Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Borçlar Kanunu'nun 19.maddesi gereğince açılan iptal davaları için kanunda yetki yönünden özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK'nın 6.maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı kanunun 7/1.maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalarda; dava taşınmazın aynına ilişkin olmadığından HMK'nın 12.maddesinin uygulanması sözkonusu değildir. Zira TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davaları gayrimenkulün (tasarruf konusunun) aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalardır. Bu davalarda davanın kabul edilmesi halinde, olası (somut olay yönünden) davacı alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere tasarruf işleminin iptaline karar verilir....

açtığı tasarrufun iptali davasında, ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir....

Maddesi hükmüne dayalı iptal davası olduğu, İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerinde düzenleme altına alınan tasarrufun iptali davalarından farklı olarak alacağa ilişkin herhangi bir takip başlatılmış olması ne kanun hükmünde ne de yüksek mahkeme kararlarında şart olarak aranmadığını, icra takibi başlatılmadan iptal davası açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddi yönündeki hükmün açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2. Maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TBK 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....

iptalinde müteselsilen zincirleme olarak tasarrufun iptali amacı sürdürdüğünü, davalı T14’in 04.02.2011 de satın aldığı Erhan hissesinin gerçekte babası olan Hürriyet’in hissesi olduğunu, bu hissenin ise muvazaaya/tasarrufun iptaline dayalı bir satış olup bu nedenle T14 yönünden de tasarrufun alacak oranında iptali gerektiğini belirterek davalının İstinaf taleplerinin reddine, kendi istinaf talebinin kabulü ile davalı adına olan tasarrufun da alacak oranında müteselsilen iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

Madde, hem de İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanan muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davası olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulünü, dava konusu taşınmazların davalılar arasındaki satış işlemlerinin iptalini, icra dosyasındaki alacakla sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Hüküm, davalılar T1 T6 T2 vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır. Bu hali ile, davanın terditli açıldığı, ilk talebin TBK'nun 19. maddesi muvazaa hükümlerine dayandırıldığı açıktır. Dava, TBK'nun 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....

Mahkemece, davalılar arasında aynı köylü olmaları nedeniyle hemşehrilik ilişkisi olduğu, taşınmazların gerçek rayiç değerleriyle tapudaki devir fiyatları arasında fahiş fark bulunduğu, tapudaki haciz şerhi olduğu halde satın alındığı ve 20 adet taşınmaz aynı günlerde devredildiği hususları gözetildiğinde, davalılar arasındaki satış işlemlerinin muvazaaya dayalı olduğu ve İİK'nun 277.ve devamı maddeleri gereğince yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 5.690,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına 28/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava; ileri sürülüş biçimine göre; 6098 sayılı TBK m.19'a dayalı olarak açılmış muvazaa (nam-ı müstear) nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Gerek İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, gerekse TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Davacı tarafın talebi de zaten buna yöneliktir....

    in eski eşi ... tarafından tasarrufun iptali davası açılmıştır. Önalım hakkı gerçek satışlarda kabul edileceğinden satışın iptali halinde önalım hakkından bahsedilemez. Mahkemece ilgili tasarrufun iptali davasının sonucunun beklenmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, dava ve birleştirilen davanın kabulüyle davaya konu 29096 ada 8 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 19/316 payın yarısının davacı ..., diğer yarısının davacı ... adına tesciline dair verilen kararın, Dairemizin 10.10.2016 tarih, 2016/2499 Esas- 2016/7999 Karar sayılı ilamı ile "davalıya ait 19/316 hissenin iptali ile 19/632 hissenin davacı ..., 19/632 hisseninde davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde yarı yarıya davacılar adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu