Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2013/4628 ve 2013/4630 sayılı dosyalarında ki borcu miktarında olmak kaydı ile Tasarrufun iptaline; davacıya cebri icra yolu ile alacağının tahsiline yetki vermek üzere iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali davası istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2-İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında davanın kabulü halinde İİK. 283 maddeleri uyarınca davacıya haciz ve satış istemine yetkisi verilir. Dava konusu edilen gayrımenkul tapuda eski malik adına kayıt ve tescil edilmez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını diğer davalı kardeşi Zeytun'a devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., taşınmazı bedel karşılığında satın aldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ...,dava konusu taşınmazı alacaklılardan ve icra takibinden korktuğu için kardeşi Zeytun'a muvazaalı olarak devrettiğini kabul etmiştir....

      Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, uyuşmazlığın katkı payı alacağına ilişkin olup aile hukukundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın katkı payı alacağı davası olmayıp BK.nin 18. maddesine dayalı tasarrufun iptali davası niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacının, müvekkilinin eşi olan davalı ile birlikte evlilik birliği içinde satın alınan taşınmazı davacının tazminat alacaklarının tahsiline engel olmak amacıyla muvazaalı olarak satıldığı iddiasıyla BK.nin 18. maddesi uyarınca açılan tasarrufun iptali davası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır....

        Kat mesken niteliğinde taşınmazın 75.000,00 TL bedelle 09/11/2017 tarihinde ortağı ve takip borçlusu Göksel Uzun'un kardeşi T10'a davalı borçlu T7 tarafından satış suretiyle pay temliki halinde devredildiğini, T8 T7'in ortağının eşi olduğunu, boçlunun aciz halinde olduğunu bilebilecek kişi olduğunu, bu sebeple tasarrufun muvazaalı olduğunu belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptali ile davacının alacaklı olduğu Mersin 4. İcra müdürlüğünün 2019/1883 esas sayılı icra takip dosyasından cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yönelik yetki verilmesine, mahkemece tasarrufun iptali dava şartları oluşmadığı kanaatine varılacak ise muvazaalı satış ve devirler nedeniyle yapılan satışın iptali ile davacının Mersin 4. İcra müdürlüğünün 2019/1883 sayılı icra takip dosyasından cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yönelik yetki verilmesine karar verilmesi talep edilmiştir....

        SAVUNMA: Davalı --------vekili; tasarrufun iptali davasında alacağın semeresiz kalmış olması bir ön şart olduğunu ve bununda kanıtlanması gerektiğini, somut olayda bu şartın gerçekleşmediğini müvekkilin emlakçılık yaptığını taşınmazın gerçek değeri ile satın alındığını davacı yan davalılar arasındaki muvazaalı ilişkiyi kanıtlamaktan uzan olduğunu rayiç değerin altında bir bedelle taşınmazın devralınmış olduğu hususunun gerçeği yansıtmadığını belirtmiştir....

          SAVUNMA: Davalı --------vekili; tasarrufun iptali davasında alacağın semeresiz kalmış olması bir ön şart olduğunu ve bununda kanıtlanması gerektiğini, somut olayda bu şartın gerçekleşmediğini müvekkilin emlakçılık yaptığını taşınmazın gerçek değeri ile satın alındığını davacı yan davalılar arasındaki muvazaalı ilişkiyi kanıtlamaktan uzan olduğunu rayiç değerin altında bir bedelle taşınmazın devralınmış olduğu hususunun gerçeği yansıtmadığını belirtmiştir....

            SAVUNMA: Davalı --------vekili; tasarrufun iptali davasında alacağın semeresiz kalmış olması bir ön şart olduğunu ve bununda kanıtlanması gerektiğini, somut olayda bu şartın gerçekleşmediğini müvekkilin emlakçılık yaptığını taşınmazın gerçek değeri ile satın alındığını davacı yan davalılar arasındaki muvazaalı ilişkiyi kanıtlamaktan uzan olduğunu rayiç değerin altında bir bedelle taşınmazın devralınmış olduğu hususunun gerçeği yansıtmadığını belirtmiştir....

              SAVUNMA: Davalı --------vekili; tasarrufun iptali davasında alacağın semeresiz kalmış olması bir ön şart olduğunu ve bununda kanıtlanması gerektiğini, somut olayda bu şartın gerçekleşmediğini müvekkilin emlakçılık yaptığını taşınmazın gerçek değeri ile satın alındığını davacı yan davalılar arasındaki muvazaalı ilişkiyi kanıtlamaktan uzan olduğunu rayiç değerin altında bir bedelle taşınmazın devralınmış olduğu hususunun gerçeği yansıtmadığını belirtmiştir....

                Mahkemece, davanın tasarrufun iptali davası olduğu, bu davanın görülebilmesi için aciz belgesinin sunulması gerektiği, davacının bu belgeyi sunmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur....

                  nın takip konusu alacağın muvazaalı olduğu yönünde beyanının olmadığının anlaşıldığı, Mahkemenin gerekçesinde yer alan diğer olguların da dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmediği, takip, dava konusu tasarrufundan sonra yapılmış olmakla beraber, borcun iptali istenen tasarrufundan önce doğduğu, davalı ... tarafından, davalı borçluya gönderilen 13.3.2007 tarihli ihtarname, borçlu hakkında başlatılan 6.3.2007 tarihli takipten sonra olduğu gibi, meni müdahale ve ecrimisil davasının da, 2.4.2007 tarihinde açılan tasarrufun iptali davasından sonra 24.4.2007 tarihinde açıldığı ve borçlunun 11.10.2006 tarihinde davalı ...'e sattığı evde 21.5.2010 tarihli tahliye ve hacze kadar oturduğu,dosyadaki maddi ve fiili olgular birlikte değerlendirildiğinde davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu