"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı ... ...'ın maliki olduğu 8 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ...'a satış suretiyle temlik ettiğini; yapılan temliki işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu; ...'ında, taşınmazı eşi ve kızı olan diğer davalılara muvazaalı şekilde devrettiğini ileri sürerek, tapu iptali ile adına tescili, olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan ..'ın 37192 ada 1 parsel sayılı taşınmazı aslında bağış olduğu halde satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, işlemin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı yapıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile pay oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve salt bedel farkının BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali için yeterli olmadığı ancak İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak tasarrufun iptali davası yönünden iptal nedeni olduğu, davacının bu davadaki hukuki sebebini BK'nun 19 maddesi olarak belirlediği ve mahkemece nitelemenin bu şekilde yapıldığı, ancak davacının süresi içinde İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak tasarrufun iptali davası açma hakkının bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 16.01.2018 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....
Davacı vekili; dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazı müvekkilinin tazminat alacağını tahsil edememesi için devrettiğini belirterek bu muvazaalı devrin iptali ile bu taşınmazların tapu kayıtlarının mal rejimi kapsamında müvekkili adına iptali ve tescilini de talep etmiş olup; boşanmanın sonuçlarından olan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davayı da iş bu davanın açıldığı tarih olan 05/09/2013 tarihinde açmıştır. Bu durumda mahkemece katkı payı davasının sonucunun ve kesinleşmesinin beklenmesi, alacağın belirlendiği takdirde, bu alacak yönünden de mevcut delillerin TBK'nun 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir....
Her nekadar, muvazaayı düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 19.maddesinde ve öteki kanun hükümlerinde muvazaalı sözleşmelerin hüküm ve sonuçları hakkında bir açıklık bulunmamakta ise de; taraflar arasında alacak ve borç ilişkisi doğurmayacağı, muvazaanın varlığının hiçbir süreye bağlı olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, mahkemece kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurulması gerektiği, belirli bir sürenin geçmesi, sebebin ortadan kalkması veya ilgililerin olur (icazet) vermesi ile geçerli hale gelmiyeceği, uygulamada ve bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmektedir. Öte yandan, muvazaanın varlığını iddia eden taraf Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince bu iddiasını isbat etmek zorundadır. BK'nun 19.maddesine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işleminde muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir....
Dava, Borçlar Yasası'nın 18. maddesinde düzenlenmiş bulunan dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişilerin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır....
Zira, hukuki işlemin iptali davasının asıl dayanağı olacak olan “alacak veya tazminat” davasının davacı lehine sonuçlanıp sonuçlanmayacağı sonuçlansa dahi borçlu (davalı) nun hukuki işleminin (tasarrufunun) konusu olan mal veya hak haricinde başka mal ve hakkının olup olmadığı, bunların davacı (alacaklı) nın alacağını karşılayıp karşılamayacağı belli değildir. Bu belirsizlik hukuki işlemin (tasarrufun) iptali davasının açılması anında davacı lehine davada hukuki yararın henüz mevcut olmadığını gösterir. 3-Mahkeme kararlarının yerine getirilmesi (infazı) bilindiği gibi ancak icra takibi yolu ile olur.İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan tasarrufların iptaline ilişkin verilecek kararlar ortada bir icra takibi olmadan nasıl,ne şekilde ve kimin tarafından uygulanacaktır?...
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak, danışıklı işlem ile üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır. Diğer yandan; zarara uğradıklarını ileri süren üçüncü kişilerin, danışıklı işlemde bulunduğu iddia edilen kişi hakkında alacak davası açmış olması bu davanın kabulü için tek başına yeterli olmamakla birlikte eldeki davanın sonucunu etkileyecektir....
Ayrıca dava konusu olayda muvazaalı işlem, taşınmaz satışına ilişkin olduğundan değerlendirme, taşınmaz satışlarında muvazaa ile sınırlı yapılmıştır. Somut olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taşınmaz satışının muvazaalı olduğu iddiasıyla TBK’nın 19. maddesine dayanılarak açılan bir davada, muvazaa iddiasının kabulü hâlinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilip tapu iptali ve tescil yerine kıyasen davalıya ait taşınmaz üzerinde alacak ve ferileriyle sınırlı olarak davacıya haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi şeklinde hüküm kurulup kurulamayacağı noktasındadır. TBK’nın, “Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler” başlıklı 19. maddesi aşağıdaki şekildedir: “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.”...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı alacaklılar vekilleri, borçlu davalı ..., hakkında takipler başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak malvarlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını diğer davalı şirkete devrettiğini belirterek, bu muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir....