WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı vekili davacı ile borçlu arasında akrabalık ilişkisi bulunduğunu, noter satışının ihtiyati haciz tarihinden sonra olduğunu, satışın muvazaaya dayandığını savunarak davanın reddini istemi, karşı davasında da aracın satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, noter satışının haciz tarihinden önce olduğu gerekçesiyle istihkak davasının kabulü ile dava konusu araç üzerindeki haczin kaldırılmasına, tasarrufun iptaline yönelik karşı davanın istihkak davası içinde görülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı alacaklı vekili ile vekalet ücretine yönelik olarak davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. 1-Davalı alacaklı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede; Dava 3.kişinin İİK.nun 96 vd. maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının İİK.nun 97/17.maddesine dayalı karşılık dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasına ilişkindir....

    E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Borçlar Kanunu' nun 19.maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı takibin (tasarrufun) iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı T6 ve davalı T4 vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava dilekçesindeki, iddianın ileri sürülüş biçimi ve açıklamalara göre, davanın niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

    Asliye Ticaret Mahkemesince ,talebin muvazaa temeline dayalı İİK 227 ve devamı maddelerine göre açılmış, İİK hükümlerine ve Türk Borçlar Kanunun 19.maddesi hükümlerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,davanın ticari niteliği bulunmaması nedeniyle TTK'nun 5/3,HMK'nun 1,114 ve 20.maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İstanbul 19.Asliye Hukuk Mahkemesi ise ,davacı ve davalıların şirket olduğu,davacı ile davalı borçlu arasındaki alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı bu nedenle davaya Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğini belirtilerek karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle,dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, davanın niteliği itibarıyla BK'nun 18.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu,davacının iddiasına göre bu davadaki amacın alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olduğu,İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel olmadığı,davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkeme kabulünün...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davada, talep ve anlatım, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak tasarrufun iptalinin, bu mümkün olmaz ise BK'nun 19 maddesi gereğince muvazaalı işlemin iptali şeklindedir. Mahkemece, İİK md 284 "İptal davası hakkını, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer." şeklinde düzenlendiği, dava konusu taşınmazların devir tarihlerinin 12/09/2014 ve 06/01/2015 olup, tasarrufun iptali davasının açıldığı tarihinin 30/04/2020 olduğu ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, hükmün, davacı vekilince istinaf kanun yoluna taşınmıştır. Davacının (alacaklının) bu davayı açabilmesi bazı şartlara bağlıdır....

        Dava, terditli açılmış olup öncelikle TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı iptaline, olmazsa İİK 277 ve devam maddeleri gereğince tasarrufun iptali istenmiş olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/09/2020 tarih, 2018/895 Esas ve 2020/556 Karar sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....

        Öncelikle, davacı vekili dava dilekçesinde davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi arasındaki dava konusu tasarrufun İİK'nun 280. maddesindeki "malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerden olması" nedeniyle ve ayrıca davalılar arasındaki muvazaalı devir işlemlerinden dolayı iptalini talep etmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Muvazaaya dayalı davalarda (TBK 19. Madde) davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır....

        Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277. ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Ayrıca muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davaları her zaman açılabilecek olup, muvazaa iddialarında hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi söz konusu olamaz....

        HMK'nin 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: Talep, tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak TBK'nin 19 uncu maddesi uyarınca açılan tasarrufun iptali davası ise borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3 üncü kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3 üncü kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....

        Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

        UYAP Entegrasyonu