin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davaların bedele dönüşmesinin söz konusu olmadığı dikkate alınarak, mahkemece davanın reddine karar...

        Dava; davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufların iptali isteğine ilişkin olup; dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. Maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine hem de İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanıldığı açıklanmıştır. 1- Yüzeysel bakıldığında İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :...........Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ......'e ait taşınmazların bir kısmının kamulaştırıldığı ve kendisine kamulaştırma bedellerinin ödendiği ancak müvekkili tarafından daha sonra bedel tesbiti fazla ödenen kısmın iadesi için davalar açıldığını yargılama devam ederken davalı ......'in dava konusu taşınmazlarını muvazaalı olarak diğer davalı .....'e devrettiğinden muvazaaya dayalı bu satış işlemlerinin iptalini talep etmiştir. Davalı..... vekili, müvekkili hakkında açılan davaların devam ettiğini, yargılama sonucunda müvekkilinin de alacaklı çıkma ihtimali olduğunu, davanın yasal temeli bulunmadığından haksız açılan davanın reddini talep etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekilinin, Seyhan ilçesi, Sarıyakup mahallesi, 100 ada, 11 parselde kayıtlı kargir ev niteliğindeki taşınmazın 1/4 hissesinin davalı T6'ye ait iken 25/04/2012 tarihli 13360 yevmiyeli devir senedi ile T5 devredildiğini, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, taşınmaz üzerinde yapılan tasarrufun iptali ile belirtilen dava konusu taşınmaz yönünden ilgili Adana 6. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1724 Esas sayılı dosyası İİK 283/1 vd. maddeleri gereğince cebri satış yetkisi verilmesini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın davalı Yücel vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. ** Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir....

          Somut olayda, dava dilekçesinde ihtiyati haciz talebi ile birlikte netice-i talep kısmında; "05/03/2017 tarihinde yapılan muvazaalı tasarrufların iptali ile eski malik davalı T4 adına tescili" talep edilmiş, mahkemece 07/03/2017 tarihli resmi satış senedinin iptaline karar verilmiştir. Oysa ki dava dilekçesindeki açıklamalarda davanın niteliği itibariyle tasarrufun iptali talebi olduğu anlaşılmaktadır. Tasarrufun iptali davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu nedenle, mahkemece davacı vekiline talebini açıklattırıp davayla ilgili yasal şartların incelenmesi gerekirken, tapu iptaline karar verilmesi eksik ve yetersiz inceleme ve araştırmaya dayalı olup isabetsizdir....

          Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Dava dosyasındaki aşamalar, verilen ve istinaf sonucu kaldırılan kararlar ve gerekçeleri ile ilgili açıklamalar yapıldıktan sonra; dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptale tabi olup olmadığını mevcut delillere göre değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece bu maddi ve hukuku bulgular dikkate alınmadan davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir. Dava, BK.nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nun 19. maddesine göre dava açılabilmesi için davacının İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak kesinleşmiş bir alacağının veya yasadan doğan (miras payı gibi) bir talep hakkının varlığı ön koşul değildir....

            Maddelerine dayandırmış olmakla TBK.nun 19. Maddesine dayalı dava nedenine ilişkin yargılama usulü yazılı yargılama usulü olduğundan ve adli tatile tabi olduğundan gerekçeli karar davalılar vekiline 01.08.2021 tarihinde tebliğ edilip istinaf başvurusu 07.09.2021 günü yapılmış olmakla süresinde yapılan istinaf başvurusunun esası incelenmiştir. Somut olayda olduğu gibi alacaklı tasarrufun iptaline ilişkin davada hem TBK.nun 19. Maddesinde düzenlenen muvazaaya, hem de İİY.nın 277. Vd. Maddelerine dayanmış ise öncelikle muvazaa iddiasının incelenmesi gerekmektedir. Çünkü muvazaa iddiası durumunda aciz vesikası ve takibin kesinleşmiş olması gibi tasarrufun iptali davası için dava şartı olan hususlar bu istem yönünden aranmayacaktır....

            UYAP Entegrasyonu