Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, pay devrinin kabulüne ilişkin 28/01/2008 tarihli ortaklar kurulu kararı iptal edildiğinden geçerli bir hisse devrinin bulunmadığı, bu suretle sözleşmede düzenlenen cezai şartın talep edilebilmesinin de mümkün olmadığının kabulüyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, 6762 sayılı ...’nın 520 nci maddesi hükmü nazara alındığında ortaklarının dörtte üçünün devre muvafakat etmesi yeterli olup alınan ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmiş olması hisse devrinin geçerliliğini etkilemez. Zaten ......

    Sayılı ve 12.02.2015 tarihli kararlarına aykırı olduğunu, dava tarihinde yürürlükte bulunan "hisse senetlerinin devri" başlıklı TTK'nun 415. ve 416. maddelerinde, hamile ve nama yazılı hisse senetlerinin ne şekilde devredileceğinin gösterildiğini, her iki halde de hisse devrinin noterden yapılması gerektiğine ve bunun sıhhat şartı olduğuna dair bir koşul bulunmadığını, çıplak payın devrinin genel hükümler doğrultusunda yapılacağını, uygulanacak hükümlerin payın bedelinin tamamen ödenmiş olup olmadığı hususuna göre değişeceğini, bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devrinin genel hüküm niteliğindeki TBK.nun 183....

    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre; 1-Hisse devrinin geçersizliğinin tespiti, olmadığı takdirde hisse devrinin bedelinin tahsiline ilişkin davada; A) Davalı şirket hakkında açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, A.a) Davalı ......

      Kararı davacı vekili temyiz etmiştir, 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dosya içeriğinde yer alan tercüme edilmiş belge içeriğine göre davalının, davaya konu göz merkesinde hisse sahibi olmamasına ve ödemezlik def'inin yerinde bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, hisse devir sözleşmesine dayalı cezai şartın tahsiline ilişkin icra takibine itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmiş ise de davacı, İİK 67/2. maddesi uyarınca, sözleşmeye dayalı olarak, cezai şarta ilişkin icra takibinde haksız olmakla birlikte, icra takibinde kötüniyetli olduğu ispat edilememiştir. Bu nedenle kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerekirken kabul edilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

        Somut olayda muris ... tarafından yapılan 07.08.2001 tarihli hisse devri ve 28.01.2015 tarihli hisse devrinin iptali talep edilmiş olup, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere her iki pay devrinin de yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre geçerli bir şekilde yapıldığı, Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Kurulu'nun 12/09/2018 tarihli raporu ile de muris ...'...

          un hisseleri iade etmediğini ileri sürerek hisse devri işleminin iptalini, bunun mümkün olmaması halinde ise zararlarının karşılanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; protokoldeki imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca protokolde davacının adı, imzası ve davacıya dair hiçbir ibare yer almadığını, 28.04.2007 tarihli sözleşme ile davacının hisselerinin devrini taahhüt ettiğini, hisse bedellerinin davacıya ödendiğini, davacının hisse devrini dilekçe ile şirkete bildirmesi ile de hisse devrinin yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....

            Dava; limited şirketin hisse devrinin hata ve hileye dayalı olarak yapılması nedeniyle yapılan hisse satışının iptali ile hissenin davacı adına tescili, olmadığı takdirde hissenin gerçek değerinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Şirket hisse devri hususu TTK’da düzenlenen ve 4/1-a madde uyarınca mutlak ticari davaya konu hususlardan olup bu davalarda TTK’nın 5. maddesi gereğince ticaret mahkemeleri görevlidir. Mahkemece yerinde olmayan yazılı gerekçeyle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz eden tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacı tarafından diğer davalı ... aleyhine aynı istem sonucu ile açılan davanın bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş, davalı ... hisse devir sözleşmesinin iptali için dava açtığını, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının 17.01.2009 tarihli noter sözleşmesi ile davalı annesi ...'e ait diğer davalı kooperatif hissesini devraldığı, davalı ...'ün hisse devrinin kabul edilmemesi için davalı kooperatife 11.02.2009 tarihli müracaatı üzerine kooperatifin üyelik kabulünden kaçındığı, sözleşmenin iptali için ... 1....

                a devredilmiş gibi işlem görerek müvekkilinin ortaklığının iptal edildiğini, müvekkilinin hisse devir tarihinde yurt dışında olduğunu, hissesini devir etmediğini, devir belgesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, şeklen gözüken devrin geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalı ... ve ...'in davalı kooperatifteki üyeliklerinin iptali ile müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... ve diğer davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacıya ait hissenin davacı tarafından usulüne uygun genel vekaletname ile yetkilendirilen kardeşi...ce davacı tarafından hisse devri konusunda talimatlandırılmaksızın davalı ...'a devredildiği, vekilin asilin zararına olacak şekilde hareket ettiğini davalıların bildiği hususunda delil bulunmadığı, Yasalarımızda vekilin özel yetkilendirmeyi gerektiren işlemleri arasında kooperatif ortaklığının devrinin bulunmadığı, bu durum karşısında davacının vekili marifetiyle davalı ...'...

                  A.Ş. hisselerinin devri karşılığında kendisine 4.800.000 TL para ödenmesi ve bir taşınmazın devrinin taahhüt edilmediğini, davacının bu iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, hisse devrinin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtiği halde davacının bu dönem içinde taraflar arasındaki uyuşmazlıkların hiçbirinde veya ayrı olarak hisse devrinden dolayı alacaklı olduğunu ileri sürmediğini, davacının hisse devrinden sonra, ......

                    UYAP Entegrasyonu