Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, bedel iadesi KARAR Davacı vekili geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde dava tarihi itibariyle belirlenecek değerin hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece tapu iptali ve tescil davasının reddine, 03.10.2005 tarihli harici satış sözleşmesinden kaynaklanan 123,480 TL'nin davalı Sebahat Serbest'ten (Yalınız) tahsiline karar verilmiştir. Hüküm sadece Sebahat Serbest (Yalınız) vekili tarafından bedele yönelik olarak temyiz edildiğine, bedel uyuşmazlığı 03.10.2005 tarihli senetten kaynaklandığına göre; hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize ait değildir. Bu nedenle ve ilgisi bakımından dosyanın Yüksek Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava, tapu kaydına dayalı olarak 10 yıllık süre içerisinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptali tescil davası olduğuna göre dayanılan tapu kaydının çekişmeli taşınmaz bölümünü kapsayıp kapsamadığının yöntemince saptanması gerekir. Şöyle ki; 6831 sayılı Yasanın 3373 sayılı Yasa ile değişik 11/1. maddesi gereğince tapu kaydına dayalı olarak 10 yıl içersinde orman kadastrosuna itiraz veya tapu iptali tescil davası açma olanağı vardır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili müvekkillerinin davalı ...’tan olan alacağı hakkında icra takibi yaptıklarını, alacaklarını tahsil imkanı bulamadıklarını, borçlu davalının murisi tarafından diğer davalıya yapılan satış nedeniyle kendileri tarafından açılan muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil davasını kazandıklarını, borçlu davalının da aynı şekilde dava açabileceği halde dava açmadığını öne sürerek davalı ... adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydını 3/6 payının borçlu ...’a ait olması nedeniyle bu pay üzerinde kendilerine cebri icra yapma hakkı verilmesi talebinde bulunmuş, yargılama sırasında tasarrufun iptal edilmemesi halinde ise tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapuya...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kök muris ...'den, mirasbırakanı eşi ... ile davalıya intikal eden kooparatif hissesini davalı ...'in eşi ... aldığı genel vekaletnameye dayanılarak eşinin ölümünden sonra hileli bir şekilde davalı adına tahsis ettirdikten sonra 16 bağımsız bölüm numarası altında tapuya kaydettirilmesi nedeniyle miras hakkından yoksun kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile taşınmazın ... mirasçıları adına tescilini istemiş, bilahare isteminin muvazaaya dayalı iptal ve tescile yönelik olduğunu, hisse devrine ilişkin işlemlerin muvazalı yapıldığını ileri sürmüştür. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

          Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde ise iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı şirketin 20/07/2011 tarih, 3530 yevmiye nolu, 400,000,00TL. borç içerir ipotek senedine dayanarak, kayden maliki olduğu 605 ada 193 parsel sayılı taşınmazına ipotek tesis ettirdiğini, 400.000,00 TL asıl borç üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı icra takibinin kesinleşmesi üzerine taşınmazın 22/05/2013 tarihinde yapılan açık artırma sonucu alacağa mahsuben ipotek alacaklısı davalı şirkete temlik edildiğini ve adına sicil kaydının oluştuğunu, gerçekte alacak/ borç ilişkisinin bulunmadığını, tescilin yolsuz olduğunu, mülkiyet hakkına dayalı olarak tahliye istendiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, borçlu olmadığının tespitine, olmadığı taktirde istirdatına, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine icra inkâr tazminatına, tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

            Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

              DELİLLER : Tapu kaydı, resmi senetler, inşaat projesi, keşif, bilirkişi raporu, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi, davacı ile davalı T7 arasında akdedilen 04/04/2014 tarih ve 06830 yevmiye nolu düzenleme şeklinde sözleşme, taraflar arasında akdedilen 31/03/2016 tarihli protokol, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ve muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde taşınmazın güncel değerinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir....

              Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, bağışlamadan rücu sebebine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde genel hükümlere dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde aile emvalinin paylaşımı suretiyle tapu iptal ve tescil ve ecrimisil istemine ilişkindir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, davaya bakmaya aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... 1. Aile Mahkemesi ise davanın, BK'nın 295. maddesinde düzenlenen bağışlamadan dönmeye dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, davaya konu taşınmazın evlilik birliği içerisindeyken kendisinin ...'...

                Mahkemece 147 parselde bulunan 6 numaralı bağımsız bölümün hiçbir zaman muris adına tescil edilmediği, davalının taşınmazı 3. şahıstan satın aldığı,davacının iddialarının daha önce açtığı muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında değerlendirildiği ve davanın reddine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir. Davacı aynı taşınmaz hakkında 1.8.2005 tarihinde muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası açmış olup, açmış olduğu bu dava gizli bağış iddiasıyla açılan davalarda muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiş ve kesinleşmiştir. Davacı 16.7.2008 tarihinde bu defa tenkis davası açmıştır. Muris ...'un ölüm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 571. maddesine göre tenkis davası, saklı payın zedelendiğinin öğrenilmesinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılabilecektir....

                  UYAP Entegrasyonu