Mahkemece, davacıların davanın devamı sırasında taleplerinin öncelikle tasarrufun iptali yerinde görülmediği takdirde muvazaa hükümlerine dayandırdıklarını belirterek terditli talepte bulunmuşlar ise de dava dilekçelerinde böyle bir taleplerinin olmadığı sonradan bir ıslahta yapılmadığından talepleri yerinde görülmediği davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açıldığı, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
İlk derece mahkemesi tarafından; davacıların borçlu şirket aleyhine haciz işlemlerini başlattıkları, dava başlangıcında aciz vesikası ibraz edilmediği, hacze kabil malı olmadığına tutanağın borçlu şirketin adresi olmayan ve taşındığı tespit edilen iş yerinde tanzim edilmiş tutanak olduğu, hacze kabil malı yoktur tutanaklarının borçlu şirketin adresinde düzenlenmemiş olduğu, bu haliyle İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası açılabilmesinin ön şartı olan aciz vesikası ya da aciz vesikası niteliğinde bir belge bulunmadığından İİK 227 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteminin reddine karar verildiği, davalı tarafın tanıklarının T5'ın savunmalarını doğrular mahiyette beyanlarda bulunduğu, davacının TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali talebi ispatlanamadığının anlaşıldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi’nin 18.11.2019 tarih, 2017/2488 Esas ve 2019/10763 Karar sayılı bozma ilamında; "Davanın, terditli olarak açılan, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali, olmadığı takdirde BK'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulmuş İİK'nin 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliği taşıyan haciz tutanağı dosya içerisinde bulunmadığından tasarrufun iptali davası yönünden ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi, BK'nun 19.maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda ise işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işlemin de muvazaalı olduğunun ispatlanması gerektiği, davalı 4.kişi ...’nin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davaların bedele dönüşmesinin söz konusu olmadığı dikkate alınarak, mahkemece davanın reddine karar...
Davalılar vekili, iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapıldığını, satışın gerçek olduğunu, davalı borçlu ve üç oğlu cezaevinde olduğundan ihtiyaçları nedeniyle dava konusu taşınmazın rayiç bedelle satıldığını, taşınmazın borçlunun oğluna kiraya verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, davaların el ve işbirliği içinde muvazaalı işlem yaparak alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik satış işlemi yaptığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalılar arasındaki 29.9.2004 tarihi tasarrufun davacının takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline,alacağı karşılayacak oranda haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davacının, davalılardan ...A.Ş'den olan alacağını tahsil için ... 4. ... Müdürlüğü'nün 2009/8637 sayılı dosyasından ... takibi başlattığını takibin semeresiz kaldığını, dava konusu taşınmazın davalı borçlu şirket tarafından diger davalı ...'e devredildiğini belirterek muvazaalı olan tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında taşınmazın devredildiğinin anlaşılması üzerine talebini bedele dönüştürmüştür. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir....
Nitekim tasarrufun iptali davalarında İİK.nın 283/1. maddesi doğrudan BK'na göre açılan davalarda kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği Dairemizin ve Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri arasındadır. Öte yandan muvazaalı işlemin tespiti aslında muvazaaya dayalı işlemin iptalini de kapsamaktadır. Davacı vekili, dava dilekçesinde ve yargılama aşamalarında davalı ...... Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti ile diğer davalı ... arasındaki taşınmaz devrinin muvazaalı olduğunun tespitini istediğini belirtmiş ve dava dilekçesi içeriğinden, davanın davacı işçinin davalı işvereni ...... Kimya San. ve Tic....
Tasarrufun iptali davalarında re'sen gözönünde bulunulması gerekir. Ancak davacı taraf dava dilekçesinde davalı borçlunun 3. kişi davalı Abdulkadir Beyazit'e muvazaalı olarak borçlandığını açıklıyarak muvazaa nedeniyle yapılan ../... -2- 2007/5099 2008/1546 haczin kaldırılmasını (hükümsüzlüğünü) istemiştir. Yerleşik uygulamada muvazaalı işlemlerin iptali için de her türlü dava açılabilmektedir. Muvazaaya dayalı davalarda hak düşürücü süre söz konusu değildir. Bu durumda davacı tarafa muvaza ile ilgili açıklamaları doğrultusunda inceleme yapılarak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA 19.12.2005 gün ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140.maddesi gereğince T.C Ziraat Bankası A.Ş harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 27.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
genel hükümlere göre muvazaalı işlem ile mal kaçırma olduğunu, gerekse tasarrufun iptali davasına konu olduğunu belirterek dava konusu taşınmazların tapusunun iptaline, mümkün olmadığı takdirde tasarrufun iptali ile alacak tahsil edilinceye kadar davalılar adına olan tapu kayıtlarının haciz ve icranın devamına, olmadığı takdirde sebepsiz iktisap ve zenginleşme hükümlerine göre borçluların müşterek ve müteselsilen...İcra Müdürlüğünün 2011/1499 takip sayılı dosyasındaki alacağı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılardan ... ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan ...’nın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında alacaklılardan mal kaçırma amacıyla kendisine ait olan taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı ... ...’ya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılardan ... ... satışın muvazaalı olmadığını, gerçek bedelin haricen ödendiğini ve iyi niyetli olduğunu öne sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... taşınmazı 59.000.00 YTL.ye sattığını beyan etmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere göre taşınmazın evlilik birliği içinde alındığını, düşük bedel ile akrabaya yapılan satışın muvazaalı olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne ve tapunun iptali ile Ümüt adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....