Davalılar, dava konusu şirketlerin davalı ...’nın babasına ait olduğunu, hisse devrinin muvazaalı olmayıp akrabalar arasında ve gerçekte hissenin asıl sahibine iadesi amacıyla yapılmış olduğunu, ...’nın hisse devirlerinin hisselerin iadesine yönelik olduğunu ve devrin davacının kendisini aldattığı tarihten bir yıl önce yapıldığını, dava konusu şirketin babası ...’ın adını taşıyan (...) ve kuruluşundan beri kardeşler tarafından işletilen bir aile şirketi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bila bedel yapılan hisse devrinin muvazaalı olduğunun usulünce ispatlanamadığı, öte yandan davacının mal rejimi davası yönünden hisse değerlerini yargılama konusu yapabileceği, bu davada hisse devrinin iptalini talep etmekte hukuki yararının dahi bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/35 ESAS (ARA KARAR) DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) KARAR : Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/35 Esas, 16/10/2022 tarihli ara kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi....
yapılmak suretiyle hukuka aykırı bir şekilde yapılan müvekkiline ait hisse devrinin iptaline ve hisselerin müvekkiline iadesine müvekkilinin menfaatinin korunması bakımından ......
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK’nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....
Mahkemece, hisse devrinin noterde düzenlenmesi ve ortaklar kurulunun bu devre muvafakat vermesi gerektiği, devrin usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, Bursa 9. Noterliği'nin 27.10.2010 tarih ve 28557 yevmiye nolu işlemi ile taraflar arasındaki hisse devrinin noter huzurunda yapıldığı, noterin tarafların imzalarını tasdik ettiği, şirket ortaklar kurulunun 27.10.2010 tarih ve 2010/2 sayılı kararı ile hisse devrinin kabulü ile devrin pay defterine işlenmesine karar verilerek pay defterine kayıt işleminin de gerçekleştirildiği, ancak ticaret sicil müdürlüğüne başvurulmadığından devrin tescil ve ilan edilmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla devir tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 520'nci maddesi uyarınca hisse devrinin gerçekleştiğinin kabulü gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....
DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali KARAR : Nazilli 2....
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, ortaklar arasındaki hisse devir sözleşmesinin iptali nedeniyle, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. TBK’nın 147/4. maddesine göre, bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Somut olayda, tarafların ve davalıların murisi ... ...’in ... .San. Tic. A.Ş.’nin ortakları oldukları, 04.10.1999 tarihinde davacıya hisse devri yapıldığı, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/... esas sayılı dosyasında davalıların hisse devrinin iptalini talep ettiği, mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın 11.10.2013 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, sürenin hisse devrinin iptalinin kesinleşmesi ile başlayacağı, davanın süresinde açıldığı Bursa BAM 5....
Davalılar vekili, TTK'nun 520. maddesine uygun hisse devrinin söz konusu olmadığını, noter huzurunda yapılmayan hisse devrinin ortaklar arasında dahi ileri sürülemeyeceğini, hisse devrinin şirket pay defterine işlenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ortaklar arasında veya üçüncü bir kişiye hisse devrinin 6762 sayılı TTK'nın 520. maddesinde düzenlendiği, hisse devrinin noter huzurunda yapılması gerektiği, taraflar arasında kanunun emredici hükmüne uygun hisse devri yapılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Noterliğinin 7.7.2004 tarihli hisse devir sözleşmesinden ... vekili olarak ...'nin anılan şirketteki 1487 hisseden 1000 hisseyi ...'ye devrettiği, devrin 14.7.2004 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, 2.6.2004 genel kurul kararı gereğince ...'nin ... ve ... ile birlikte şirket temsilcisi olarak atandığı, hisse devrinin yönetim kurulunda karar altına alındığı...'ın şirket yetkilisi olduğunun 30.3.2005 tarihli sicil gazetesinde yayınlandığının anlaşıldığı, dinlenen davacı tanıkları takip konusu borcun 15.5.2004 tarihli hisse devir sözleşmesinden doğduğunu beyan ettikleri gibi dava konusu 18.1.2006 tarihli tasarrufun da ......
a aslında şirket hisse devri noterde yapıldığını ama diğer kanuni prosedürlerin eksikliği nedeni ile hisse devir işlemleri tamamlanmamış olması neticesinde müvekkili ve diğer ortak ... arasında hisse devrine ilişkin karşılıklı davalar açıldığını, aslında ... tarafından hisse devri yapılmış olmasına rağmen diğer eksikliklerin nedeniyle hisse devrinin mümkün olmaması üzerine; davacı şirket tarafından İstanbul .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ... E. Sayılı dosya ile dava açarak müvekkili ...'a şirket devrine ilişkin verilmiş olduğu iddiası ile ... ada ... parseldeki taşınmazın davacı şirket adına tapuda tescil edilmesini talep ettiğini, İstanbul .......