Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının, intifanın kendiliğinden sona erdiğini ileri sürerek sona erme tarihinden itibaren karşılıksız kalan intifa ödemesinin iadesini talep ettiğinden, bu talebin dinlenebilmesinin, intifa hakkının terkin edilmesi koşuluna bağlı olduğu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 21/06/2018 tarih ve 2016/18300 esas, 2018/3458 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere intifa hakkının terkini için üçüncü bir kişiye vekalet verilmiş olmasının, intifanın terkini anlamına gelmeyeceği, somut olayda dava 15/03/2013 tarihinde açılmasına rağmen dava tarihi itibariyle henüz intifa hakkının tapudan terkin edilmediği, her ne kadar davacı tarafça intifa hakkının terkini için fesih ihtarnamesine ekli olarak üçüncü bir kişi adına vekaletname düzenlenmiş ise de, vekaletnamenin düzenlenmiş olmasının intifanın terkini anlamına gelmeyeceği gerekçesiyle zamansız açılan davanın reddine karar verilmiştir....

    A.Ş. yararına 09.02.2017 günü yıllık 5.000,00 TL bedelle 5 yıl süreli intifa hakkı tesis etiğinden taşınmazın bu şekilde mülkiyetini edindiğini, intifa hakkının kötü niyetle kurulduğunu, davalının kendi muvazaasına dayanarak hak talep ettiğini, taşınmazda sınırlandırmanın bulunmadan teslim edilmesi gerektiğini belirterek, intifa hakkının muvazaalı olarak tesisinin tespiti ile terkinini ikinci kademede ise taşınmazın sınırlandırmasız bedeli ile intifalı bedeli arasındaki farkın davalılardan alınmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının taşınmaz üzerindeki intifa hakkını bilerek satın aldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....

      Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796. vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir. Doktrindeki hakim görüş de bu doğrultudadır. (Bkz.Prof.Dr.Şeref Ertaş....

        İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796). Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık taşınmaz üzerine davalı lehine konulan intifa (irtifak) hakkının terkini ve irtifak hakkı bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece intifa (irtifak) hakkının terkinine, irtifak hakkı bedeli isteminin reddine ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm ...tarafından irtifak hakkı bedeline ilişkin temyiz edilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmayıp Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin görevi dahilinde olduğundan dosyanın adı geçen Daire Başkanlığına gönderilmesine, 08.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İntifa hakkı, Türk Medeni Kanununun 794 ilâ 822. maddelerinde düzenlenmiş olup; intifa hakkının taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabileceği; aksine düzenleme olmadıkça bu hakkın, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağladığı (m.794); intifa hakkının taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulacağı; taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebileceği, tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebileceği (m.795) hüküm altına alınmıştır. İntifa hakkının sona ermesine ilişkin TMK'nun 796. Maddesinde "intifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini; yasal intifa hakkı, sebebinin ortadan kalkması ile sona erer....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.12.2008 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini, davalı tarafından açılan karşı davada da intifa hakkına elatmanın önlenmesi, taşınmazın teslimi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; intifa hakkının terkinine dair verilen 02.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı (k.davacı vekili) tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİL,İNTİFA HAKKININ İPTALİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı 1143 ada 2 sayılı parselde davalı Vakıf lehine 25.11.1986 tarihinde intifa hakkı tesis edildiğini, intifa hakkının tesisinden önce müvekkili tarafından yaptırılan huzur evinin Vakıf tarafından işletildiğini, ancak intifa hakkı tesisinden sonra Vakıf tarafından başka binalar yaptırılıp kiraya verildiğini ileri sürerek, muvazaalı olarak kurulan ve kapsamına aykırı kullanılan intifa hakkı tesisi işleminin iptaline, huzur evi binası ile diğer binaların mülkiyetlerinin müvekkiline aidiyetinin tespitine, bunlara vaki müdahalenin önlenmesine ve intifa hakkı tesisinden sonra yaptırılan binalar nedeniyle geriye dönük 5 yıllık ecrimisile karar verilmesini istemiştir....

                Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1497 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, taşınmaz kaydında 10.10.2002 tarihli 15 yıllık intifa hakkının bulunduğunu, davalı ... ile taşınmaz kaydındaki intifa hakkının terkini ve yeni bayilik sözleşmesi yapma konusunda anlaştıklarını, bu inançla da taşınmazın satın alındığını, ancak davacının intifa hakkını terkin ettirmediği gibi bayilik sözleşmesini de düzenlemediğini ileri sürerek Rekabet Kurulunun 2002/2 sayılı tebliğine aykırı olan ve 5 yılı aşan intifa hakkının terkinini talep etmiştir. Davalı ..., taşınmazı intifa hakkının terkin edileceği düşüncesi ile davacıya sattığını beyan etmiştir. Davalı ..., intifa hakkının terkin koşullarının oluşmadığını, bu nedenle davacının isteminin reddini savunmuş, karşı davasında da intifa hakkına elatmanın önlenmesi ile taşınmazın kendisine teslimi isteminde bulunmuştur....

                  Dava dilekçesindeki açıklamalar ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu intifa hakkının terkini istenen taşınmazlar başlangıçta davacı adına tapuda kayıtlı iken anlaşma protokolü ve boşanma ilamı sonucunda bu taşınmazların davacı tarafından davalıya devredildiği, daha sonra taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesinden sonra intifa hakkı davalı üzerinde bırakılarak davacı tarafından geri alındığı, terkini istenen intifa hakkının taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesinden sonra tesis edildiği anlaşıldığından uyuşmazlıkta görevli mahkemenin aile mahkemesi olmayıp HMK’nın 2. Maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davaya Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerekirken Antalya Aile Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden Antalya 2....

                  UYAP Entegrasyonu