Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın takip konusu alacağın muvazaalı olduğu yönünde beyanının olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin gerekçesinde yer alan diğer olgularda dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Takip, dava konusu tasarrufundan sonra yapılmış olmakla beraber borç, iptali istenen tasarrufdan önce doğmuştur.Davalı ... tarafından davalı borçluya gönderilen 13.3.2007 tarihli ihtarname, borçlu hakkında başlatılan 6.3.2007 tarihli takipten sonra olduğu gibi meni müdahale ve ecrimisil davası da 2.4.2007 tarihinde açılan tasarrufun iptali davasından sonra 24.4.2007 tarihinde açılmış ve borçlu 11.10.2006 tarihinde davalı ...'e sattığı evde 21.5.2010 tarihli tahliye ve hacze kadar oturmuştur. Dosyadaki maddi ve fiili olgular birlikte değerlendirildiğinde davalı ...'...

    Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, alacak sabit olmadığından ve aciz belgesi verilmediğinden istem reddedilmiş; karar, davacı ve davalılar tarafından temyiz olunmuştur....

      Mahkemece dava konusu taşınmazın borcun doğum tarihinden sonra 175.000,00 TL bedelle davalı 3.kişi şirkete satıldığı, borçlu ve 3.kişi şirket yönetim kurulu üyesinin aynı kişi olduğu, satışın muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarrufun iptaline ve taşınmazın davalı 3.kişi adına olan kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı borçlu vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı borçlu ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, 6183 sayılı Yasanın 31.maddesine dayalı açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        tarafından açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Zira ön alım davası ile tasarrufun iptali davası arasında bir irtibat bulunmadığı gibi her iki davanın farklı yargılama usullerine tabi olmaları nedeniyle de birlikte görülebilme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle ön alım davası ile tasarrufun iptali davasının tefrik edilerek her birisinin müstakil bir dava olarak incelenip karar verilmesi gerekirken birlikte incelenip karara bağlanmış olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacılar ..., ... ve ... vekilleri ile davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı ...'a geri verilmesine 1.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan ...’nun müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait ... mahallesinde kain 514 ada 2 nolu parseli muvazaalı olarak yakın arkadaşı ...’a sattığını ...’in de bir süre sonra muvazaalı olarak ... ve ...’na sattığını, ayrıca kızı olan diğer davalı ...’a da muvazaalı olarak borçlanarak babası ...’ten kendisine intikal eden taşınmalardaki miras payına da haciz koydurttuğunu öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

            Tic.AŞ vekili, hükmü HUMK'nun 432.maddesinde öngörülen 15 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 30.4.2009 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından davalı şirket vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekmiştir. 2- Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın 282.maddesine göre tasarrufun iptali davası; borçlu, borçlu ile hukuki işlemde bulunan veya borçlunun ödeme yaptığı kişiler ile bunların mirasçılarına veya kötüniyetli kişilere karşı açılabilir. Somut olayda iptali istenen tasarruf davalı borçlu... ile üçüncü kişi ... ...arasında yapılan hisse devrinin iptali istemine ilişkindir. Davalı ... Mermer San. Tic. AŞ tasarrufun tarafı olmadığı halde zorunlu dava arkadaşlığı gerekçesiyle aleyhine dava açılması ve hüküm kurulması doğru değil ise de, sonuca etkili görülmediğinde bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....

              İcra Müdürlüğünün 2012/8460 nolu dosyasındaki alacağın temlikine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili; müvekkilinin davalı ...'tan ... 4. İcra Müdürlüğünün 2012/8460 nolu dosyasını 15/08/2012 tarihinde iyi niyetli olarak alacağına karşılık olarak temlik aldığını, tasarrufun iptali davasının koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia ve toplanan delillere göre; takip dosyası içeriğinden davalı borçlu adına kayıtlı bir kısım taşınmazlar üzerine konulmuş hacizlerin olduğu, davacı tarafından da herhangi bir aciz belgesi sunulmadığından dava ön şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                İSTİNAFA CEVAP : Davalı T5 vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazı cebri icra yolu ile yapılan ihale sonucu satın aldığı, bu tür bir satım işleminin tasarrufun iptali davasına konu edilemeyeceği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir. Davalı T8 istinafa cevap vermemiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, İİK'nın 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK'nın 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir....

                Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Asıl dava İİK'ndan kaynaklanan tasarrufun iptali, birleşen dava ise muvazaalı olarak gerçekleşen takibe konu çekin iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık tavzih isteminden kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....Hukuk Dairesine gönderilmesine, ....09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu